kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Ömer Üründül (SABAH Spor Yazarı)
'Ligin üzerinde bir milli takım var'
Ömer Üründül (SABAH Spor Yazarı)
"Milli takım eksiklerine rağmen Türkiye Ligi'nin seviyesine göre çok başarılı ve bu, bir sistemin uygulandığını gösterir. Terim'in doğru yaptığı şeylerden birisi Aurelio'da ısrar etmesi. Bu kadar yürekten oynayan bir oyuncu, sistem için gerekliydi. Aslında Terim'in kafasında 4-1-3-2 ve 4-1-4-1 gibi diziliş var. Sistem, eldeki malzemeye göre yapılır elinizdeki malzeme rakiplere göre değişir. Örneğin Yunanistan maçında skor avantajı olunca Gökhan çıktı Hüseyin oyuna girdi. Futbolumuzda kolektif yapı tam oturmadığı için oynanan futbol daha çok motivasyona, bir oyuncunun eforuna bağlı kalıyor.

İbrahim Altınsay (Radikal Spor Yazarı)
'Terim daha radikal futbol oynatıyordu'
"Fatih Terim'in 'Birinci Ulusal Takım ve Galatasaray" döneminde oynattığı futbol o döneme göre ilerici ve radikal bir oyundu. Takım her alanda baskı yapıyor, alan daraltıyordu. Kapılan her topla da diklemesine ve hızlı karşı kaleye gidiliyordu. Bu oyunu üreten esas merkez orta alandaki, ayağına egemen üç savaşkan futbolcuydu. Bu ortamda ulusal takımda Sergen, GS'de Hagi serbest oynuyor ve ek bir üstünlük yaratıyordu. Ne var ki Terim'in ikinci GS ve Türkiye dönemleri ilkinden de geride... Orta alanda forvet arkasında ayağında top tutan bir Tümer'den ve onun 40-50 metre arkasında savunma önünden ayrılmayan, kesicilikle sınırlı Aurelio'dan medet umuluyor. Orta alanda güçsüz kalan Türkiye gereksiz pas ve oyalanmalarla yavaş oynuyor ya da top şişiriyor... Savunma göbeği ile Hakan Şükür sabit oynuyor, böylece takımın sahadaki yayılışı uzuyor. Bu durumda rakip izin verdiği ölçüde boyunuzu 'kısaltabiliyorsunuz'. Ayrıca her futbolcu kendi bildiği oyunu oynuyor ve maç içinde birbirini pek anlamıyor gibi. Yapıştırma bir uyum bu... Bu futbol elemelere yetebilir de finallere yeter mi, bilemiyorum. Terim göreve geldiğinde, İzmir'de oynanan bir Almanya hazırlık maçı vardı. O maçtaki yenilikçi oyun ve kadro arayışlarını bir daha göremedim. Umarım Türkiye finalleri erken garantiler de, oyununu ve kadrosunu yenileyerek 2008'e gider. Bu düzeyde oynayan futbolcular 'motive' olmak zorunda. Motivasyonu vurup, kırıp, parçalamayı, erkeklik ve kabadayalık gösterisi yapmayı anlıyorsak buna mızıkçılık derler ki, mahalle maçında bile bir süre sonra kabak tadı verir. Futbol yorumcularının Brezilya gibi oynuyoruz sözüne gelince; Hangi Brezilya'dan söz ediyor acaba? 2002'nin harika Brezilyası mı, 2006'nın pranga vurulmuş Brezilyası mı?"
Haberin fotoğrafları