| |
|
|
İşini kötü yapan sadece Sarıkaya mı!
Van Cumhuriyet Savcısı Sarıkaya'nın görevden alınması yargının siyasallaşmasından sonra, yargının "militerleşmesi" tartışmalarını da beraberinde getirdi. Sarıkaya'yı en sert eleştirenlerin başında gelen ben bile bu kararı eleştirdim. Dün Hürriyet'te Sevgili Ertuğrul Özkök diyor ki, "Savcılar dokunulmaz mıdır? Onlardan hataların hesabı sorulamaz mı?" Çok yerinde bir soru. Buna benzer bir soruyu Ergun Babahan bir ay kadar önce sormuştu. "Savcıların hatalı açtıkları davalar sicillerini etkiliyor mu" diye. Özkök daha da netleştirmiş durumu. Kendi yargısını da eklemiş ve savcının hatasının bedelini ödediğini yazmış. Bu doğru. Fakat bu bedelin ödenişi bile "adalet duygusunu" yıpratıyor. Bir savcı hatalı bir iddianame yazmış, görevini kötü yapmışsa bunun bir bedeli olmalı. Ama bedeller kişiye göre belirlenmemeli. Kara Kuvvetleri Komutanı'na yönelik "haksız" isnatlarda bulunan savcı görevden alındı. Peki ya sıradan vatandaşlara karşı "haksız" isnatlarda bulunan savcılara ne oldu! Siyasi operasyonlar sonucunda iktidara uzak işadamları hakkında iddianame düzenleyen savcılara, sıradan vatandaşlar hakkında haksız suçlamalarda bulunan savcılara, konjonktüre göre siyasi suçlamalar yönelten savcılara bir işlem yapıldı mı? Bu savcılardan hangisi hakkında HSYK böyle bir karar aldı. Bırakın meslekten atılmayı, bir tanesi kınandı mı? İçimizdeki adalet hissini yaralayan bu; Sarıkaya'ya yapılan değil.
|