I hate you Axl Rose!(*)

Başlığımdan anlayacağınız üzere bu sabah, köşemi uluslararası boyuta taşımaya karar verdim. Artık gözüm çok yükseklerde... 'Köyümüze Guns'n Roses geliyor' haberini duyunca pek bir şenlendi gönlüm. Yavukluma mesaj neyin gönderdim; "Hele koşsun gelsin bir boy konsere neyin gidelim" diye... Bir an 'Guns And Roses', toparlandı ve küllerinden yeniden doğdu sandım. 80'lerin sonu 90'ların başında dünyayı ve tabii benim zavallı yüreciğimi fena sallamıştı 'Güller ve Silahlar'... Müzik tarihinde ilk kez bir albüm iki CD'de ayrı ayrı satılmıştı.

AKLIMIZI KAÇIRIRDIK
'Use Your Illusion 1' ve 'Use Your Illusion 2' bir grubun aynı anda piyasaya çıkarıp, ayrı ayrı satış rekorları kırdığı muhteşem albümlerdi. 17 Eylül 1991 tarihi benim için özel bir vuslattır. O yıllar benim neslimden olup 'Hard'n Heavy' dinleyen insanlar için çok özel zamanlardı. 'Nirvana' ve 'Metallica' arasında gider gelir; 'Guns And Roses' ile aklımızı kaçırırdık. Axl Rose ile evlenmek, aklımdan çıkmayan tek düşüncemdi. Gerçi o sıralarda kendisi o günlerin bir numaralı top modeli Stephanie Seymour ile çıkıyordu. Axl, Stephanie Seymour'un yüzünü dağıtınca ayrılıkları kaçınılmaz hale gelmiş ve tüm dünyada milyonlarca genç kız kalbi onun için çarpar olmuştu.

İÇİNE DOĞRU AKARDI
Kendisi için manik depresif teşhisi konan Axl, aklına gelen her türlü saçmalığı yapıyor ve bizler (milyonlarca genç kız kalbi) "Amanın, erkek dediğin biraz haşarı olur canım" diyerek ona karşı hayranlığımızı arttırarak besliyorduk. Tabii grupta başka merdane yiğitler de vardı. Bir Slash vardı ki, o siyah kıvırcık saçları insanın içine doğru akardı. Hele sıra şarkının solosuna geldi mi gitarını alır, o incecik parmaklarıyla öyle bir çalardı ki bizim içimiz erirdi... Adına Ahmet San derler, uzun boylu prodüktör bakışlı bir yiğit, 'Guns'n Roses'ı İstanbul'a konsere getirdiğinde "Tamam" demiştim! "Axl'ımı, Slash'imi ve Izzy'mi gün yüzüylen gördüm ya, artık bana bişicikler olmaz..." (Ki o yaz İstanbul Madonna, Metallica, Bon Jovi gibi isimleri hem de İnönü Stadyumu'nda ağırlamıştı. Hepimiz bin atlı gibi şendik...)

YİNE SAÇMALAMIŞ
Ama bu mutluluk uzun sürmedi. Şımarıklıktan ne yapacağını bilemeyen Axl Rose 'Guns'n Roses' grubunun isim haklarını alıp, tüm orijinal grup üyelerini dağıttı. Böylece müzik dünyasının efsane rock gruplarından biri tarihe karıştı. Şimdi Axl efendi (Bakın ne kadar kızgınım farkında mısınız? Korkmayın, saldırmam. Ne bulaşacağım elalemin manik depresif rockçı'sına?) klavyeci Dizzy Reed dışında adını bile duymadığımız bir toplama gruba 'Guns And Roses' demiş; eski altın günlerindeki kaprislerini de yapıp (Bir havlu fabrikası, 6 oksijen tüpü, 1 torna tesviye tezgahı, konser sonrası parti için bolca yürüyen meme) yine saçmalamış.

BEN GİTMEYECEĞİM
Ben bu konsere gitmeyeceğim. 1993 yılında 38 bin Guns fanatiği arkadaşımla yırtına yırtına 'Welcome to The Jungle'ı söylediğimiz, tüm şarkılara vokal yapıp grubu şaşırttığımız (Hatta Axl yine aklının dibini gösterip, sahneye atılan şeyler yüzünden birkaç kez konseri yarım bırakma tehdidi ile bizi endişelere gark etmişti) konserin anısını lekelemek istemiyorum. Slash'ten duymaya alıştığımız ve her notasını ezbere bildiğimiz 'Mr. Brownstonestone' şarkısının solosunu bir yabancıdan dinlemeyeceğim. Canım cover dinlemek isterse Taksim'de Kemancı'da bu şarkıları Slash kadar iyi çalan Türk gitaristler olduğunu biliyorum çünkü! (Ne kadar kızmışım yaa! Ben bile şaşırdım vallahi...)

(*) 'Senden nefret ediyorum Axl Rose'