|
|
Ayıp diye diye...
Bu aralar sıkça tiyatro yazdığımı fark etmişsinizdir. Galiba bir televizyon yazarı olarak günah çıkarma ihtiyacı hissediyorum. Malum, yıllardır tiyatro seyircisinin azalmasında en büyük etkenin televizyon olduğu yazılıp, söylenir. Kim bilir belki de sıkça tiyatro yazarak ve oyun tanıtarak kendimce televizyondan payıma düşen diyet borcumu ödemeye çalışıyorumdur. Bu pazar BKM'de sahnelenen Ayıp Ettik adlı oyunu izledim. İtiraf etmeliyim ki, seksin tarihçesini anlatan oyuna biraz "çekinerek" gitmiştim. Zira cinselliğin sadece espri malzemesi olarak fütursuzca kullanıldığı ve bayağılıktan kurtulamayan çokça oyun izlemiştim. Ama daha beşinci dakikada her türlü kaygıdan, endişeden kurtuldum. Zira oyun, varlığımızın nedeni olan seksin tarihini neredeyse bir bilim adamı titizliğinde sorguluyordu. Yıllardır sadece "ayıp" olarak gördüğümüz bu en doğal gereksinimi "kendi doğasında" ama asla bayağılaşmadan sahneye taşıyordu. Belki de bugün Türkiye'nin çocuk pornosunda başı çekiyor olması, namus ve töre cinayetlerinin bir türlü önlenememesi ve cinsel suçların giderek artmasının nedeni, cinselliği tabu olarak görüp, tartışamamamızdı. Uğur Yağcıoğlu'nun yazıp, yönettiği Ayıp Ettik neşeli bir komedi. Ama altını azıcık eşelediğinizde korkutucu bir toplumsal dram çıkıyor. Ece Uslu, Durul Bazan ve arkadaşları çok başarılı. Özellikle Kayra Şenocak'ın bir muhabbet tellalı tiplemesi var ki, neredeyse Metin Akpınar'ın Beyoğlu Beyoğlu'daki unutulmaz canlandırmasına denk düşüyor. İzleyin derim. (Yarın sırada Metin Uca'nın muhteşem sahne gösterisi var. Yaşasın tiyatro!..)
|