Fransa'da kafalar karışık
PARİS.
Karikatür krizleri ve buna verilen sert tepki Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini etkiler mi? Soru bu... Eski Dışişleri Bakanı Vedrine, bu soruya olumsuz yanıt veriyor. Ancak, "Küreselleşme Çağında Fransa" adlı kitaba birlikte imza attığı Dominique Moisi, bu görüşte değil. Paris'te bir otelin barında sohbet ediyoruz. Yuvarlak gözlükleri, uzunca saçları, Avusturya ceketiyle tipik bir Avrupalı entelektüel Moisi. "Türkiye'nin dostu olarak hiçbir sorun yok demek, yalan olur" görüşünde Moisi. Son gelişmelerin Türkiye'nin üyeliğine karşı olanların tutumunu daha da sertleştireceğini düşünüyor. Sarkozy başta olmak üzere anti-Türk lobisi tarafından bu gelişmelerin kullanıldığı gerçeğinin altını çiziyor. Olanlardan sonra, "Baştan beri biz haklıydık" mesajları verdiler diyor. Avrupa'nın mevcut korkularına yenilerinin eklendiğini, bu arada Türkiye'nin elitinin de kendisini Avrupa'nın ihanetine uğramış hissettiğini, bu gelişmelerin ilişkileri etkilediğini anlatıyor. Durup biraz düşündükten sonra, "Türkiye'nin Başbakanı olsaydım, hiçbir şey yapmaz beklerdim. Reformlara devam eder ama yola temkinli devam ederdim" görüşünü ortaya atıyor. Moisi, Huntington'ın yıllar önce ortaya attığı "uygarlıklar çatışması" kehanetinin doğru çıkıyor olabileceğinden korkuyor. Bu noktada bir çelişkiye işaret ediyor. "Son olaylar Avrupa'nın Türkiye'ye ne kadar ihtiyacı olduğunu gösterdi. Ancak AB Türkiye'ye daha fazla ihtiyaç duydukça, Türkiye'nin üyeliğini destekleyen argümanlar çoğaldıkça, sokaktaki Avrupalı Türkiye'nin üyeliğini daha az ister oldu." Eski Dışişleri Bakanı Vedrine ise zaman ilerledikçe asıl krizi Türkiye'nin çıkaracağı görüşünde. Türkiye'nin AB içinde olmayı kolay kolay içine sindiremeyeceğini söylüyor. "İki taraf için de çekinceler var" diyor ve ekliyor, "Türkiye için egemenliğinin kısıtlanması, Avrupa Konseyi, Parlamentosu, kendini beğenmiş bürokrasisi gibi. Avrupa için ise birlik içinde tüm dengelerin değişmesi sorunu var." Vedrine'in önümüzdeki dönem için 3 senaryosu var. 1- Anlaşma sağlanır, Türkiye tam üye olarak AB'ye katılır. 2- Anlaşma olur ancak kimi üyeler referandum veya parlamentodaki oylamaları sonucu bu anlaşmayı onaylamaz, veto eder. Türkiye AB'ye giremez. Bu durumda AB ile Türkiye arasında, ayrıca AB içinde Türkiye'yi destekleyenlerle karşı olanlar arasında ciddi kriz çıkar. 3- Pazarlıklar sürer, anlaşma onaylanır ancak AB sürekli bir kriz içinde olur. İran, askeri konular, bütçe. Anayasa, uluslararası alandaki rol konusunda anlaşma sağlanamaz. Türkiye bu tabloya bakıp kendisi girmekten vazgeçer. Vedrine, bu nedenle sonuçtan çok sürece önem veriyor ve bu yılların Türkiye'nin daha da modernleşmesi için bir fırsat olduğunu söylüyor. Fransa'da kafalar karışmış durumda özetle. En ateşli Türkiye taraftarlarının bile çekinceleri var. Peki ya meşhur Ermeni sorunu. Bu noktada Vedrine'in gönlü rahat: "Dışişleri Bakanı iken parlamentonun tarihi bir konuda yasa çıkarmasının yanlış olduğunu söyledim, kimse dinlemedi. Şimdi aynı konu Fransa'nın önüne gelince o zaman bana muhalefet eden birçok kişi aynı fikre geldi..."
|