| |
|
|
Ucuzluğun yolu serbest piyasa
Elektrikte gerçek anlamda bir serbest piyasa oluşamayacak galiba. Daha önce devlet "alım garantili" anlaşmalarla soyulmuştu. Şimdi de dağıtım özelleştirilmesinin ardından dağıtım ihalelerini alan firmalardan "alım garantisi" istenecek. Çünkü bu garanti olmadan enerji üretimi yapacak firmaların yatırım yapmaktan çekineceği düşünülüyor. Her iki durumda da Türkiye'nin "ucuz enerji" ye ulaşması mümkün görünmüyor. Çünkü ucuz enerjinin yolu, Başbakan'ın düşündüğünün aksine tam anlamıyla serbest piyasa koşullarının oluşmasına, buna mukabil "sıkı" bir denetime bağlı. Üretim yapmak isteyene alabildiğine kolaylık, dağıtım yapacaklara ise alabildiğine bir rekabet denetimi. Üretici, mümkün olan en verimli koşullarda üretim yapacak, dağıtıcı ise rekabet şartları içinde mümkün olan en ucuz enerjiyi satın alıp son tüketiciye ulaştıracak. Devletin yapacağı ise her ikisini de denetlemekten ibaret olacak. Hiç kimse kimseye "alım garantisi" vermeyecek. Alım garantisini "fiyat" verecek. Dağıtıcı en ucuz üretmeyi başarandan alacak. Üretici en düşük maliyetli üretim seçeneğini bulacak. Devlet ise verimli üretim olanaklarının üzerinde oturup, bu olanakları âtıl vaziyette tutma lüksünü bir kenara bırakacak. Bakın bakalım o zaman Türkiye'de "pahalı enerjiden" söz eden kalacak mı! Enerji işine siyaset değil de, evrensel kurallar egemen olursa, ucuz enerjinin yolu açılır. Verin bakalım Afşin Elbistan'ın verimli yataklarını özel sektöre, açın yatırıma bakalım 12 centten doğalgaz satıp, Türkiye'yi kazıklayabilen kalacak mı!
|