kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Şehrin zavallı çocukları
Şehrin zavallı çocukları
Futbol ve dostluğun öyküsü
Nerede Ne Var?
Öneri

Şehrin zavallı çocukları

Şimdilerde çoğu çocuk dört duvar arasında yaşamak durumunda kaldığından, ebeveynler (özellikle de anneler) vicdan azabıyla kıvranıp duruyorlar. "Bu çocuk ağaçları görmüyor, bu çocuk çiçekleri koklamıyor, cevizi görse tanımayacak, çileği sadece ışıltılı market raflarındaki plastik kutuların içinde görecek... Bir de bunların üstüne, başka çocuklarla dağ tepe koşturmanın keyfini yaşamayacak, köpek kedi beslemeden, bir ağaca tırmanıp da düşmeden, dizi kanamadan, yüzü gözü toz toprak olmadan büyüyüverecek." Başka türlü bir hayat, şehirde yaşayan "şimdiki çocuklar" için mümkün değil. Ben de düşünmeden edemiyorum bugünlerde, otuzlu yaşlarındaki insanlar herhalde son şanslı kuşaktı. "Kaybolmuş kuşak" falan gibi nitelemeleri boş verin, bizim kaybolmuşluğumuz olsa olsa, kimseye sormadan evden çıkıp da bulduğumuz en yakın bahçeye, koruya daldığımızdaki kaybolmuşluktur. Çünkü bizler o dönemde şehirde yaşasak da, dilediğimiz gibi sokaklarda, bahçelerde koşturabiliyor, her an biri bizi kaçırır ve organ mafyasının eline düşeriz diye korkmuyorduk. Ayrıca, sabah vakti evden çıkıp hangi arkadaşımıza gideceğimizi bile söylemeden, saatler sonra üstümüz başımız ağaçlara tırmanmaktan, dut yemekten perişan bir şekilde tam hava kararmak üzereyken eve dönebiliyorduk. Şehirde yaşıyor olsak da ufacık bahçelerde ballıbabanın tadına bakıyor, zakkumları kokluyor, annelerimize papatya, kendimize mine çiçeği topluyorduk. Deprem korkumuz da yoktu, deprem sözcüğüyle ilgili tek bildiğimiz şey bir coğrafya kitabına ait bir tümceydi: "Türkiye üçüncü derecede deprem kuşağında bulunur" gibi bir şeydi bize ezberletilen tümce. Hem sonra, trafik de böyle değildi. Bu derece değildi hava kirliliği de. Okulların önünde uyuşturucu satılmıyordu, biz salçaya bulanmış tost yiyorduk okul çıkışlarında. Yeni çıkmış çağlaya ve sonra da eriğe seviniyor, haftasonları dışarı çıkmaya değil, arkadaşlarımızın evinde kalıp oyun oynamaya, doyasıya gülmeye hazırlanıyorduk. Şimdi "tekin" değil şehir hayatı. Dört duvar arasında büyüyen çocukların anneleri vicdan azabında. "Oyun grupları" bu yüzden son on yılda ortaya çıktı. Kendi evinde dört dönen çocuklar, yaşıtları ve anneleriyle "güvenli" bir ortamda buluşuyor, oyun oynamaya çalışıyorlar. Elbette "yırtık" çocuklar var, hani hemen oynamaya dalan cinsten. Ama çoğu evde bütün marifetlerini gösteren, ortalığı yıkıp geçiren çocuk bu tip buluşmalarda ürkek ve çekingen. Herkes birbirini süzüyor gibi. "Bu çocuk nasıl bir şey?" der gibiler, hem anneler, hem de çocuklar. "Acaba bana zarar verir mi?" Oyun grupları sosyalleşmek için... Doğayla buluşmak içinse haftasonlarınızı üşenmeden planlamanız şart. Koskoca bir şehirde nereye gideceğinizi bulmak kolay değil, yılgınlığa kapılmak mümkün. Kuş gribi nedeniyle kanatlı hayvanlardan uzak durduğunuz uzun bir sürenin ardından şimdi ne yapmalı? Belki en iyisi ufacık balkonlarımızda minik birer bahçe yaratmak önce, çocuklarımıza bahçemizin bir bölümünü ayırmak, onlara görevler vermek, bir bitkinin büyüyüşünü izlemelerini sağlamak. Sonra her daim kaçabildiğimiz kadar kaçmak şehirlerden; bir şelale kenarı, bir dağ eteği, bir çınar gölgesi... Hepsi olur.

ECE ARAR EMENER

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Nasıl beslendiği çok önemli
 Keşke Cem yaşasaydı ve maNga'yı tanısaydı
 Satır Arasında Kalanlar
 Ünlü yıldız hamilelik bunalımını yazdı
 Vietnam sendromundan korktum
 Madonna'nın gençlik sırrı
 Karları aştım da geldim Beyaz'ım
 Doğal yollarla hormon tedavisi
 Versace Miami'ye geri döndü
 Modada Afrika rüzgarları
 Büyükçekmece'de kuğular avlanıyor
 Bırakın saati o düşünsün
 Telefonlar bile moda kurbanı
 Griple savaşta kalsiyumdan yararlanın
 Farkında olmadan yaşıyoruz
 Anne beni taşısana
 En çok Cazdan ilham alıyorum
 Müzik tarihine yolculuk
 Sezen Aksu da panelist olacak
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
SEDEF ECER
Büyük ustanın objektifinden 20. asır
Fotoğraf dünyasının...
ALİ POYRAZOĞLU
Hal ve gidiş
Herkes şikayetçi memleketin hal ve...
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Şişmanlık ve yeşil çay
Geçen hafta yeşil çayın...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Emziğime dokunmayın!
Bebeklerin doğdukları andan...
SUNAY AKIN
Cin Ali ile Berber Fil
"Cin Ali, babası, kardeşi Suna...
'Bize neden kıydılar Hacivatım?' 'Ah bir bilebilsem'
'Bize neden kıydılar Hacivatım?' 'Ah bir bilebilsem'
Ne şaşırtıcı, ne tuhaf, ne sürprizli bir film... Adından veya...
Bir bilgisayar oyunundan beyazperdeye
Bir bilgisayar oyunundan beyazperdeye
Bu film de yıllar önce çok popüler olan bir bilgisayar oyunundan...
Şarap dolabında ayran satılmaz
Mehmet Yalçın şarap ve viski hakkında kitapları olan yıllardır bu...
Bursa'nın iskenderine hamsili yorum
Karadeniz mutfağıyla Güneydoğu mutfağını buluşturan Laz Dürümcü hamsi...
Türk müzisyen Afganistan'da okul açıyor
Fransa'da yaşayan kadın orkestra şefi Sera Tokay, dört yıl uğraştıktan sonra...
Çin'e okumaya gitti fotomodel oldu
Ankara Üniversitesi öğrencisi Bengü Ergin Çince'sini geliştirmek için gittiği...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.