| |
|
|
Dekorasyonlar denetlenmeli
Sevgili dostum Serdar Turgut geçen hafta Kral'ın ziyareti vesilesiyle Araplara yönelik hayli ağır bir yazı yazmıştı. Yazı bir miktar ırkçı yaklaşımlar da içeriyordu ama Serdar zaten bunu inkâr etmez. "Ne Şam'ın şekeri, ne Arabın yüzü" lafı da Türkiye'de Serdar Turgut gibi düşünenlerin çokluğuna işaret eder. Fakat Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın gelmesinden önce Çırağan Oteli'nde kalacağı süiti denetleyen Suudilerin yaklaşımı, benim Araplar hakkındaki düşüncelerimi olumlu etkiledi. Saray bölümündeki süiti inceleyen Araplar, "Manzara süper, mobilyaların hepsini dışarı atın" demiş ve Kral'ın kalacağı dairenin mobilyalarını kendileri getirmiş. Son derece doğru, yerinde ve zevkli bir davranış. Bir süre önce, bu süitlerden birinde kalan bir işadamıyla konuşmaya gitmiştim. Geceliği binlerce avro olan daireye girince gözlerime inanamamıştım. Dünyanın belki de en güzel otel binasında, dünyanın hiç kuşkusuz en zevksiz döşemesi. Berbattan da öte klasik mobilyalar. Onların arasına serpiştirilmiş, rüküş ötesi neoklasik parçalar. Renkler birbiriyle uyumsuz. Aksesuarlar son derece kalitesiz. İşadamına sormuştum: "Affedersiniz buraya gecelik kaç para ödüyorsunuz?" "Uzun süreli kiraladık, geceliğini bilmiyorum" demişti. "Bu mobilyalar sizin gözünüzü rahatsız etmiyor mu?" dediğimde gülmüş, "Biz de söyledik. Yakında rönovasyon yapacaklarını söylediler" yanıtını vermişti. Ya rönovasyonu yapmadılar ya da aynı zevksiz mimara yaptırdılar diye düşünüyorum. Bence Turizm Bakanlığı bu tip otellerin dekorasyonlarını da denetleyecek gerçekten uzman bir ekip kurmalı. Baksanıza elin Arabına rezil oluyoruz.
|