kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Ebru Şimşek’in yeni imajı artık kızıl saçlı!

Adnan Oktar'ın isteyip de elde edemediği tek kadınım

İlk kez 18 yaşında katıldığı bir güzellik yarışması ile dikkat çeken Ebru Şimşek, yıllardır Adnan Hoca ve müritlerine karşı verdiği hukuk mücadelesi ile adından söz ettiriyor. "Hiçbir zaman onun grubuna girmedim" diyen Şimşek; Adnan Oktar'ın hala kendisiyle ilgilendiğini de iddia ediyor. Şu sıralar ikinci albümü 'Buz'un heyecanını yaşayan Şimşek, şarkıcılığa geri döndü..
Ebru Şimşek; adını ilk kez 1994 yılında 18 yaşındayken katıldığı bir güzellik yarışmasıyla duyurdu. O yıllarda yarışma için Ankara'dan İstanbul'a gelen Şimşek için yeni bir dünyanın kapıları da açılmış oldu yarışmayla birlikte... Yarışmada güzelliği ile dikkat çeken Şimşek, ardından özel bir televizyonda sunuculuk yapmaya başladı. Adnan Hoca olarak tanınan Adnan Oktar'ın da dikkatini çeken Şimşek'in yolu böylece Oktar ile kesişmiş oldu. "Onun beni beğenmesi hayatımın dönüm noktası oldu. Beni kendi bacılarının arasına sokmak istedi. O gruba hiç girmedim ve girmediğim için şantajlar başladı" diyen Ebru Şimşek, 12 yıldır Adnan Hoca'ya karşı bir hukuk mücadelesi veriyor. Bugüne kadar hakkında yüzlerce dava açılan Şimşek, "Adnan Oktar'ın hayatında isteyip de elde edemediği tek kadın benim. Aklı hala bende" diyor. Gençliğinin adliye koridorlarında geçtiğini söyleyen Şimşek, şu ara yeni albümü 'Buz'un heyecanını yaşıyor.

YAZA BUZ GİBİ BİR ALBÜM

* 'Buz' isimli yeni albümünüz ile sessizliğinizi bozmaya hazırlanıyorsunuz, albümde kimlerle çalıştınız? Yazın sıcağında buz gibi bir albüm hazırladım. 12 şarkının yer aldığı bu yeni albümde; annemin isteği üzerine 'Hayat Harcadın Beni' isimli Türk Sanat Müziği şarkısını da yorumladım. Albümde Ebru Elver, Divan Baran, Sude Bilge Demir'in şarkıları var. Albümü Sude ile birlikte hazırlıyoruz.

* Bu aslında ikinci albümünüz öyle değil mi? Evet ilk albümü iyi tanıtamadım. Günde 10 tane duruşmaya gidiyordum. Konsere mi gideceğim, mahkemeye mi? Konser bekliyor ama mahkeme beklemiyor. O yüzden işim ile yeteri kadar ilgilenemedim.

* Şu ana kadar size karşı Adnan Hoca grubundan kaç dava açıldı, kalan davalarınız ne durumda? Şu ana kadar hakkımda bin suç duyurusu, 300 dava açıldı. Şimdiye kadar 290'ınını kazandım. Devam eden de 10 davam kaldı. Onlara da avukatlarım bakıyor, zaten ifadelerimi verdim. Türkiye'de ceza davaları çok uzun sürüyor. Hepsi artık bitmek üzere...

* Bunların sonucunda Adnan Oktar nasıl cezalandırılacak? Ben Adnan Oktar'a büyük bir tazminat davası açtım. Vicdanen bana ciddi anlamda tazminat ödemeli. Çünkü benim en güzel yaşlarımı çaldı! Benim en güzel yaşlarım adliye koridorlarında geçti. Mesleğimi icra edip kendimi daha fazla geliştirmek yerine adliyelerde koşuşturdum. Neredeyse bir avukat kadar bilgi sahibi oldum. Önce vicdanen hesabını Allah'a verecek. Türk adaletine inanıyorum, güveniyorum. Zaman aşımından düşmüş olan bu davayı yargıtay geri çevirdi. Ama her şeyden önce ilahi adalete çok güveniyorum. Bu tarafta olmasa da öbür dünyada hesaplaşacağız!

