|
|
|
|
|
|
Anamı ağlattılar 'pis çingene' dediler
Hiçbir zaman Roman kimliğinden utanmadığını söyleyen ünlü sanatçı Kibariye, sanat camiasında çok şeyle mücadele ettiğini söylüyor: Bir kere ayrımcılık vardı. 'Bırak bu pis çingeneyi' diyorlar, 'Oku lan' diye hitap ediyorlardı bana. Ama savaş verdim ve milletime kabul ettirdim kendimi.
Sempatik, esprili, doğal, her daim güler yüzlü, kadife sesli sanatçı Kibariye, sabahları atv ekranlarından seslenmeye devam ediyor. Sanatçı, 'Süper Sabah'ta enerjisini izleyenlere de yansıtıyor, onların güne keyifli bir şekilde başlamasını sağlıyor. Onun şöhret yolculuğu 80'lerde İzmir sahnelerinde başlamış. Kibariye o yıllarda İzmir Fuarı'na gelen tüm sanatçıların dikkatini çekmiş. Ünlü bestekar Muzaffer Özpınar elinden tutmuş, gel zaman git zaman Kibariye, o zamanların ünlü gazinosu, İstanbul'daki Stardust'ta sahne almaya başlamış. Ve kaderi de böylece değişmiş... Bir yılbaşı gecesi TRT'de sahne almasıyla artık tanınmaya başlamış. İlk evliliğinde mutluluğu yakalayamadı, aldatıldı, yıllarca çocuk hasretiyle yandı. Ama şimdi çok keyifli, çok sempatik, çok hareketli. Bir kere kesinlikle ekranda göründüğü gibi, hiç fark yok. Yapmacıklık yok, oyun yok... Unutulmaz 'Kimbilir' parçası ile gönüllere hiç çıkmamak üzere yerleşen Kibariye ile uzun uzun konuştuk...
* Hep fıkır fıkır, neşelisiniz. Bu kadar enerji nerden geliyor? Hiç yorulmaz mısınız siz? Allah'ın verdiği enerji, bir şey yaptığım yok. Ne doping alıyorum, ne serum yiyorum. Vitamin kullanıyorum ama tamamen bitkisel. Allah çalışan kullarına güç verir. Küçük kızım Birgül, bazen isyan ediyor; 'Anne neden gidiyorsun, babam gitsin sen gitme' diyor. Ama her şey kızımız için. Ona iyi bir gelecek verebilmek için...
* Kızınıza kim bakıyor? Babaannesi bakıyor. Bazen annem geliyor İzmir'den. Yabancıya bırakmam çocuğumu.
ASETİM-FESATIM YOK * Sizi rock'çısı da seviyor, pop'çusu da, genci de, yaşlısı da. Nasıl oluyor bu? İnsanın temiz kalpli olması, iyi niyetli olması çok önemli. İnsan kimseyi kırmadıktan sonra sevilir. Kimseye karşı kötü düşünmediğim için seviliyorum sanırım. Bu da bana gurur veriyor. Allah vergisi bir yeteneğim var. Bir de delikanlı olduğunuz zaman, herkesi eşit tuttuğunuz zaman; sevilmemeniz için bir neden yok. Alçak gönüllüyüm. Asetim- fesatım yok. Herkesin gönlünü hoş tutmaya çalışıyorum. Bu yüzdendir.
* Şöhret olmak artık kolaylaştı ama bunca sene zirvede kalmak çok zor. Nasıl başardınız bunu? Sanat camiasında çok şeyle mücadele ettim. Bir kere ayrımcılık vardı. İnsanı insan gibi görmeyenler vardı. Ben aslında dedikoduyu sevmiyorum ama... Bazı arkadaşlarımız var; kendileriyle barışık olmadıkları gibi karşı tarafı da hazmedemiyorlar. Beni de kimse hazmedemiyor. Başarılı insanı kimse çekemiyor. Ben de camiadan uzak kalmayı tercih ediyorum; ailemle, kardeşlerimle vakit geçiriyorum. Gerçek dost yok denilecek kadar az artık. Ailemin haricinde kimseye kolayca güvenemiyorum. Pişkin insanlardan korkarım ben. Yüzü kızarabilen insan olmalı. Yüzü kızaran insan, utanan insandır ki ondan zarar gelmez.
HASTA OLSAN SORMAZLAR * 'Çok mücadele ettim' dediniz. Nelerle karşılaştınız? Sanat camiasında 32 senedir varım. Ne çileler çekerek geldim bu zamanlara. İbrahim Tatlıses'i çok severim mesela. Büyüğüne, küçüğüne saygılı bir insandır. Ha sevgilisi varmış, onla olmuş bunla olmuş; beni ilgilendirmez. Ama insan olarak delikanlı bir adamdır Allah'ı var. Gel gör ki; sanat dünyasında dayanışma yok. Kimse göründüğü gibi değil. Kimsenin kimseye 'merhaba' falan dediği yok. Ben onlara daha yakın davranmaya çalışıyorum aslında. Ama konuk olarak bile zor getiriyorum programa. Yalvar yakar yapıyorum kapılarına, yine de hiç kimse gelmek istemiyor. Bu da kıskançlık demek oluyor. Samimiyet yok, kimsenin birbirinin evine gelip gittiği yok, hasta olursun kapını çalan yok.
* 'Romanlar'ın öncüsüyüm' demişsiniz bir röportajınızda. Siz bunu kendi kendinize mi yakıştırdınız, yoksa sizi öncü mü seçtiler? Romanlar'ın öncüsüyüm, evet. Roman'lığımla gurur duyuyorum. Hiç de yaram yok. Hiçbir zaman Romanlığımdan utanmadım. Alnım açık, yüzüm pak dolaştım. Yıllarca pek çok kişi Roman olduklarını gizlediler çevrelerinden. Ama yıllar sonra Roman'lığı kabul ettiler artık. Ben de çok yadırgandım zamanında. Stardust Gazinosu'nda çalışırken anamı ağlattılar. 'Aman bırak bu pis Çingeneyi', 'Oku lan!' diye hitap ediyorlardı bana. Çok mücadele ettim ama... Ben belediye başkanı gibi kadındım yıllar evvel; ki okumuşluğum da yoktu. Çıktım mikrofonla (o zaman tesisatlar da koftidendi), savaş verdim ve bütün milletime kabul ettirdim kendimi. Aslımız neyse onu kabul etmeliyiz. İnsan ayrımı yapmasınlar; Allah kızar!
ROMANLAR AÇIĞA ÇIKSIN * Sibel Can, Ebru Gündeş, Türkan Şoray ve Sibel Turnagöl'ün de Roman olduğunu söylemişsiniz. Ebru Gündeş için demedim. Öyle yazıldı ama onu söylemedim. Kendilerini gururla sunsunlar istiyorum. Roman olduklarını yani. Hepsini de beğeniyorum. Sibel Turnagöl de Roman olmaktan gurur duyar. Türkan Şoray, Nazan Şoray... Zaten herkes birbirinin ne olduğunu biliyor. Ama Ebru Gündeş için demedim evet. Ben ona 'Kız sende Romanlık var mı, çok duygulu sesin var' diye sormuştum. O da 'Keşke olsaydım' demişti. Ebru erkek gibi bir kızdır çok severim. Diyeceğim o ki; saklananlar saklanmasın. Roman olduklarını açıklasınlar.
DENİZ AYYILDIZ - GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|