kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Haziran 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Yarışma mı, esir kampı mı?

Bundan önce gerek muhabir, gerekse jüri üyesi olarak pek çok güzellik yarışması organizasyonunu yakından takip etme fırsatım oldu. Kampların nasıl zorlu olduğuna, yarışmacıların nasıl insanüstü bir savaş verdiklerine bizzat tanık oldum. Star TV'nin organize ettiği Miss Turkey yarışmasının ardından e-mail kutuma düşen mesajlar ise "şartların" giderek zorlaştığını ve yarışmacıların adeta bir esir kampında hayatta kalma mücadelesi verdiklerini iddia ediyordu. Açık adresleri bende saklı bulunan söz konusu e-mail'leri "ihbar" olarak kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Gerek diğer yarışmacıların, gerekse organizasyonla ilgili kurum ve kişilerin açıklamaları için de sütunlarım daima açık olacaktır. İşte o mesajlardan biri:

ANOREKSIA TEHLİKESİ
"Yüksel Bey, size Miss Turkey hakkında bazı şeyler yazmak istiyorum. Güzeller arasından biriyim. Adımı veremem, çünkü yarışmaya girmeden önce bazı sözleşmeler imzaladık. Öncelikle bu şovun arka yüzünden bahsetmek istiyorum. Neler çektiğimizi bir Allah bilir, bir de biz... Aç kaldık. TV'den nasıl gözüküyoruz bilmiyorum ama son 3 gün hariç -ki geriye 15 gün kalıyor- aramızda anoreksia sınırına gelen, 1.76 boy 47 kiloya kadar düşen kızlar vardı. Son güne kadar 45'e düştüler. O kadar aç kaldık ki, koreografiler aklımıza girmiyor, başımız dönüyordu. Aç olduğumuzu söyleyince kamp görevlileri tarafından azarlanıyor, hakaretlere maruz kalıyorduk. Uyku saatimiz en fazla 6 saatti. Bir çalışmamız tam 30 saat sürdü ve bunun üzerine 1 saat bize dinlenme süresi verdiler ve sonra tekrar yola koyulduk. Ancak 12 saat sonra 6 saat uyuyabildik. Protein, vitamin hiç bir şey yiyemiyorduk. Dişlerimiz kanamaya, ağrımaya başladı. O kadar kötü muamele gördük ki, her gün ağlıyorduk. Bunları nereye yazsam bilmiyorum ama bu yarışmaya kimse katılmasın, kimse..." Tabii ki bunlar şimdilik sadece birer "ihbar" ya da "iddia" niteliğinde. İşte bir başkası: "Yüksel Aytuğ Bey, size Miss Turkey gerçeklerinden bahsetmek istiyorum... Organizasyonun içinden biriyim. İlk seçilen 3 güzel İngilizce'nin i'sini bilmiyor, eğitimleri yok. 4. seçilen kızın gözleri lens, burnu estetik. 3. kızın burnu da estetikli. Doğallık olsun diye saçları boyadılar ama postişlerle kısacık saçları uzattılar, uzun saçlıların bir özelliği kalamadı. Birden havaları değişti kızların. Bu nasıl yarışma bilmiyorum? Lens serbest, boyları 1.70 ya da 1.72 olan kızların hatta 1.76'lıkların boyları doğru değil. Kamp görevlisi Canan Bozkurt hepsini uzatıyor. Özellikle 1.68 olanlar birden 1.70 ya da 1.72 oluyor. Ölçüler ise tamamen yalan. Bizzat şahit oldum. Kakara kikiri yapılarak ölçüler 90- 60-90 boyutlarına getiriliyor. Kamp dönemi ise tamamen berbat. Kızlar aneroksia'ya özendiriliyor. kiloya kadar düşen kızlar, fenalaşanlar vardı ve de yalnızca marul yemekten, vitamin alamamaktan akılları durma derecesine gelmiş, hastalıklı gibi dolaşıyorlardı. Sonra da herkes çıkıp sıfır bedene karşıyız diyor. Kızlar tuvalete bile hakaret eşliğinde gidiyor, kamp görevlileri devamlı kızları aşağılıyor, 'Çek git 500.000 doları verdikten sonra' diyordu. Miss Turkey için çekilen klipte her kız yoktu, neden? Orada bu klipleri jüri izliyordu ve de bazı kızlar jürinin gözünün içine sokuldu fakat çoğu kliplerde yoktu. Kampta kızlar insan yerine konulmuyordu. 5 saat uykudan fazlası onlar için yoktu. Devamlı ayakta 15 santimlik topukların üzerindeydiler. Uyku yok, yemek yok. E, bu kızlar Miss Turkey'e mi çıkıyorlar, yoksa hastalık yarışmasına mı?.. Artık 1.70'lik çöp gibi kızlarımız bizi İngilizce bilmeden temsil ederler... Diğer ülkelerin seçilen kızlarına bir bakınız. Acaba içlerinde sıfır beden var mı?.." Bu iddialar, yarışmada hüsrana uğrayanların tepkisi ya da kıskançlığı olabilir. Ama ya gerçekse? İşte bu nedenle mutlaka üzerinde konuşulması ve açıklığa kavuşturulması gerekiyor.