* Peki en başa dönersek; Adnan Oktar ile nasıl tanıştınız? Yolunuz onunla nasıl kesişti? Yarışma sonrasında gazete ve televizyonlar da görmüş beni, çok beğenmiş ve bacılarının arasına katılmamı istemiş. İşte Adnan Oktar'ın bu isteği benim için dönüm noktası oldu! Ben o gruba hiç girmedim. Gruba girseydim kimsenin benden haberi olmayacaktı. Ben yalnızca Adnan Oktar'a hizmet eden kişi olacaktım. Ama ben kafadan reddettim bunu ve şantajlar başladı. Gruptan ayrılan kişilerden duyduğum, hala aklının bende olduğu! Çünkü bugüne kadar isteyip de elde edemediği tek kadın benmişim. Ve hala benim bir lafıma bakıyormuş. Bunları gruptan yeni ayrılan kişilerden duyuyorum. Beni en çok üzen şey ise; onun müritlerinden birisi olmadığım halde o gruba girdiğime dair çıkan dedikodular oldu. Halbuki Adnan Oktar'ın cariyelerinden biri olmadığım için bu noktadayım ve 12 yıldır mücadele veriyorum.

'DAVAYI ÇEK' DİYE AÇIK ÇEK GELDİ


* Davanızı geri çekmeniz için size teklifler sunuldu mu? Oldu; açık çek bile önerildi. İlk avukatım aracılığı ile açık çek önerdiler. "Biz maddi olarak Ebru'ya verdiğimiz zararı ödeyebiliriz. Ama manevi olarak verdiğimiz zararı ödeyemeyiz. Ne istiyorsa, açık çek yazalım. Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki davayı geri çeksin. Ve olay kapansın" dendi çünkü bu davanın en büyük tanığı bendim. Ben 'hayır' dedim.

* Adnan Oktar ile mahkemelik olmanız ve Gökhan Adlı ile olan evliliğiniz size maddi açıdan çok şey kaybettirdi mi? Benim çok fazla şeyde gözüm yok. Paraya çok değer vermiyorum. Ama vermek gerekiyormuş, bunu öğrendim. Çünkü bizler için en önemli şey; yaş ve güzellik. Kadında çok önemli olan şeyler bunlar. Artık kaybedecek vaktim yok. Benim artık hayatımda iş var ve olmak zorunda. 18 yaşında davalarla tanıştım. Evlendikten sonra da ev kadını oldum. Evde yemek yapan bir kadındım.

* Çalışmanıza eski eşiniz Gökhan Bey mi izin vermedi? Benim mesleğim şarkı söylemek, sahneye çıkmak. Evli bir kadına hangi bardan iş teklifi gelir? İş teklifleri yavaş yavaş düştü. Ben de ev kadını oldum. O dönem hiçbir maddi gelirim yoktu.

ASLAN GİBİ AVUKATLARIM VAR

* Gökhan Bey'in durumu iyi değil miydi? İyiydi. Gayrimenkul açısından iyiydi. Parası vardı ama ben eşimle evliliğim süresince onun parasını hiç yoklamadım. Nerede nesi vardı hiç bilmiyorum ve sormadım da...

* Ama insanlar sizin Gökhan Adlı'dan boşandıktan sonra birçok şey aldığınızı düşünüyor... Evet bunu düşünüyorlar. "Gökhan Adlı'dan ayrıldı durumu iyidir, zengindir" diyorlar. Oysa hiçbir şeyim yok! İstesem alırdım ama almadım. Ben kendim ayaklarımın üzerinde durayım, kendim kazanayım diye düşünen bir insanım. Yani belki o bana jest yapsaydı olabilirdi ama ben talep etmedim. Benim istediğim sıcak bir yuvaydı. Zaten yaşadığım olaylar beni çok yormuştu. Genç kızlığım bu davalarda koşuşturmayla geçmişti.

* Bu kadar dava ile nasıl başa çıkıyorsunuz maddi gücünüz yoksa? Benim iki tane aslan gibi avukatım var. Rezzan Aydınoğlu ve Nalan Koloğlu. Bu insanlar beş kuruş para talep etmeden bu kadar davayı üstlendiler. Bunu kendi meseleleri olarak gördüler. Hiçbir para talep etmeden bu kadar davaya baktılar. Ofislerinde koca bir dolap yalnızca benim dosyalarımla dolu. En küçük bir dava için ne kadar paralar istiyorlar. 300 davayı artık düşünün. Ben asla bu ödemeleri yapamazdım.
Haberin fotoğrafları