kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cumartesi SABAH 
ATİLLA DORSAY

Tarantino'nun filmi öykündüğü B filmlerden ileri değil

Quentin Tarantino'nun Amerikan patentli ve uluslararası dilde 'B pictures' denilen ikinci sınıf ucuz filmlere olan düşkünlüğünü ve sinemasının bunlardan beslendiğini, sanırım sağır sultan bile duymuştur. Tüm sinema eğitimini, okul yerine bir videocu dükkânında çalıştığı yıllarda alan ve bu arada Amerikan sinemasıyla yetinmeyip, ücra ülkelerden, örneğin Japonya, Hong Kong, Hint sinemalarından da beslenen Tarantino, sonuç olarak karşımıza hep bir ölçüde çocuk kalmış ve sinemanın eğlendirici yanına tapan bir orijinal adam olarak çıktı. Eee, herkesin illa da Yurttaş Kane veya Tarkovski'yle yemin etmesi beklenmez!... Tarantino da bu ucuz ve genelde kötü filmlerden aldığı feyzi, sinemada özgün, dinamik ve kişisel bir şeylere dönüştürmeyi başardı. Ucuz Roman yalnızca, sürekli konuşup içlerini döken gangsterlerden söz edip alışılmadık durumlara yaslandığı için bir modern başyapıt değildir. Aynı zamanda çok özgün bir yapısı, nefis karakterleri ve hınzır bir mizahı da vardır. Üstadın diğer filmleri de belli ölçüde bu özellikleri yineler. Ancak bu son filmde aynı heyecanı duymak ve aynı onayı vermek imkânsız gözüküyor. Bu kez 70'lerin o ucuz yol filmlerini örnek veya esin olarak alıyor Tarantino. Karşımıza kurşun geçirmez, sarsıntıya dirençli, kolay yok olmaz simsiyah arabası içinde; kurbanlarını çarparak, evet, arabasıyla onların arabalarına çarparak öldüren bir yol katili çıkarıyor. Hazret bu çarpışmalardan hafif yaralarla kurtulurken, kurbanları en vahşi biçimde can veriyor... Katilimiz üstelik bir kadın düşmanı! İlk kurbanlar, eğlenmeye çıkan kızlardan oluşan bir kadın grubu oluyor. Kahramanımız hem çarpışmadan hem de polisten kurtulmayı yine başarıyor. (B filmi mazeretine sığındık ya... Hiç mantık aramayın). Sonra ikinci bölümde, iyice yaşlanmış bir Kurt Russell'dan başkası olmayan sempatik (!) katilimiz, yine bir kadın grubuna saldırıyor. Ama bu kez dişiler çetin ceviz çıkıyor. Ve adama haddini bildiriyorlar. Filmin elbette kimi küçük teselli armağanları var: Dur-durak bilmeyen bir tempo (baştaki bitmez-tükenmez geyik muhabbeti hariç!), ustalıkla çekilmiş aksiyon bölümleri, hem dişi hem ölümcül olmayı başaran kadın oyuncular. Ve de kendine özgü bir feminizm tavrı. Ama bu kadarı, bir aralar sinema tarihini değiştirdiği ve modern sinemanın öncüsü olduğu söylenen bir adam için yeterli mi? Hiç sanmıyorum. Üstadın acele titreyip kendine dönmesi ve şöhretini böyle filmlerle heba olup gitmekten kurtarmaya çabalaması gerekiyor.

ÖLÜM GEÇİRMEZ **
(Death Proof) Yönetim, senaryo ve görüntü: Quentin Tarantino/ Oyuncular: Kurt Russell, Sydney Tamiia Poitier, Vanessa Ferlito, Jordan Ladd, Tracie Thoms, Rosario Dawson, Zoe Bell, Eli Roth/ Amerikan filmi.