kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ünlü kadınlarımız 'mış' gibi yapıyor
Ünlü kadınlarımız 'mış' gibi yapıyor
Önce her şeyi silmek gerek
Tek başına başaramazsın

Ünlü kadınlarımız 'mış' gibi yapıyor

'Umut Lanettir' isimli altıncı kitabıyla yine okuru huzursuz eden Meltem Arıkan, kadının var olma yolculuğunun gönüllü savaşçısı olarak kılıçları kuşandı: Hiç kimse dönüp kendine bakmıyor. Ünlü kadınlar ilişkilerinde çok güçlü görünüyor ama iki yüzlüler, çok 'mış' gibiler.

Kadının varoluş mücadelesinde ön saflarda yer alan ve yazdığı her kitapla bir adım daha ilerleyen Meltem Arıkan'ın altıncı kitabı 'Umut Lanettir' pek çok konuya verdiği cevaplarla özellikle kadının, içsel tartışmalarına nokta koymaya çalışıyor. Toplumun iki yüzlülüğüne dokunan kitapta; kadının kendiyle barışı, varolması gerekliliği, cinselliği, bedeni ve aşkı harmanlanıyor. Kitabında şehirli ve çalışan kadınların bedenlerinin kendilerine ait olmadığını ve cinsellikleriyle barışık olmadıklarının üzerinde duran Arıkan, "Ya magazin gündemini oluşturan, güçlü görünen şu ünlü kadınlarımız?" diye sorunca yanıtlamadan edemiyor: "Çok 'mış' gibi olduklarını söyleyebilirim. İki yüzlülük dediğim de bu zaten. Hiç kimse dönüp kendine bakmıyor. Birkaç laf öğreniyoruz ya da birisiyle evleniyoruz, onun hayatına kendimizi adapte ediyoruz. Hep bir sürü rol var. Ben o rollerin içinde hangisi gerçek anlayamıyorum. Bu çok rahatsız edici bir şey!"

BEN
CEVABIMI VERDİM

Bilindiği üzere 'Yeter Tenimi Acıtmayın' isimli kitabında ensest ilişkilere değinen ve 'Türk toplumunda ensest ilişki yoktur' iddiasıyla yasaklanan Meltem Arıkan, kendisine sürekli bu konuya ilişkin sorular sorulmasından da sıkılmış: "Artık bu konu konuşulmasın. Ben, 'Umut Lanettir'de 'Yeter Tenimi Acıtmayın'ı yasaklayanlara cevabımı verdiğimi düşünüyorum..."

* Yani bu kitap ona mı cevaptı?
Hayır ama en azından ben kendi cevabımı kendi bildiğim yolla verdim. Kitaptaki bir sahne ona cevaptı.

* Hangi sahne?
Devletimizin düzenlediği en iyi aile yarışmasının olduğu bölüm. İşin açıkçası romanı yazarken yazdığım en keyifli bölümdü; hakikaten gülümseyerek yazdım.

* Bu kitabın da promosyonunu buradan yapabilirsiniz...
Yok, oradan yapmayalım. Artık bunun konuşulmasına gerek yok, ben cevabımı verdim. Bunu tartışmayalım.

* Ne tartışılsın istiyorsunuz?
Birkaç şey... Bir kere şu toplumun iki yüzlülüğünü tartışalım istiyorum. Kadınlar ve erkekler ikiyüzlü, kendilerine ikiyüzlüler. Bunun tartışılması benim için çok önemli. İkincisi, kadınlar ve erkekler hep 'mış' gibi yaşıyorlar ve bütün hayat 'mış' gibi oluyor, bunun tartışılması benim için çok önemli. Mesela umut diye bir kelimemiz var, şöyle algılanıyor; 'umut ediyorum bir gün olacak ama ben hiç çaba sarf etmiyorum.' Çünkü umut ediyor ya, olacak! Maalesef bunu destekleyen çok büyük yanlış algılamalar ve bence çok yanlış kitaplar var. Beş günde düşünce yöntemiyle hayatınızı değiştirin, on günde bilmem ne yapın... Eylem olmadan bunların gerçekleşmesi mümkün değil. Evet umut etmek bizim bir gerçeğimiz, umut etmeden yaşamamız mümkün değil ama umut ancak harekete geçilirse elde edilebilir. Yoksa, umut ediyoruz, her şey güzel olacak, otur evinde, böyle olmaz!

* İyi de 'Harekete geçmeden bir şeylerin olmayacağını anlatmak sana mı kaldı' diye sorarlar. Neden bunu dert ettiniz?
Umut insanları hareketsizliğe itiyor ve umut ederken de yine bu hareketsizlik sebebiyle biz hep çevremizi suçluyoruz, herkesi yargılıyoruz, hazır reçeteler arıyoruz ama dönüp hiç kendimize bakmıyoruz. Kendimize bakmadığımız sürece bireysel olarak var olabilmemiz mümkün değil. Benim ilk kitabımdan beri tek bir derdim var; kadınların ve erkeklerin var olmaları!

