|
|
|
|
|
|
Türkiye'nin bütününü kucaklamak istiyorum
Yeşilçam'da 200 filmde başrol oynayan, 11 yıl assolistlik yapan ve aile yaşantısıyla topluma örnek olan usta oyuncu Hülya Koçyiğit; çok yakında atv'de program yapmaya başlayacak. 'Hülya Koçyiğit'le Var mısın?' kadınların başarı öykülerini anlatacak. Koçyiğit'in programında dram da yer alacak ama başarılar ön planda olacak.
Yeşilçam'ın usta oyuncusu Hülya Koçyigit, önümüzdeki ay atv ekranında kendi adını taşıyan bir kadın programı yapmaya başlayacak. Bugüne dek televizyon projelerine ve canlı yayınlara uzak durmayı tercih eden sanatçı; tüm kadınlara yol gösterecek, onların dram ve başarılarını topluma yansıtacak bu proje için büyük bir heyecan duyduğunu söyledi. 'Hülya Koçyiğit'le Var mısın?'ı yapabilmek için iki sinema filmi teklifini reddettiğini açıklayan usta oyuncu; "Bu program; kadınların dramlarıyla seyirciyi gerip, hemen ardından vur patlasın, çal oynasın eğlendikleri bir şov olmayacak. Çalışan ve üreten kadını öne çıkararak Türkiye'ye iyi örnekler göstermeye çalışacağız" dedi. Koçyiğit; önümüzdeki ay izleyiciyle buluşacak programında neler yapmak istediğini anlattı...
'BU İŞTE BİR HAYIR VAR'
* Neden bir kadın programı yapmaya karar verdiniz? Bir yıldan beri bu tür teklifler geliyordu ama kabul etmekte tereddüt ettim. Bir şeyi yaparsam en iyisini yapmak isteyen çok sorumluluk sahibi biriyim. Bu sezon da aynı teklif gelince; 'Bu işte bir hayır var' diyerek kabul ettim. atv; eğlence ağırlıklı değil de hayatı birçok yönüyle paylaşmaya açık bir program istiyor. En uygun kişinin ben olduğumu düşünüp; bu konuda ısrarcı oldular.
* Bilgilendirme amaçlı ve seviyeli bir program daha az izlenir diye bir kaygınız var mı? Böyle kaygım yok. Ben çok izleneceğine inanıyor ve insanların sağduyusuna güveniyorum. Burada tek başıma değilim. Ardımda atv gibi bir kurum var. Şu an sadece eğlendirici ve duyguları istismar edici programlar var zaten. Kadının her yönünü göstermek istiyoruz. İnsanların hobilerini geliştirerek, iş alanı haline getirmek istiyoruz. 'GÜÇ OLUŞTURABİLİRİZ'
* atv'nin sizin kadın programı yapmanız konusunda ısrarcı olmasını neye bağlıyorsunuz? Bunca yıldır bir kadın olarak, dünya görüşüm, değer yargılarım var. İstikrarlı bir yaşam biçimim var. Özel yaşantımın istikrarlı oluşu ve düşüncelerimi ifade etmekte açık bir insan oluşum etkili olabilir. Yaptığım filmlerde köylü, şehirli, okumuş, cahil, zengin fakir her türlü kadını canlandırdım. Onları bu şekilde anlama şansım oldu. Yaşam içinde biriktirdiklerim var. Annelik hatta anneannelik tarafım var. Öğretmenlik de yaptım. Gençlerle bu yüzden iyi diyaloğum
diyaloğum var. Bilmiyorum tek yönlü insan olmadığım için olabilir. Siyasi görüşüm, tercihlerim var. Laikliğe, demokrasiye inanıyorum, aydınlanmak istiyorum.
* Bu programla birlikte bir sosyal sorumluluk projesini de yürüteceğinizi duyduk... Evet daha sonra duyuracağımız bir sosyal sorumluluk projesi de olacak. Kadınlar evde oturup televizyon izlerken, birçok konuda bir şeyler öğrendiklerini fark edecekler diye düşünüyorum. Birlikte bir güç oluşturabiliriz. 'BENCE
ZAMAN KAYBI'
* Gündüz kuşağı programlarına katılan kadınlar genelde sizin dışınızda bir çevreden geliyor. Onların sorunlarını kendinize yabancı hissetme durumunuz olabilir mi? Ben tabii ki şu an yayınlanan sabah ve öğlen programlarının içinde hissetmiyorum kendimi. Onları zaman kaybı olarak görüyorum. Sadece gülelim, eğlenelim amacı taşıyor. Sadece gülüp, eğlenilecek günler yaşamıyoruz. Bir kişiyi mutlu ederek, herkesi mutlu edeceğimizi sanıyoruz ama öyle olmuyor! Amaç; toplum olarak aydınlanıp uyanabilmek. Harekete geçebilmek. Benim Türkiye'nin bütününü kucaklamak gibi bir amacım var. Boşanmalar son zamanda hiç olmadığı kadar çok yaygın. Bunları evliliği bitirmeden halletmek önemli.
* Sizce boşanmaların artmasında televizyonların mı rolü var? Ekranda onlara empoze edilen zengin, şöhretli, sevilen, bağımsız kadın tiplerini seyrediyorlar. Ama kendi evlerinde eşlerinden o şefkati, o parayı görmüyorlar. Basının empoze ettiği tek tip kadın mutsuzluk yaratıyor. Öyle gezmeler, arkadaş değiştirmeler özenilecek bir şeymiş gibi gösteriliyor. Özeneceğimiz insan olmalı ama önemli olan; insana has duyguları paylaşmak. Çocuğumuzu 'önce kadın ol' diye değil, 'iyi insan ol' diye yetiştirmeliyiz. 'ZORLUKLAR YAŞAMADIM'
* Ünlü bir insan olmanıza rağmen siz de kadın olduğunuz için birtakım zorluklarla karşılaştınız mı? Hayır ben zorluk yaşamadım. Ama bunun nasıl yaşandığını iyi biliyorum. Çünkü benim anneannem yaşadı. En azından okula gönderilmedi. Mesela kocası tarafından aldatıldı. Hiçbir güvencesi yoktu. Hayatta ayakları üzerinde duramazdı. Mesleği yoktu. Ben 200 değişik kadını canlandırdım. Ben onları araştırıp, öğrenerek canlandırdım.
* Sizin programınızda eğlenceye yer verilmeyecek galiba... Eğlenceden ne anladığınıza bağlı. Bir yanda derdini anlatıp ağlayan ve stüdyodakileri de ağlatan bir kadın oluyor; ardından müzik başlıyor ve herkes bir anda oynamaya başlıyor. Ağlayanlardan çok, gülen kadınların davetli olduğu program olsun istiyorum. Kadınların başarı öyküsü var. Onları çıkarmalıyız. Rol model olacak kişiler çıkmalı ekrana. Hapishanede bile insan çalışıp kendini geliştirebilir. Kadın polis şefleri var, pilotlar var. Emek harcayan kadın bizim ilgi alanımız.
BÜLENT İPEK - MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|