Amerikan beleşçisi: YouTube
Messenger öldü, yaşasın YouTube! Ofislerinde öğleden sonra işi bitip de kendine çalışıyor süsü veren arkadaşların en büyük gözdesi Microsoft Messenger idi. Ama artık nurtopu gibi kişiselleştirilebilen bir televizyon kanalımız var: YouTube! Kendileri bir nevi 'canımız ne isterse, hemencecik, beleşten gösteren tivi!' Ancak işin birtakım da yasal boyutları var. YouTube, milyonlarca internet kullanıcısının kendi yarattıkları ya da önceden varolan ve telif haklarına sahip oldukları görüntülerin yayınlanması ile oluşan bir site.
PEKİ YA YASAL SORUMLULUKLAR? Geçenlerde Google tarafından 1.6 milyar dolara satın alınan sitede bu operasyonun ardından birkaç gün sonra telif hakları sorunu yaratan 30.000 kadar video yayından kaldırıldı. Ancak yavaş yavaş insanlar YouTube'un yasal dayanaklarını ve daha önce internetin bir numaralı şarkı paylaşma sitesi iken plak şirketlerinin açtıkları davalar sonucu önce kapatılıp sonra paralı hale dönüştürülen Napster gibi muamele görmemesinin nedenlerini yüksek sesle tartışmaya başlıyorlar. YouTube bu konuda bir yasal açığı kullanıyor ve kendisini bir servis sağlayıcı gibi gösterip, insanların sitede yayınladığı içerikten sorunlu olmadığını iddia ediyor. Sitenin yasal uyarılar bölümünde de eğer sitemizde telif hakkının size ait olduğunu düşündüğünüz bir görüntü var ise bize bildirin gerekeni yapalım diyor. Ve ispat ettiğiniz anda da görüntüyü çekiyor. Ancak bu görüntü o ana kadar 30.000 kez izlendiyse bu konuda en ufak bir hakkınız olmuyor. Bu konuda özellikle BBC kızgınlıktan delirmiş durumda. BBC gece haberleri sorumlu editörü Daniel Pearl, BBC'nin iki dakika telif hakkı olmayan görüntü yayınlasa milyarlarca tazminat ödeyeceğini, YouTube'un ise BBC görüntülerini telifsiz yayınlayıp bundan kazanç sağladığını açık açık söylüyor. Söz konusu Türkçe içerik olunca durum daha da ciddileşiyor. Çünkü artık David Letterman Show'dan bölüm izlemek istediğinizde klibin başında ve sonunda hem programın hem de CBS'in logosu çıkıyor. Oysa Türkçe içerik için herhangi bir koruma durumu yok. Mesela Cem Yılmaz'ın tüm gösterilerini, hatta askerde iken yaptığı gösterilerin korsan kamera ile çekilmiş görüntülerini 10'ar dakikalık bölümler halinde izleyebiliyorsunuz. Ata Demirer'in sahne şovunu, kliplerini izliyorsunuz. Mesela Avrupa Yakası yayınlanır yayınlanmaz korsan editörler dizinin en komik yerlerini kesip ortaya karışık bir seyirlik hazırlıyorlar. Ve ortada ne atv logosu, ne de bu görüntülerin kaynağı hakkında en ufak bir bilgi yok. Bu kontrolsüzlük daha tuhaf durumlara da yol açıyor. Telif hakkı uygulamalarından bihaber olduğunu düşündüğüm televizyonlarımızın ana haber bültenlerinde YouTube'dan alınan görüntüler büyük bir şevkle yayınlanıp, sitenin popülerliği artırılıyor.
ŞAHAN'DAN REKLAM Bazen de internete düşmemesi gereken görüntüler çocukların kafasını karıştırabiliyor. Cialis isimli ilaç için Şahan Gökbakar'ın sadece doktorlara ve eczacılara dağıtılmak amacıyla hazırladığı klipler, bir şekilde YouTube'a düşmüş, herkes tarafından izleniyor. Viagra muadili olan ilaç için yapılan parodilerde bu ilacın 36 saat cinsel uyarılmayı sağladığı anlatılıyor. Bunu izleyen çocukların, gençlerin bunu bir ilaç değil de afrodizyak sanmaları o kadar kolay ki... Yasak taraftarı değilim ama görünüşe göre sanatçılarımızın, televizyon kanallarının, yapımcıların kendilerine ait telif haklarını YouTube'da kendilerinin kovalamaları gerekiyor. Çünkü YouTube'un ciddi bir telif hakkı krizi yaşaması yakın gibi duruyor!
|