* Sizin kitaplarınızda daha çok kadın var oluşunun altı çiziliyor...
Evet, çünkü kadınlar var olmadan erkeklerin var olması mümkün değildir! Çünkü doğanın temeli dişidir, çünkü erkekler rotasyona uğramış dişilerdir. Bu kabul edilmeden, kadınlar var olmadan, erkeklerin var olması mümkün değildir.

* Kadınlar var olmaları için mücadele etmeleri gerektiğini biliyorlar mı peki?
İşte esas sorun o! Bir grup kadın var olmaları için mücadele vermesi gerektiğinin yeni farkına varıyor, ne yapacağıyla ilgili arayışlar içinde. Bir grup kadın ise daha hiçbir şeyin farkında değil, inşallah olacaklar.

* Gruplaştırmayı yaparken; ekonomik, kültürel...
Hiç fark etmiyor. Çünkü aslında temelde kadınların sorunları her yerde aynı. Şehirli kadının da bedeni kendine ait değil, köydeki kadının da. Şehirli kadın da cinselliğiyle barışık değil, köydeki kadın da. Yani her gece bir adamla yatmak da insanın cinselliğiyle barışık olmadığını gösterir, çünkü tüketmeyle ilgili. Cinselliği yaşamak, her gece bir şey yaparım anlamına gelmiyor ki... Hepimiz aynı kültürel ve dini baskıların içinde yaşıyoruz.

* Yani sizi okuyanlar var olmak için çaba harcayacak?
Çok ciddi harcıyorlar.

* Nereden biliyorsunuz?
Ben okurlarımla çok interaktif bir ilişki götürüyorum. Okurlarımın hiçbiri 'Meltem Arıkan'a bir şey yazdım, cevap vermedi!' diyemez. Okurlarımın hiçbiri 'Böyle bir kitap yazdı, beni sorularımla baş başa bıraktı!' diyemez. Ben e-mail yazan herkese cevap yazarım, tanışmak isteyen herkesle tanışırım, kitaplarımdan yola çıkarak çeşitli sorunlarını fark ettiyse ve onlara cevap arıyorsa muhakkak buluşurum...

ACIYI DEĞİŞTİRME ŞANSI VAR
* Sizin pozisyonunuz ne oluyor burada? Psikolog değil, danışman değil...
Şöyle diyelim, varoluş yolculuğunu yapmış bir kadın olarak o yolculuğun ne olduğunu biliyorum.

* Hepsini yaşadım diyorsunuz yani...
Yaşamadan dışarıdan ahkâm kesersen çok samimiyetsiz yazarsın, bu da okura ulaşır. Ben okurun çok akıllı olduğunu düşünüyorum. O yüzden, kitaplarımda özel hayatım yok ama varoluş yolculuğum var.

* Neden okur sizin kitabınızı alsın?
Kafasını karıştırmak için.

* Niye kafasını karıştırmak istesin?
Çünkü huzursuz olmadan bir şey yapılamaz, çünkü değişim huzursuzlukla başlar. Acı çekmeden olmaz.

* İnsanlar acı çekmek istemiyor ki!
Ama insanlar acı çekmekten kaçmak adına o kadar çok acı çekiyor ki... Hiç olmazsa gerçekten huzursuz olurlarsa, acıları değiştirme şansını yakalarlar. Öbür türlü hep aynı filmi seyrederler hayat boyunca.

* Yani...
Umut ancak eyleme geçilerek, gerçekten umut olabilir.

BELGİN ÇOBAN

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Ben Doğa'yı korumak için 'arkadaşız' dedim
 Mazeretim var asabiyim ben!
 Ünlü kadınlarımız 'mış' gibi yapıyor
 Sevgiliye özel taze şarkılar!
 Altın günlerine falcı yerine yaşam koçu yaşam koçu
 Abdi İpekçi Caddesi'nde canı sıkılan dükkan açıyor
 'Borat'la evleri değiştirmek isterdim'
 Kadınlar bu doktora hasta
 Buzları erittiler
 En güzel bacaklar Theron'da
 McGregor Cobain'i canlandıracak
HAKAN & UTKU
Popüler kültür bedduaları
* İnşallah Tuğba Ekinci'nin...
ELVAN DEMİRKAN
Sağlıklı seks ve kilo için bilmediklerimiz
Meşhur kalp...
Hamilelik diyabeti kalıcı olmasın
Hamilelik diyabeti kalıcı olmasın
Gebelik döneminde bazı kadınlarda ortaya çıkan diyabet, gerekli...
Bebeği ağrısız emzirmek mümkün
Bebeği ağrısız emzirmek mümkün
Doğru emzirme teknikleri yeterince uygulanmadığı için Türkiye'de...
Her kliple albüm kapağı değişiyor
Her kliple albüm kapağı değişiyor
Kısa bir süre önce 'Bir Hayat Daha Olmalı' adlı ilk albümü ve...
Yeni albümü için Hindistan'a gidiyor
Yeni albümü için Hindistan'a gidiyor
Üç yıl önce 'Şakşuka' parçasıyla iyi bir çıkış yapan Mengüç, çok...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.