kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kazim Kanat @ SABAH
SMS:
4122-KK MESAJ
 

Ağaçlar da konuşurmuş meğer!

Ormanlar yanarken ağaçlar çığlık atar derler! Canı acıyan insanlar gibi... Ağaçların da bir canlı olduğunu biliriz. Doğarlar, büyürler ve sonra da sessizce ölürler. Ama konuşmadan!.. Peki o ağaçlar da konuşurlar mı? Ya da konuşulanları anlarlar mı? Şaşırmayın sakın. Ben öğrenince çok şaşırdım. Her canlı gibi ağaçlar da konuşuyor. Konuşulanları anlıyor. Anlatayım; ben nasıl şaşırdıysam sizleri de şaşırtayım: Annemin evinin bahçesi, sanki minik bir Atatürk Orman Çiftliği. Her taraf botanik bahçesi gibi yemyeşil. (Rahmetli pederim tekaüt maaşıyla aldığı evi bir cennete çevirdi. Şimdi anacağım o ağaçları evlatları gibi büyütüyor.) Her neyse efendim. Güller arasında büyüyen o ağaçlar var ya... Bir köşede nar ve turunç. Bir başka köşede ise mandalin ve limonlar... Evin önü ise sanki portakal bahçesi...

BOYNU BÜKÜK AĞAÇ
Şimdi konuya geliyorum. Sıkı durun, onca ağaç arasında bir ağaç vardı ki... Sanki yavrusu olmayan bir anne gibi boynu bükük. Üzerinde hiçbir zaman tek portakal bile olmadı. Meyveleri o kadar çok bol olan onca portakal ağacı arasında öylece yapayalnız kalmış, mutsuz bir halde durur gibiydi. Her anneme gelişimde o ağacı çocuğu olmayan annelere benzetirdim. Bayramda anneme gittiğimde evin bahçe kapısını açarken şaşırdım kaldım. O çocuksuz anneye benzettiğim ağacın dalları portakaldan sarkmışlardı. Annem Hatun Ayşe Sultan'a dedim ki: "Büyü mü yaptın. O kuru ağaç canlanmış, meyve vermiş?" Anacağım gülümsedi: "O ağacı korkuttum. Dövdüm. Biraz da canını yaktım!" Sonra beni o a portakal ağacının yanına götürüp anlattı. "Oğlum," dedi. "Anlatacağımı dinle. Ama şaşırma! Biliyorsun bu ağacın,sadece güzel görüntüsü vardı ama hiç meyvesi yoktu. Kesmeye karar verdim ve evin önünden sırtında baltası ile geçen oduncuyu çağırdım." Şaşkınım ya... Anacağım muzip muzip güldü. "Oduncuya dedim ki: Şu portakal ağacını kes! Oduncu baltasını duvara dayadı, ağacı okşadı ve sonra aynen şunu dedi: 'Bu ağacı hiç dövmemiş, korkutmamışsın!' Ben öyle şaşkınım ki... Oduncu elinde ki baltayı elime verdi ve ağaçla konuş dedi. Hatta biraz da canını acıt." Annem anlatıyor ya... Ben de yine muzip gülüş... "Hadi oradan be!" diyorum ama bir yandan da "Hadi çabuk anlat," diye ısrar ediyordum. Anam gülerek devam etti: "Evlat! Elde balta, bir Kızılderili şefi gibi portakal ağacının etrafında dönüp duruyorum, bir yandan da söyleniyorum: 'Ağaç, ağaç! Bu sene de portakal vermezsen bu balta ile seni kesip, odun yapıp yakacağım.' "Sonra ne oldu?" dedim. Anacağım noktayı koydu: "Elimdeki balta ile hafif hafif çizikler attım. 'Bak!' dedim, 'Bu senin son şansın. Yoksa!..'" Biz bunları konuşurken eşim Sevinç ağacın tepesine çıkmış torbalara portakalları dolduruyordu. Ben öyle şaşkınım ki... Anamın sesi beni derin düşüncelerden gerçeğe dönüştürdü: "Oğlum," dedi. "Her canlının canı var. Bir ağaçtan bir dal bile koparma!" Efendim! Üç gündür çimlere basmaya korkuyorum! MESAJ; Dostlardan yılbaşı gecesi mesajlar aldım. Hepsi şunu söylüyordu: Tereyağda bir çift yumurtayı ben de yedim. Öyle duygulandım ki. Üç numaralı gaz lambasında 50 yıl önce yediğim o yumurtanın kokusu yine aynıydı. Bir şey daha. Kamyon arkasında Maraş'tan geldiğim İskenderun'da çok şey değişiyor. Sahilde yaşlı kadınlar yürüyor. Olgun kadınlar aletli spor yapıyor. Tek değişmeyen şey ise genç sevgililerin kayalar üstüne oturup öpüşmeleri ve güneşin batışını seyretmeleri. İskenderun'u sosyal olarak değiştiren Belediye Başkanı Mehmet Aslan'a binlerce teşekkür ve tebrikler.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sarı gelin ve ah Tamara!   / 28-01-2007
 Doktor ne kadar ömrüm kaldı?   / 21-01-2007
 Gülün solduğu akşam!   / 14-01-2007
 Ağaçlar da konuşurmuş meğer!   / 07-01-2007
 Babasız bir yılbaşı daha!...   / 31-12-2006
 Ahmet Ertegün'ün rüyası: Cosmos!   / 24-12-2006
 Maraş'tan bir haber geldi. Dediler ki...   / 17-12-2006
 Biz erkekler, 'taş kalpli'yiz! Oysa siz kadınlar...   / 10-12-2006
 Korkmak mı, aslaaaa   / 03-12-2006
 İki fotoğraf ve birkaç kırık dökük anı   / 26-11-2006
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
GÜLSE BİRSEL
Kahve bağımlıları, birleşin ve rahatça...
TURGAY NOYAN
Denizcinin Günlüğü'ndeki yanlışlar
Bugünkü yazım biraz...
FATİH ALTAYLI
Zor sınıfın çalışkan çocuğu
S Max'i kullanmak keyifli.
GÜNTAY ŞİMŞEK
Suudilerden sonra en çok iş jeti...
Seksin saati olur mu?
Seksin saati olur mu?
Psikolog Elif Orhon ve Psikolog Dr. Mualla Oktay seks için en iyi...
'O çantayı Eda'ya aldırtmam'
Geçtiğimiz hafta SABAH Cumartesi ekinde yer alan, Eda Taşpınar'ın 78...
'Aleyhimize yazmak zevkli hale gelmiş olabilir'
Bir Demet Tiyatro'nun ekranlara bir hafta ara vermesi, "Yayından...
Onların hayatı: Futbol
Haftanın yedi gününü de futbol izleyerek geçirebiliyor ve bundan müthiş keyif...
'Azınlıklardan korkmak niye?'
Türk medyasının Ermeni kökenli sayılı kalemlerinden Alin Taşçıyan da Ermeni...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.