kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   News in English
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Sabah Çocuk
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filiz Akin @ SABAH
SMS:
4122-FILIZA MESAJ
 

Bütün dünya işitebilsin diye...

Minnesota Havaalanı'ndan çıktığımızda siyah bir Limuzin bekliyordu bizi. Amerika'da ilk defa bir yıldız gibi karşılandık. Elimizde çiçekler, etrafımızda "Hoş geldiniz, nasılsınız," diyen Amerikalı genç kızlar... Arkamızdan bakan ve bizi tepeden tırnağa muayene eden gümrük memurları "Ne biçim şöhret bu; başında kasket, kargo pantolon, ayağında terlik gibi bir şey," deyip herhalde şaşkın şaşkın söylenmişlerdir. Otelde de çiçekler, şampanyalar... Dubleks bir suit; altta salon, üst katta yatak odası pek havalıydı doğrusu. Akşam Starkey duyma cihazlarının yaratıcısı, patronu Bill Austin'in göl kenarındaki evinde VIP misafirleri için verdiği partiye gittik. Artık gittik mi, yüzdük mü (?) pek bilemeyeceğim çünkü metrekareye 10 kova su şeklinde yağmur yağıyordu. Havyardan, ıstakoza kadar her şeyin ikram edildiği, abartmak gibi olmasın ama 100'ün üstünde çok şık insanın olduğu bir davetti. Herkesin askılı, askısız, yazlık kıyafetler, tuvaletlerle katıldığı davette ben pullu ceketimin içine kazak giymiş hâlâ üşüdüğüm için bir de şal almıştım. Ev-sahibi evinin her köşesini açmış, ışıklandırmış. Başta Picasso, Miro gibi pek çok ressamın orijinal tablolarını cömertçe gözlerimizin önüne sunmuştu. Picasso imzalı bu kadar çok tabağı Japonya'daki açık hava müzesinden sonra ilk defa gördüm. Kapıdan girince bizi karşılayan Bayan Austin'den çok sonra kocası Bill ile tanıştık. Evin köşesine çok değişik çiçekler yerleştirilmişti. Herkesi coşturan canlı bir orkestra vardı ama eve eklenen çadırın yağan yağmurun etkisiyle her tarafından sular akmaya başladı. Gene de çakan şimşekler ve akan sular altında göl çok güzel görünüyor, insanlar eğleniyordu. Titanik gibi sulara gömülmeden kaçtık. Ertesi gün Starkey'in fabrikasına gittik ve bizzat Bill Austin tarafından tedaviden sonra duymayan kulağıma en son teknolojiyle hazırlanan şeffaf işitme cihazı takıldı. Sabah çok sıcak olduğu halde akşama doğru sıcaklık azaldı. Yağmurun yanı sıra artık isterseniz kar diyeyim, beyaz beyaz bir şeyler yağdı ama cama şiddetle vuran dolu da yağdı diyebilirim. Gene de kırmızı gala tuvaletimin içine kazak giymedim. Takılarımı takıp Türkiye'yi destekleyen grubumuza katıldık.

TÜRKİYE'YE DESTEK

"Dünya İşitebilsin Diye"nin galası 2 bin kişilik bir davetti. Kırmızı halılar, fotoğrafçılar, televizyon röportajları derken pek çok ünlünün olduğu salona girdik. En ilginç kısmı bütün Amerika'nın şov yıldızı olarak çok iyi tanıdığı isim Jay Leno'nun idare ettiği bölümdü. Dünyanın her tarafındaki, (daha çok Afrika ve Güney Amerika vardı diyebilirim) imkânı olmayan sağır çocukların duyabilmesi için bağışlar açık artırmayla yapıldı. Hem çok güldüler hem de çocukların ilk duydukları andaki mutluluklarını gösteren filmlerden çok etkilendiler. En büyük bağış Türkiye'ye oldu. İki kişi 200'er bin dolardan 400 bin dolar bağışladı. Yaşasın masadaki komşum Ginette! (Ve Amerika'nın en büyük, en ucuz elektronik aletlerini satan mağazalar zincirlerinden Best Buy'ın sahibi...) Onlara sarılıp teşekkür ettik. Umarım orada oluşumuz ve sıcak arkadaşlığımız bu dost insanlara ilham vermiştir. Çünkü zaten gidiş amacımız buydu. Bu şekilde binden fazla imkânı olmayan işitme özürlü ç o c u ğ u - muz kulağına takılacak son teknolojik gelişmeler ürünü aletlerle ilk defa ve ömür boyunca bu dünyanın seslerini işitecekler. Zaten Starkey işitme cihazları firması Türkiye temsilcisi Emin Bey ve yardımcısı Müge Hanım bu olayı yaşamamız ve binden fazla çocuğumuza destek vermemiz için davet etmişti. Bu oldu. Şimdi sıra ekim ortasında bu heyecanı hep birlikte yaşamakta...

TORUNLAR ABD YOLCUSU
Torunlarımızdan iki buçuk yaşındaki İris, nazar değmesin çok güzel ve tatlı bir kız çocuğu... Türkçe, Fransızca ve biraz da İngilizce konuşuyor. Çeşme'de denizde oynarken çok sıkışmış. Bakmışlar etrafta tuvalet yok. Bakıcısı "Küçükse bari denize yap," deyince "Yok yapamam baksana sifon yok," demiş. Babası Kerim, terfi ettiği için üç yıllığına Amerika'ya Atlanta'ya gidiyorlar. Çok özleyeceğiz onları.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bütün dünya işitebilsin diye...   / 08-07-2006
 'Pakize adında bir adam'   / 01-07-2006
 Moral reçetesi   / 24-06-2006
 Pembe notlar   / 17-06-2006
 Selimiye'de kutlama   / 10-06-2006
 Neler oluyor bu dünyaya?   / 03-06-2006
 Alın yazısı   / 27-05-2006
 Carpe diem (Bugünü yaşa)   / 20-05-2006
 Bir Atıf Yılmaz vardı   / 13-05-2006
 'Telefon buzdolabından çıktı'   / 06-05-2006
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
Ummanda mutfak derdi olmaz!
Teknede mönü planlaması yapılırken öğle yemeklerinde 'annemin mutfağı' akşam...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.