kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
"Tembel avratlar" ve "tembel demokratlar"
Irak'ın egemenliğine saygı

"Tembel avratlar" ve "tembel demokratlar"

Baktım, bizim Gaziantep'in İstanbul'daki kadınlar kolonisi üyeleri kahkahalar atıyor. "Ne var yine" diye sorunca anlattılar kahkahalarının nedenini: Gaziantep'te bir süpermarket, soyulmuş, ayıklanmış sebzeler bölümü açmış. Burada kabukları soyulmuş enginar, kabuklarından ayıklanmış taze barbunya, taze bezelye, soyulmuş domates falan gibi sebzeler satılıyormuş.
"Bunda gülecek ne var" deyince kahkahaların dozu arttı.
Meğer soyulmuş ve ayıklanmış sebzelerin satıldığı bölümün üzerindeki levhada "Tembel Avratlar Reyonu" yazılıymış.
Ben de kahkahayı bastım bunu duyunca. Sonra da, tüm kentlerin siyaset marketlerinde "Tembel Demokratlar" reyonları açılsa iyi olmaz mıydı diye düşündüm.
Çünkü demokrasi çalışmak, sabretmek, uzlaşmak, farklı olana tahammül etmek, bilinçli olmak, hukuka değer vermek gerektiren zor bir uğraş. Demokraside bir kesim kendisi ile tıpatıp aynı olmayan diğer bir kesime "Ötekiler" diye bakınca, işin büyüsü bozuluveriyor.
Hele bir siyasi parti veya bir toplum katı, diğer partileri ve katları "Tehdit" ve "Tehlike" kaynağı gibi görüp, "Benim gibi olmayan herkes ya şeriatçıdır ya bölücüdür ya da anarşist veya komünisttir" demeye başlayınca, iş çığırından çıkıyor.

NEYİ
SEVİYORSAM
Woody Allen'in "Hayatta neyi seviyorsam ya ahlak dışı ya yasadışıdır ya da şişmanlatır" özdeyişindeki gibi, kendinize benzemeyenlere dönük "Sevmediklerim" listeleri yapmaya ve bu listedekileri "Tehlikeli" diye damgalamaya başladığınız zaman, "Terör" le
"Düşünce" arasında bulunması gereken ayırım ortadan kalkıyor.
"Hukukun üstünlüğü" yerine "Üstünlerin hukuku" nu yeğ tutmaya başladığınız zaman, toplumdaki adalet duyguları zaafa uğruyor. "Hukuksuz devlet örgütlenmiş şiddetten başka bir şey değildir" kuralının gerçek olduğunu hissetmeye başlıyorsunuz.
Orwell'in 1984'ündeki kabussal ortamın temel ilkesi olan "Herkes eşittir. Ama bazıları daha fazla eşittir" in, kendi toplumsal yaşamınızdaki model oluverdiğini görüyorsunuz.
Evet... Demokrasi çok zor bir uğraş. Demokrat olmak, gerçekten sivil olmak, hoşgörülü ve uzlaşmacı olmak kolay değil. Aslında toplumsal yaşamı ve hatta ikili insan ilişkilerini sağlıklı sürdürebilmek de kolay değil. Kimse kimseye benzemiyor bu dünyada.
Evlilikler bile belirli bir dönemde, iki farklı insanın karşısındakini yontup, kendisine benzetmesi çabasını yansıtmaz mı? Ama sonunda aile birliği, çocuklar, ortak gelecek, farklılıkları geri plana iter ve ortak yanlar ağır basmaya başlar. Bu aşamaya ulaşamayan çiftler ise ayrılır. Her köklü ailenin temelinde büyük çabalar, hoşgörü ve karşılıklı uzlaşmalar yok mudur? Demokrasinin yerleşik hale gelmesi süreci de bundan çok farklı değildir.
Sağlıklı demokrasinin sorumlu politikacıları ve düşünce odakları, toplum katlarını birbirinden ayıran ve birbirine düşüren nitelikleri değil, toplumun farklı kesimlerini ortak gelecekte de birlikte olmaya yönlendiren ortak değerleri ön plana çıkartır.

