|
|
Halk Ne Diyor?
Güçleri 82'lik dedeye yetiyor Rum ise yemekte ağırlanıyor
ALPER YELKEN: 82'lik dedeye bir şeyler yapsanız ne olur ki... Belki de ömrü yetmez ama Yunanlılar'ın yaptıkları ömrümüzce unutulmaz. Anlaşılıyor ki gücümüz dedeye yetiyor. İşimize geldi mi vatan sana canım feda oluyor... Şehitlerin kemiklerini sızlattınız...
ÇİĞDEM AYDIN: Bir yorumda şu dikkatimi çekti: "Edebiyle eleştirmeli herkes" demiş. Kim demişse o kişiye soruyorum; edebiyle şikayet eden tarım işçisine senin savunduğun edepli başbakanın nasıl yanıt verdi? Bunu ve bütün bunları unutacaksa, bu millete diyecek lafım yok. Senin, benim, hiç kimsenin yapamadığını yüreği genç ve cesur Fethi Dede yapmış. Korkma Fethi Dede! Yalnız değilsin!!! Delik bir çarık, zamanında çizmeyi yendi. Bunu kimse unutmasın...
ALİ HAKTAN: Anlamıyorum, bir adam terbiyesizlik yapacak bu olayda da Atatürk'ü kullanacak, ardına suçlama yaptığı taraf hakkını aramak için mahkemeye başvuracak, bunu da adam asmayla eş değer göreceksiniz. Hadi onu da geçtim. Gidip alakasız bir konuyla bunu bağlayacaksınız. Türkiye'ye gelen o Rum ile konunun ne alakası var? Adam T.C. sınırları içerisinde suç işlememişse gidip adamı asalım mı? Anlamakta zorluk çekiyorum bu tavırları. Demokrasiden dem vuranlar, karşı düşünceye hakaret edildiği zaman en azılı faşistten bile ileri derecede haz alıyorlar... Bu da ne kadar demokrat olduklarının göstergesi. Yarın bir gün Anıtkabir'deki deftere de birileri çıkıp, Deniz Baykal'a hakaretler yağdırıp, "Senin partini ne hallere düşürdüler Atam" diye şikayet etse, o hakaretleri de aynı hoşlukla karşılayacak mısınız merak ediyorum...
ALİ GÜLEN: Öncelikle ele alınması gereken şey; anı defterine yazı yazmanın cezalandırılabilir olup olmadığıdır. Ne tip suç vardır. Bu yazı, düşünce özgürlüğü sınırları içinde olup cezalandırılması imkansızdır. Savcının o defteri incelemesinde çıkacak bir sonuç yoktur.
FATMA BAŞ: Güçleri ancak 80'lik dedeye yetiyor. Rum milletvekiline 'tık' diyemediler, oysa 70 milyonun önünde Türkiye'yi, orduyu aşağıladı. Anlaşılıyor ki herkes T.C.'ye her şeyi söyleyebilir ancak AKP'ye asla aklının ucundan dahi geçiremez...
HASAN TÜRK: Hepimiz aynı ülkenin çocuklarıyız. Kalkıp birbirimize hakaret etmenin bir anlamı yok. Eğer bir görüşün varsa, adam gibi adabı ile gelir söylersin. Türkçe'yi adabı ile kullanmayı başaramayanlar da T.C.'nin mahkemelerinde gereken cevabı alır. İnsanın yaşı kadar adabı da olması lazım. Bazı kesimlere de sesleniyorum, bu cumhuriyet bazı zümrelerin malı değil, hepimizin sanki kendinizinmiş gibi... Biz onu koruyoruz diye konuşmayın. Onu korumaya TSK'nin gücü yeter, size gerek yok...
FARUK GÖK: İşte acizlik örneği. Vatanına yapılan saldırıyı ve hakaretten dolayı adam, yemek ziyafeti ile ağırlanıyor. Kendine söz söylendi mi hemen dava açarak savunmaya geçiyor. Yazıklar olsun.
SERAP ALTAN: Çok gereksiz ve boş bir kıyas. Adam bu ülkede misafir. Hem devletin, hem de her vatandaşın güvencesi altında. Dede kılıklı kışkırtıcı ise belli ki bir örgütün, cuntanın fahri görevlisi. Karşılaştırmanızın hiçbir mantıki temeli yok.
NURHAN ÇELİK: Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar zaten... Güçleri ancak yaşlı bir insana dava açmaya yetiyor. Öbür yandan bir Rum gelip bizim topraklarımızda bize hakaret ediyor...
ÖZGÜR BALCI: Demokrasiyle yönetilen rejimlerde hiç kimsenin yöneticiyi veya onların yaptıkları işleri beğenmek gibi bir zorunluluğu yoktur. Hele ki demokrasideki boşluklardan faydalanarak iktidara gelmiş bir hükümetin, halkın tamamı tarafından seçildiğini veya beğenildiğini söyleme hakkı hiç yoktur! Ve Sayın Dördüncü de en doğal hakkını kullanmış, Türkiye'yi demokrasi ve insan haklarıyla tanıştıran Ata'sına hükümeti şikayet etmiştir. İyi de yapmıştır! Türk halkının büyük zorluklarla kazandığı fikrini ifade etme özgürlüğünden, bütünlüğünden ve bağımsızlığından bu kadar kolay vazgeçeceğini, sessiz kalacağını, yok olmuş batıl inançlara, şeriata, düşünmeden itaat etmeye geri döneceğini kimse düşünmesin!!
FAZLI AK: Yabancı biri bir hareket yaptıysa bu hareket vatandaşlarımız için meşru mu sayılacak? Fethi Dördüncü denen adam neler yazmış Allah aşkına bir bakın, ondan sonra eleştirin. Ne durumlara geldik. Allah'ım adam Atatürk'ü maske yapıyor, kin kusuyor yapmayın...
AKIN ÖZDEN: Fethi Dördüncü'yü sonuna kadar destekliyorum. Zira Atatürk devrimlerinden rövanşı alma zihniyeti ile iktidara oturanlar demokratik tenkitlere bile gelemiyorlar. AB'ye ses çıkaramayıp tüm hakaretleri yiyen ve hatta TBMM'de bile bu aşağılayıcı davranışlarda bulunan Rum palikaryasına bile ses çıkaramayanların, bu insana dava açma hakkı olamaz. Olsa bile göreceksiniz; Atatürkçü hakimlerimiz nezdinde kendileri mahkum olacaklardır, hep beraber göreceğiz.
ALİ TAŞ: Ya Allah aşkına, artık yeter! Bu gereksiz ülkeye faydası olmayan medyatik hareketlerden bıktık. Ülkenin faydasına olacak bir harekette bulunun artık.
AYHAN YILMAZ: Fethi Dede Türkiye'nin sessiz çoğunluğunun tercümanı olmuştur. Yürekten kutluyorum. Yazdıklarında eksik var, fazla yok. Türkiye seninle gurur duyuyor Fethi Dedem. Ellerinden öpüyorum.
ALİ GEL: Herkes haddini bilsin. Eski komünistleri Türk filmlerinde dede olarak oynatma modasına bir de bunu mu ekleyeceksiniz? Komünizm ile Atatürk bir arada olmaz.
|