| |
|
|
Diziyi öldürmüşler!..
BİR kadın polis sandalyeye bağlı. Boynunda kolye gibi bir patlayıcı var. Teröristin de elinde bir düğme.. Bastığı anda bomba patlayacak. Bu ikisinin karşısında nişan almış vaziyette bir ikinci kadın polis duruyor.. Terörist diyor ki, "Hadi vur beni. Vurduğun anda arkadaşın ölür. Hadi vur.. Vur da hep beraber ölelim.. Ne güzel olur değil mi?.." Nişan alan kadın polis yanıt veriyor: "Olacak olan bu değil.. Bak ne olacağını ben sana anlatayım.. Olacak olan şu.. Saniyede 900 metre hızla giden bir mermiyi beyninin kumanda merkezine öyle bir yerleştireceğim ki, sen daha ne olduğunu anlamadan ölmüş olacaksın. Parmağın kıpırdayamayacak bile.. Sadece sen ölü olacaksın. Söyle bana şimdi hıyar, buna inanabilir misin?.." "Has.." diyebiliyor ancak terörist, yere düşerken.. Filmden aklımda kalan tek sahne bu.. Bu sahne için sinemaya gitmeye değer diyorsanız, koşun.. Ya da "Filmin tek sahnesini anlattın" diye bana kızın.. TV'nin en unutulmaz dizilerinden biriydi Miami Vice.. Onu da film yaptılar, Görevimiz Tehlike gibi.. Ama bu öyle geride kalmış ki.. Dan Johnson'a bütün kadınlar aşık olmuştu, ayni Dedektif Sonny rolünde Colin Farrel hikâye.. Ray Charles'ta bayıldığım Jamie Foxx'u tanıyamadım bile.. Geyşa'nın o müthiş Hatsumomo'su Li Gong da tanınmaz halde.. Senaryo çok sıradan.. Gerilim yok, aksiyon yok.. Valla, siz bilirsiniz!.. Haa.. Bir de.. Li Gong, Colin Farrel'i Miami'den Havana'ya mohito içmeye götürüyor ya.. O motorun hızı saatte 170 mil.. Havana ise 65 mil ötede.. Yani bir Havana mohitosu için kısa bir zaman.. Ben buradan uçakla 20 saat gitmeye razıyım.
|