kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Haziran 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Körü körüne bağlanmak...

KUZEY Kore bir kapalı kutu. "Münzevi krallık" olarak nitelenen ve giderek Batı'nın en büyük kâbusu haline gelen bir nükleer güç... Kuzey Kore hakkında merak ettiğim pek çok şeyi, geçen hafta National Geographic kanalında izlediğim "Insider" adlı belgeselde öğrendim. Nepalli doktor Sandy Guivit, bir dizi göz ameliyatı yapmak için Kuzey Kore makamlarının özel izniyle ülkeye girdi. National Geographic muhabiri ve kameramanı da sanki doktorun özel ekibinde görevliymiş gibi kafileye katıldı. Gezi boyunca kafileye Kuzey Kore hükümetinin gözetmenleri eşlik etti. Ekibin çektiği her bir kare resim, bu gözetmenlerin iznine tabiydi. Hatta bir seferinde ülkenin kurucusunun dev heykelini kadraja sığdırmak için yere yatmak zorunda kalan fotoğrafçıyı, "saygısızlığından" ötürü sınır dışı etmeye kalktılar. Zira kimse onun karşısında yatamazdı!.. Zamanında Güney Kore sınırında askerlik yaparken, elektrikli tel örgüleri aşarak Güney'e sığınan bir muhafızın anlattıkları ise insanın tüylerini ürpertecek cinstendi. Eski muhafız, "22 Numara" denilen çalışma kampında açlıktan ölmek üzere olan çocukların bir inek pisliğinde buldukları mısır tanelerini yiyebilmek için nasıl birbirleriyle kavga ettiklerini anlattı. Nepalli Doktor Guivit, 10 gün içinde bine yakın göz ameliyatı yaptı. Ameliyatlar sonunda hastalar, gözleri bantlı olarak bir binada toplandı. Doktor, hastaların gözlerindeki bantları tek tek açıyor ve onları "görünen dünya" ile tanıştırıyordu. Beni en çok etkileyen, hastaların gözlerini açar açmaz, kendilerini ışığa kavuşturan doktora teşekkür etmek yerine Devlet Başkanı Kim Jing İl'in duvarda asılı fotoğrafının önünde eğilmeleri, şükran ve bağlılıklarını bildirmeleriydi. Bunun saygıdan çok, korkudan kaynaklandığı her hallerinden belli oluyordu. Bence nükleer başlıklı füzelerden daha tehlikeli olan, otoriteye bu "körü körüne" bağlılıktı...