|
|
İnek yerine konma hissi
Son günlerde reklam izlerken kendinizi hiç " inek yerine konmuş " gibi hissediyor musunuz? Ben ve arkadaşlarım ne zaman Sütaş'ın yoğurt reklamını izlesek bu hisse kapılıyoruz. Tuhaflık bizde mi, yoksa bizim gibi başkaları da var mı? Hani şu " Yiğit " delikanlının bir stad ya da meydan dolusu ineğe seslendiği reklam. Genç adam öyle heyecanla ineklere hitap ediyor ki, ' bravo' demeli. Tüketiciyle " sürü psikolojisi " arasında bağ kurulduysa bile buraya kadar inek gibi hissettiğimiz yok. Ne zaman ki genç adam yoğurt severlere seslendiğini belirtmenin ardından " beni anlıyor musunuz ?!!!" diye bağırıyor, bir stat dolusu inek " mööö " diye yanıt veriyor, işte o his, " inek yerine konduğumuz" hissi içimize düşüyor. Üstelik bu yetmiyormuş gibi, dış sesin tüm yoğurt severleri saygıyla selamladıklarını söylemesinin ardından genç adamın " sizi seviyoruuum!" diye bağırarak, yükselen "möö " sesleri arasında kendini ineklerin üstüne atışı.. Sanki bir pop konseri. O zaman inek yerine konma hissi iyice derinleşiyor. Kompleksi olan biri değilim ama ya kompleksliler çoksa? Sütaş için bir risk değil mi? Yoğurtla aram hoş değil, " yoğurt severlere " seslenen bu reklamı üzerime alınmayabilirdim de, ama, Sütaş'ın insanların yerine konan inek karikatürlerini keyifle takip eden biri olarak ' acaba' dedim, tüketicileri inek yerine koyarak inekler rövanş alıyor olabilirler mi ?
|