|
|
'Genç Türkiye'ye ihtiyacımız var' söyleminden bıktık!
Muhteşem İstanbul manzarasına bakan bir yuvarlak masada oturuyoruz. Hemen yanımda Hollandalı köşe yazarı, siyasi analist Syp Wynia var. Yaşını sormadım ama orta yaşlı görünüyordu. Açık Toplum Enstitüsü ile British Council'in düzenlediği tek günlük bir seminer için İstanbul'daydı. Tıpkı Avrupa'nın 10 ülkesinden davet edilen diğer 13 gazeteci gibi. Syp Wynia ve diğer gazeteciler gün boyu, Türkiye'nin AB üyeliğini konu olan bir dizi konuşmalar dinlemişti. Birkaç Türk gazetecinin davet edildiği akşam yemeği sırasında ise bu kez hep birlikte Michael Lake'i dinliyorduk.
Türkler ve Faslılar! Lake'i okurların hemen hatırlayacağına eminim. Gerçek bir Türkiye taraftarı olan ve bulduğu her ortamda Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa'ya yapacağı katkıları anlatan AB'nin eski Ankara temsilcisi. Konuşmalar bitip de masadakilerle sohbete başladığımızda, Hollandalı gazetecinin Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki görüşünü öğrenmek istedim. Duyduklarım Türkiye olarak işimizin ne kadar zor olduğunu gösterir gibiydi. Bir kere Syp Wynia, sadece Türkiye'nin değil, şu an üye olmak üzere olanların ve yakın bir tarihte üye olan ülkelerin de üyeliğine karşıydı. Yani AB'nin genişleme politikasını son derece anlamsız buluyordu. 'Hollanda halkı sanırım en zor ikna edilecek halk' diyecek oldum, bana 'Fransa bence daha da zor sizin için' dedi. Konuşmalarından anlamdım ki, hani Türkiye taraftarlarının ve Türkiye'nin AB üyeliğinin elzem önemini her fırsatta anlatmaya çalışan otoritelerin, sık sık söylediği, 'Avrupa hızla yaşlanıyor. Genç, dinamik nüfusuyla Türkiye'ye ihtiyaçları olacak' görüşü pek umursanmıyordu. 'Sürekli bunu söylüyorlar' dedi Wynia. 'İyi ama, zaten o Türkler şu anda gelmiş ve çalışıyor. Bunun için Avrupa Birliği'ne üye olmalarına gerek yok. Ayrıca göç ülkemiz için büyük sorun yaratıyor.' Sonra da Hollanda'daki Türkler'in suç oranı sıralamasında ön sıralarda yer aldığını, ama Faslılar kadar da kötü bir üne (!) sahip olmadığını anlattı. Türkler ne entegre oluyor, ne de dili öğreniyordu.
Piar çalışması sevimsiz Gazeteciye göre Avrupa Komisyonu ise tam bir piar çalışması yapıyordu. Onların söylemlerine inanacak kadar da saf değillerdi! Ülkelerin kendilerini pazarlaması da onlara antipatik geliyordu. TÜSİAD'ın Avrupa'daki ga zetelere Türkiye'nin AB üyeliği için yaptığı mücadelenin yansıtılmasından da Wynia'nın pek hoşlandığı söylenemezdi. 'Peki' dedim, 'Bu seyahate neden katıldınız? Açık Toplum Enstitüsü de Soros'un biliyorsunuz değil mi?' Biliyordu ve seyahatin bir günlük olması hoşuna gitmişti. Açık Toplum Enstitüsü Genel Müdürü Hakan Altınay'a bu gazetecilerin nasıl seçildiğini sordum. Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun üyeleri tarafından tavsiye edildiğini söyledi. Kuşkucu profil çizen Wynia, Hollanda eski Dış İşleri Bakanı Hans Van Den Broek tarafından seçilmişti. Wynie'nin kendi halkı adına haklı olduğu pek çok konu olduğu kuşkusuz. Üstelik Türkiye'nin üyeliğinin yarın değil, en erken 10 yıl sonra olabileceği gerçeği bile Hollanda'da belli ki Türkiye'nin AB üyeliğine sempatiyle bakanların sayısını artırmıyor. Hollanda'nın hemen hemen yüzde 75'i genişlemeye karşı. Türkiye AB'ye üyelik yolundaki haklı mücadelesini tüm karşıtlara rağmen savunmaktan vazgeçmeyecek tabii. Bu uğurda Türkiye'nin yanında pek çok Avrupalı taraftar da var kuşkusuz.
|