kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filiz Akin @ SABAH
 

Bir Atıf Yılmaz vardı

Ağabeyim gibi bir tek yakınım vardır. Ona da "amca" derim, kızar. Pek kimseye "ağabey" diyemem. Ama o hepimizin "Atıf ağabeyi''ydi. (Pardon, bir de kaybettiğimiz bir başka efsane insan; Sadri Alışık, "Sadri ağabey" vardı.) Bir iki ay önce bir filmden çıkarken görmüştük onu. "Atıf ağabey hiç yaşlanmıyorsun," deyince "Sen de öylesin! Tedaviden sonra fıstık gibi olmuşsun," diye moral vermişti. Geceleri derin dondurucuda yatıp ertesi gün istediğinde taptaze ortalara çıkan, zamanı durdurmuş biriydi. En önemlisi gözleri... Bakışı gençti. Nazar değdi ona. Hastalandı sonra da kaybettik. Oysa eminim aklında daha yapmak istediği bir sürü film projesi vardı. Şanslıydı. Deniz Türkali gibi onu sahiplenmiş, hastalığını bile morali bozulmasın diye ondan saklayan, sonuna kadar kaliteli yaşaması için savaş veren biri vardı yanında. Uzun zamandır hasta olduğu ve hastalığı ona söylenmediği için ziyaret etmemi isteyip istemediğini sormuştum. Ben de hastalığım sırasında işkence kampından çıkmış gibi; dazlak kafa ve kolunda serumuyla dolaşan çaresiz biri olarak görülmek istememiştim. Sonu kötü bitse bile (Zaten aksini düşünmedim, nasıl olsa iyileşip dönecektim) hafızalarda eskisi gibi kalmayı tercih ediyordum. Herhalde o da öyle düşündü.

'HAYATTAN KEYİF ALDI'

Türk Sineması'nın en önemli yönetmenlerinden, entelektüellerinden birini kaybettik. Üretkenliğinden dolayı çok esere imza attı. Belki de onun kadar film yapmış iyi bir yönetmen yoktur dünyada... Köy, kasaba, kentte yaşam ve sorunlarını dile getirdi. En büyük özelliği hayata devamlı kendisiyle de alay eden bir mizah optiğinden bakıp çevresine muzipçe gülmesiydi. Yalnız sinemada değil hayatta da keyif almakta ustaydı. Sadece işinde, sette, çekimde istediği resmi ve oyunu alamayınca sertleşecek kadar ciddiydi. Onu esas farklı kılan kadınların yaşadığı sorunları ve kimliği üzerinde risk bile alacak filmler yapmasıydı. Pek çok ödül kazandı. Biz kadınlar, sinema gibi en çok izleyicisi olan bir sektörde anlatılmış olduğumuz için ona çok şey borçluyuz. En azından ben, "Utanç" gibi başyapıtlardan sayılabilecek bir filmde birlikte çalışmış olmaktan dolayı teşekkür borçluyum. Cenazesine ve Emek Sineması'ndaki törene gidemedim. O sabah çok kötü oldum. Ya ikiz kardeşim gibi arkadaşım Tuncay'ın cenazesinden sonra yasaklandığı için ya onu da kanserden kaybetmekten ya da ölümle yüzleşmek sarstığı için yapamadım. Beni en çok etkileyen tam da kendi gibi gülen, veda eder gibi el sallayan resmiydi. Onu hep takdir ve sevgiyle anacağız.

'ZİNGARO MÜTHİŞ'
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın daveti üzerine uzun süredir beklenen, zekâ sahibi insanla duyguları simgeleyen at arasında ilişkiyi ele alan sözsüz masalı anlatan ve "4. Uluslararası Tiyatro Olimpiyatları" kapsamında gösterilen Zingaro'nun İstanbul'da başlattığı dünya prömiyerine gittik. Balkan müziğinin hızlı ritmi, akrobat oyuncuların coşkusuyla özgürlük, tehlike ve beceri kavramları etrafında dönen 90 dakikalık nefes kesici bir serüven... Öyle her zaman görülebilecek bir şey değil. 25 Mayıs'a kadar kaçırmayın.

OYLUM'UN HEYKELLERİ
Babası da heykeltıraş olan Oylum Ökten İşözen'nin sergisine gidince şaşırdım, çünkü ben onun hobi olarak yaptığını sanıyordum. Çok zor bir teknikle yaptığı bronz palyaçolarla insanın her türlü halini aktarmış; o zarif, kendi gibi güzel, duygu yüklü heykellere... Zaten daha ilk gün çoğu satılmış. 20 Mayıs'a kadar Nişantaşı Dirimart Galerisi'nde; görünce hak vereceksiniz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Telefon buzdolabından çıktı'   / 06-05-2006
 'Fahri doktor da olduk şu hayatta'   / 29-04-2006
 Yunuslar ve Lale Devri   / 22-04-2006
 Baharın çocukları   / 15-04-2006
 Kanserden korunmak için   / 08-04-2006
 Her şeye boş veriyoruz   / 01-04-2006
 Mimozalar açarken   / 25-03-2006
 Arnavutköy'de köfte ısmarlamak istiyorum   / 18-03-2006
 Oyunculuk üzerine   / 11-03-2006
 Evrenin bir bilgisayarı var   / 04-03-2006
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Adam sapık mı ki sürekli tütü giyip dans...
FİLİZ AKIN
Bir Atıf Yılmaz vardı
Ağabeyim gibi bir tek yakınım...
SUNAY AKIN
Köyden gelen kız
Yavru kargalar gibi koşuşurduk okuldan...
ALİ POYRAZOĞLU
Keyfim çok yerinde çook...
10 gün içinde iki tane ödül...
700 kişilik 'butik' kebapçı
Anadolu yakasındaki Sahan Vega, dev bir alanda servis vermesine rağmen hizmet...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.