| |
|
|
Türkiye'de futbol nereye gidiyor?..
Bu sezon tam sekiz Fenerbahçe maçından bir hafta önce rakip takımların 14 futbolcusu kartlar gördüler ve Fener'e karşı oynayamaz hale geldiler. Bunların içinde ikisi özellikle dikkati çekti.. Sivasspor, Fenerbahçe maçından önce kalecisi dahil üç futbolcusunu kaybetti. Vestel Manisa'nın tek golcüsü Rafael, Fener maçından bir hafta önce, maçın 92'nci dakikasında oyundan atıldı. Şimdi tablo buyken, Fenerbahçe İkinci Başkanı Nihat Özdemir, Kanal D tarafından daha önceden planlandığı açıkça belli bir organizasyonda "Bülent Demirlek'in Trabzon maçına hakem atanması, Galatasaray maçı öncesi Fenerbahçe'nin kart sınırındaki adamlarını tasfiye etmesi içindir" dedi.. Diyebildi.. Neden diyebildi?.. Çünkü Özdemir, Federasyonun aczini biliyordu.. Laf ola bir açıklama, hepsi o.. Güçlü, yürekli bir federasyon anında "tedbirli" olarak ceza heyetine verirdi. O heyetten hatta, bir daha yöneticilik yapmasını engelleyecek kadar ağır ceza çıkardı. Konuşma o kadar ağır, o kadar tehlikeliydi çünkü.. Sadece bir maçın değil, ligin kaderini değiştirecek eylemlere varabilirdi. Çünkü Özdemir, kutsal ittifak medyasının da ses çıkarmayacağını, hatta kendi yanında yer alacağını biliyordu. Nitekim öyle oldu.. "Bu nasıl laf" diyen tek kişi çıkmadı. Konuyu yazanlar da hiç sıkılmadan, utanmadan "Bu açıklamadan sonra Bülent Demirlek ya maçı yönetmesin, ya da adam gibi yönetsin" demek amigoluğunu gösterdiler. Eskiler "Herkesi nasıl bilirsin" demişler.. Cuk oturuyor duruma.. Dahası var.. Bu haftaki hakem atamalarına, bu gerekçe itiraz edecek bir kulüp varsa, o Fenerbahçe değil Galatasaray'dı.. Çünkü bu sezon tam sekiz maçından önce rakiplerinin 14 futbolcusu yasaklanan takım Fenerbahçe'ydi ve sıkı durun, bu haftaki Fener maçından önce, Galatasaray maçına atanan hakem, SivasFener maçından bir hafta önce, Sivas'ın 3 futbolcusunu temizleyen Barış Şimşek'ti.. Yani eğer varsa bir tezgah, bir komplo, bu komplonun tam da içindeki hakem, Fener maçından önce, Galatasaray'a atanandı, Demirlek değil.. Nihat Özdemir bunları zerrece düşünmeden konuşuyor.. Amacı komployu önlemek değil, tam tersine Bülent Demirlek'i hedef göstererek, Galatasaray maçı öncesi kart sınırındaki futbolcularını kurtarmak. Rakip sahada, Trabzon gibi bir rakibe karşı sarı kart kolay çünkü.. "Ne olur ne olmaz. Ben yolu keseyim de.." Nihat Özdemir'in bu lafları daha önce edilen, alışılmış "Falanca hakemi istemiyoruz" beyanlarından çok farklı.. Bu belli bir hedefe yönelik laf. Genelleme değil. Çok özel.. Bülent Demirlek, maça çıkarken Fener'e kırmızı kart çıkarma, ya da sınırdaki futbolculara sarı gösterme hakkının bu demeçten sonra artık olmadığını biliyordu. Çünkü Fener'den bir kişi eksiltirse, Nihat Özdemir'den mesajı alan Kutsal İttifak medyasının onun kariyerini nasıl bitireceğini biliyordu.. Nitekim Uğur Boral'a ikinci sarıyı göstermeye cesaret edemedi. Fener'e kırmızı kart çıkaramayacağını çok iyi bildiği için, Trabzon'a da çıkaramadı, Ufukhan'ı oyundan atmaya vicdanı elvermedi. Federasyon ve medyanın bu tavrının sonucu ne?.. Bundan böyle tüm hakemler başka yönetici tarafından pervasızca hedef gösterilecek. Hemen her kritik maçta hakemlerin düdükleri ve kartları, bu demeçlerle engellenecek.. Lige pislik bulaşacak ve işin sonu kanlı tribün kavgalarına varacak.. İbret tablosudur bu.. Federasyonun aczinin ve medyanın tarafgirliğinin.. Bir de Özdemir yanı var işin.. Nihat Özdemir, Fenerbahçe'de en saygın isimlerin başında geliyordu. Murat Özaydınlı ve Mahmut Uslu, ipe sapa gelmez demeçler verirken, Özdemir "Spor adamı" olarak örnek gösteriliyordu. Özaydınlı ve Uslu tükendiler, bittiler.. Aziz Yıldırım onları susturdu. Şimdi öyle görünüyor ki, tetikçiliği Nihat Özdemir yüklenmiş. Aziz Yıldırım bir taşla iki kuş vuruyor. Hem istediği terörü yaratıyor. Hem de Ali Şen'in Vefa Küçük'ü bitirdiği gibi, o da bir gün karşısına rakip olarak çıkabilecek Özdemir'in yolunu kesiyor. Hatta kesti bile..
Bir kez daha.. Ben komutanların, NATO Müteahhitleri (Orduya inşaat yapan) ve Silah Tüccarlarıyla (Orduya silah satan) bu kadar yakın ve samimi görüntüler vermesini yadırgıyorum. O başkan, Özhan Canaydın ile de maç boyu Şeref Tribününde yan yana oturdu, ama dönüp "Merhaba" demedi, elini sıkmadı.. Demek ki.. "Efendim Şeref Tribünü" demek, bu hassas görüntünün bahanesi olmaz. Olmuyor!..
|