DİNCİ
VE LAİKÇİ
Bu açıdan "Cumhuriyetin hafızası güçlü, ama demokrasinin hafızası zayıf olmalı" der demokratik deneyimleri güçlü toplumların düşünürleri. Devletin bütünlüğü, sınırları, bağımsızlığı hiç unutulmamalıdır. Ama dün yaşanan siyasi gerginlikleri sürekli bugüne ve yarına da aktarırsanız, demokratik rekabet yerine kan davasına dönüşmüş bir siyasi kavgaya tanık olursunuz. Sürekli dünü yaşar ve yarına bakamazsınız. Bazen kaçınılmaz olan koalisyonlar kurulamaz. Çözümü sivil siyaset dışı odaklarda ararsınız. Birbirlerini rejimin veya dinin ya da bütünlüğün tehdidi olarak sunan politikacılar, sonunda emir ve komuta zoruyla, aynı cezaevlerinde kader ortaklığı yapmaya başlar.
Bunları yaşamadık mı yani?
"Tembel Demokratlar Reyonu" açmayı şaka da olsa düşünmememiz gereken bir ortamı elbirliğiyle sağlamaya çalışmalıyız.
Kimse kimseye "Ya benim gibi ol ya da buradan git" dememeli.
Demirel'in 1960'larda söylediği bir söz vardı.
"Akıllı politikacı, Allah'ıyla, milletiyle, ordusuyla kavga etmez" şeklindeydi bu söz. Bence bu sözün gereklerine başta Demirel olmak üzere, sesi toplumda duyulan herkes uymalı.
"Sen daha fazla dindarsın, ben daha fazla laikim" benzeri tartışmalar asgariye indirilmeli ki, demokratik siyaset ortamı dincilerle laikçilerin tepişmelerine terk edilmesin.
Bence bunlar aklın yolunun altyapısını oluşturuyor. Ama bu yoldaki maratonu koşmaya tembel demokratların ne nefesi, ne de bilinci yeter.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "Dediğim dedik, çaldığım düdük" modeli...   / 03-05-2006
 Kızdığımız kadar gözlemleri değerlendir-meliyiz de...   / 02-05-2006
 Nereye gideceğimize karar vermeliyiz   / 01-05-2006
 Kaderimizde komünist Çin'i de kıskanmak varmış..   / 30-04-2006
 Acaba kim muhafazakâr kim demokrat?   / 29-04-2006
 "Önemli ülke" ile "süper ülke"nin gündem farkları...   / 28-04-2006
 Sade politikacılar mı sorumludur?   / 27-04-2006
 Rejim kavgası bitmeli   / 26-04-2006
 Güneydoğu'ya askeri yığınak neyi amaçlıyor?   / 25-04-2006
 ABD'nin kararsızlıkları bizdekinden daha fazla...   / 24-04-2006
YILMAZ ÖZDİL
Takıyye...
"Arabistan'a gidin" diyor...
ERGUN BABAHAN
Erken seçim işaretleri
Hasan Cemal bir süre önce...
MEHMET BARLAS
"Tembel avratlar" ve "tembel demokratlar"
Baktım, bizim...
UMUR TALU
Bir de kendimiz
Demirel ile Erdoğan' ın...
FATİH ALTAYLI
Polat, Yıldırım'la da buluşmuştu
Son günlerin en çok...
ERDAL ŞAFAK
Tehlikeli sinyaller
Türkiye sonu gelmez...
Üstüne çıkıp düşünmek için tepe diktirdi
Prodi karşısında aldığı seçim yenilgisini bir türlü hazmedemeyen...
'Beş adımda görev tamam' yalan oldu
ABD Başkanı 3 yıl önce "Görev tamamlandı" deyip Irak'ta 5 aşamalı...
Mağrur olma Fener Beşiktaş seni yener: 3-2
Mağrur olma Fener Beşiktaş seni yener: 3-2
Kupa finali nefesleri kesti. Beşiktaş, devreyi Tümer ve Gökhan'ın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu