|
|
|
|
|
|
Kötü üretimler halkı müzikten bıktıracak
Atlantic Records'un Kurucu Başkanı Ahmet Ertegün, müzikteki 'dijital' gelişmelerin sorun yarattığını söyledi: "Yalnız plak şirketlerinin değil film şirketlerinin de uzun ömrü kalmadı. Hükümetler bu işin bir çaresini bulmalı".
Gazeteci yazar İpek Cem; dünyanın en büyük müzik şirketlerinden biri olan Atlantic Records'un Kurucu Başkanı Ahmet Ertegün'le New York'taki ofisinde görüştü. İlerlemiş yaşına rağmen aktif iş temposunu ve sosyal yaşamını sürdüren Ertegün, yüzlerce demo CD'nin yer aldığı ofisinde müzik sektörüyle ilgili görüşlerini ve geleceğe yönelik fikirlerini İpek Cem'e anlattı. Ertegün'ün Türkiye'yle ilgili yorumlarının da yer aldığı söyleşi dün gece NTV'de yayınlandı. 3 kez Grammy Ödülü'ne layık görülen Ahmet Ertegün, "Bizim işimiz teknoloji yaratmak değil, müzik yaratmak. Ortaya iyi olmayan işler çıkarsa halk müzikten bıkar" sözleriyle sektörün geleceğini özetledi.
FITZGERALD'TAN İLK İMZA
* İPEK CEM: Sizinle ilgili araştırma yaptığımda, müziğe aşık bir insan görüyorum. Çocukluğunuzdan başlayarak bu aşkın sizi sürüklediği bir macera var. Ağabeyiniz sizi bir konsere götürmüş ve gerisi gelmiş...
AHMET ERTEGÜN: Biz Amerika'ya gittikten sonra ağabeyim Nesuhi, Paris'te Sorbonne'da tahsil gördü. Ve o günlerde Türk entelektüeller arasında yer alan Abidin Dino ve Fikret Mualla Paris'te yaşıyordu. Onlar ağabeyimin çok yakın dostlarıydı. 1930'lu senelerde Fransa'da cazı ciddi olarak analiz eden bir grup vardı. Ben de küçükken, ağabeyimin götürdüğü bir-iki caz grubu dinlemiştim. Bu müzik bende çok büyük bir heyecan yarattı. Orkestraları dinlemeye çalıştım. 13 yaşındayken o zaman 17 yaşında olan Ella Fitzgerald'tan ilk imza isteyen kişi benim.
'KONSERLER DÜZENLERDİK'
İ.C: O yıllarda bir plak toplama döneminiz de var...
* A.E: Avrupa'da 2. Dünya Savaşı başlayınca herkes Paris'ten çıktı. Ağabeyim de Amerika'ya geldi. Birlikte yaptığımız koleksiyon büyümüştü. 15-20 bin plağımız vardı. Daha sonra ağabeyim mühim bir caz dergisinin editörü oldu. Washington'da halka açık konserler düzenledik. Bu konserlerde ilk defa hem beyaz, hem siyah müzisyenler bir arada çaldı. Bunu ilk defa biz yaptık.
* İ.C: Siz siyah müzisyenlerin o dönemde yaptığı müzikteki coşkuyu, enerjiyi çok benimsemiştiniz. Şimdi de gördüğümüz kadarıyla rap, hip-hop daha farklı stiller var...
* A.E: Her şey çok değişti.
1930, 40 ve 50'li yıllar, siyahlar için çok güçtü. Şimdi değişti ve iyileşti ama hâlâ güçlük çekiyorlar. Ayrımcılık ve kölelik çok kötü bir şeydi ama ondan dolayı burada bir müzik çıktı. Bu, zencilerin Amerika'da yarattığı bir müzik; zenci Amerikan müziği. O müzik o kadar yayıldı ki, dünyanın her tarafında bu müziği çalıyorlar.
'EN BÜYÜK ARMSTRONG'
* İ.C: Çünkü evrensel bir zevke hitap ediyor...
* A.E: Bu Amerika'nın en büyük sanat biçimi. Amerikan caz müziği, Amerikan blues ve caz müziği. Ondan sonra gelen hip-hop gibi müzikler hep ondan çıkmış. Bana sorarsanız geçen yüzyılın en büyük müzisyeni ne Stravinsky ne de Caruso... En büyük müzisyen Lois Armstrong...
'HÜKÜMET ÇARE BULMALI'
* İ.C: Artık müziğin hem yapımında, hem dağıtımında çok farklı teknolojiler kullanılıyor. Siz bu sürecin müzik sektörünü nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
* A.E: Bizim işimiz teknoloji yaratmak değil, müzik yaratmak. Biz burada müzik yapıyoruz. Teknoloji müziğin nasıl satıldığını değiştiriyor. Maalesef öyle bir işteyiz ki; sattığımız şeyi alanlar, aynı zamanda bedava da alabiliyorlar. Alıcımız var ama gittikçe azalıyor. Ve bu büyük bir problem. Yalnız plak şirketlerinin değil film şirketlerinin de uzun ömrü kalmadı. Hükümetler bir çaresini bulmalı. Bulmazlarsa plak şirketleri kalmaz.
'İYİ OLMAYANLAR ELENDİ'
* İ.C: 'Bazıları kendi müziğimi kendim dağıtayım' diye bir yaklaşımla çıkıyor ortaya.
* A.E: Büromda 100 tane demo CD var. Amatörler yapıyor ve aralarından bir şey çıkar diye hepsini dinliyoruz. Sanatçı olmak isteyen binlerce insan arasından bir tane bulabilirseniz şansınız var. Bugün dinlediğiniz müzik size gelinceye kadar o kadar çok kişinin elinden geçti ki. İyi olmayanlar elendi. O kötü müzikler ortaya çıkarsa, halk belki müzikten bıkacak. Zaten bıkanlar var. Müzik yerine elektrik oyunları satın alıyorlar. Onlar bizden daha çok satılıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|