|
|
Erdoğan: Biz daha özgürlükçüyüz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Batı Trakya'da yaşayan Müslümanların kendi dini liderlerini seçemediğini, buna Yunanistan hükümetinin müsaade etmediğini belirterek, ''Ama Türkiye'de biz patrikhanenin başını belirlemiyoruz. Demek ki biz daha özgürlükçüyüz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Keçiören Teşkilatı Kongresi'nde yaptığıkonuşmada, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara değindi. Erdoğan, iktidarlarından önce 22 bankanın fona devredildiğini, kendi iktidarları döneminde ise tek bir bankanın fona devredilmediğinisöyledi.
Kendi iktidarları
döneminden önceki dönemi ''yolsuzluk'' dönemi olarak nitelendiren Erdoğan, ''Bu dönemde kim vardı? DSP, ANAP, MHP. Şimdi çıkmışlar dürüstlük konuşuyorlar. Hangi dürüstlüğü konuşuyorsunuz?'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye 2002 yılında 24 milyar dolar borcu bulunduğunu, bugün bu borcun 14 milyar doların altına düşürüldüğünü kaydetti. Bu gelişmelerin hükümetin çalışmaları sayesinde olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bizim petrol kuyularımız yok. Yolsuzluklar, suiistimaller ortadan kalktığı için bunlar ödeniyor'' dedi. Anamuhalefetin AK Partili bazı kişilerin ''30-40 milyar liralık ihale aldı diye bunlara takıldığını ve eleştirdiğini'' belirten Erdoğan, ''Ne yapsın, elinde başka enstrüman yok'' diye konuştu.
'ÖNCE KENDİNİZE BAKIN'
Yoksullukla mücadelede yapılan icraatları da rakamlarla anlatan Erdoğan, konuşmasının son bölümünde yasaklardan söz etti. Erdoğan, bugün ülkede yasaklar nedeniyle hapiste bir tek kişinin bulunmadığını belirterek, şöyle konuştu:
''Özgürlükçülere sesleniyorum; biz göreve gelmeden önce düşünce özgürlüğünden dolayı hapislerde yatanlar var mıydı? Doluydu. Din ve vicdan özgürlüğünden dolayı yatanlar var mıydı? Vardı. Kopenhag SiyasiKriterleri ile birlikte cezaevleri boşaldı. Bizim iktidarımız döneminde cezası kesinleşen kimse var mı? Yok. Bazen Avrupalılar çıkıyor, bazı şeyler söylüyorlar. Ben tabii Avrupalı dostlara söylüyorum. Önce kendinize bir bakın. Bizden istediklerinizi önce siz yapın. Benim polisim, kalkıyor Beyazıt Meydanı'nda diyelim ki bir hata yapıyor veya bir yanlış yapıyor. Onun için her türlü çığırtkanlığı yapıyorlar, yeri yerinden oynatıyorlar. Şimdi şu anda Fransa'daki olaylarda öğrencileri ayaklarının altında ezen, onları coplayan, dövenler, niçin, ne adına bunu yapıyorlar, onu söyleyebilirler mi? Hani karşıydınız buna? Buna ne ceza vereceksiniz?''
'DOSTLUK, ANLAYIŞ İSTİYORUZ'
Başbakan Erdoğan, aynı şeylerin diğer ülkelerde de olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Kusura bakmayın, gerçekçi olacağız. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Benden istiyorsan, önce kendinde uygulayacaksın. Konuşacağımız çok şeyler var. Eğer bizler, bazı şeylere tavır koyuyorsak bunun nedeni var.
ANADİLDE YAYIN İSTİYENLER AB'DE TÜRKÇEYE İZİN VERMİYOR
Niye? İstiyoruz ki onlar da sözlerini yerine getirsinler. Bir taraftan geleceksin, ana dilde yayın diyeceksin, sonra kalkacaksın Avrupa'da Türklerin bulunduğu yerlerde ona müsaade vermeyeceksin. Bu nasıl iş? Ana dilde eğitim diyeceksin ve kalkıp sen Almanya'da 3 milyon Türk var, böyle bir müsaade veriyor musun? Verdiğini bizden iste ama vermediğini bizden isteme. Bak, şu anda açık konuşuyorum, dost ayrı mesele. Batı Trakya'da çok ilginçtir, orada yaşayan Müslümanlar kendi dini liderlerini seçemiyorlar. Yunanistan hükümeti diyor ki 'Ben belirlerim', ama Türkiye'de biz patrikhanenin başını belirlemiyoruz. Onlar kendileri seçiyor, demek ki biz daha özgürlükçüyüz. Farkımız bu, ama biz bunu inanarak yapıyoruz. İstiyoruz ki onlar da aynısını yapsın. Açık ve net söylüyorum.
ATİNA'DAKİ 3 CAMİMİZİN RESTERASYONUNAİZİN VERMİYORLAR
Türkiye Cumhuriyet Başbakanı olarak, onların kiliselerini restore etmelerine müsaade ediyoruz ama onlar acaba Atina'daki 3 tane camimizin restorasyonuna müsaade edebiliyorlar mı?
Etmiyorlar. Kaç kere söyledim, etmiyorlar. Hadi edin, işte farkımız burada. Biz dostluk istiyoruz, anlayış istiyoruz ama çok rahatız. Çünkü inancına güvenen, inanç hürriyetinden korkmaz.''
|