| |
|
|
İşte Galatasaraylılık bu.. Bravo Adnan!..
Adnan Polat harika bir iş başardı.. Galatasaray'a hizmet etmek için yönetimde olmanın şart olmadığını gösterdi. Özhan Canaydın da harika bir iş başardı. O da G.Saray'a hizmet için yönetimde olmanın şart olmadığını gösterdi.. 1980'de İstanbul'a taşındığımdan bu yana çok daha yakından izlemeye başladığım G.Saray'da gördüğüm en kahredici uygulamaydı bu. Yazılı kuralı olmadığı halde, yönetim dışından birinin devreye girmesi mümkün olmuyordu. Dışardakiler adeta "Daha beter olsunlar da sıra bana gelsin" diye uzak duruyor, yönetimdekiler ise, büyük bir kıskançlıkla "Ya ben.. Ya da batsın isterse" kıskançlığı içinde dışardan uzanan elleri ısırıyorlardı.. Özhan Canaydın ve Adnan Polat, tüm içtenlikleri, tüm cesaretleri ve tüm Galatasaraylılıkları ile geleceğe örnek bu teşebbüsün gerçekleşmesini sağladılar. Adnan ortaya atıldı. Özhan, başkan olarak atılımı kabul etti, hatta arkasında durdu.. Son yıllarda Galatasaraylılık adına yapılan en güzel eylemdi bu.. Sorunu çözer mi?.. Çözer.. Hayır, mesele toplanacak birkaç milyon dolarda değil.. Mesele, G.Saray'daki dayanışma ruhunun tekrar ortaya çıkmasında.. G.Saray camiası, Adnan'ın yaktığı meşalenin etrafında toplanırsa eğer, ki toplanmaya başladılar, çözülmeyecek sorun yok.. G.Saray camiası için bugünkü mali sorunlar, devede kulak.. Camia birleşirse.. Şimdi bu kenetlenmeye kimlerin katıldığını, kimlerin uzak durduğunu izleyeceğiz. Kendileri için Galatasaraylı olanlarla, G.Saray için Galatasaraylı olanlar şaşmaz bir şekilde ortaya çıkacaklar..
Bu güzel olay başlıyor, ama çirkinlik sürüyor.. Tüm sorumlular iğrenç, rezil, kokuşmuş Konya olaylarını geçiştirmek, örtbas etmek için söz birliği etmiş sanki.. Bir uçak içinde, topu topu 20 metrekarede, herkesin, özellikle de medyanın, kameraların ve fotoğraf makinelerinin önünde cereyan eden olayları unutturmak için bir söz birliği var sanki.. Neden?.. Yönetim bu amigo işine bulaşmış. Üstüne giderse, adamlar konuşur, rezil olurlar. Medya korkuyor. Gördüklerini, bildiklerini yazamıyorlar. Adları Taksim olayları içinde de geçen kişilerin kendilerine kötülük yapmasından korkuyorlar.. Yönetimi kızdırmaktan korkuyorlar. Çünkü ülkemizde haber çıkarma bitti. Yönetimden biri telefon edip söyleye ki, haber olsun. Tek haber alma kaynağını kaybetmek, yöneticiyi kızdırmak ister mi?. Durum ne kadar acı görüyorsunuz.. Ondan sonra da, Trabzon'da yaşanan dehşet saatlerini yadırgamıyorsunuz.. Futbolcu ile karanlık güçler bu kadar iç içe olursa.. Ve de devlet bu kadar zayıf, bu kadar güçsüz, bu kadar işlevsiz olursa, eline silahı alan "Bizzat ihkak-ı hak" ka çıkar tabii..
Bu arada, özetle, G.Saray'da son durum.. İnan Kıraç, yani "Liseci" lerin lideri, desteğini çektiğini açıklayınca, Özhan Canaydın'ın artık yeniden aday olması mümkün değil. Kıraç yokken seçime girerse hezimete uğrar. Özhan bunu göze alamaz.. Ali Dürüst hala düşünüyor.. Beş yılı geçti düşünmesi.. Tefekküre dalacak artık. Derviş Ali!. Bir düşünen daha çıktı.. Alp Yalman.. Özhan Canaydın'ı olağanüstü kongrede yıkan muhalif platformun desteğini aldığına inanırsa, ortaya çıkar resmen.. Yiğit Şardan'ın şansı yok. Sonunda Turgay Kıran'ın yaptığını yapıp, son anda kazanması muhtemel adayın listesine katılabilir. Turgay Kıran'ın şansı daha da yok.. Kendisi oy atar kesin.. Ama onun listesinde olanların tamamının oyunu bile zor alır. Şu anda başkanlığa en yakın aday Semih Haznedaroğlu.. Çünkü Ünal Aysal'ın desteğini aldı. Ünal Aysal'ı para babası gibi göstermeye çalışanlar var gerçekte.. Adamda para, G.Saray'ın şu an ihtiyaç duyduğu sıcak para var gerçekten.. Esirgemiyor da.. AEG hisselerinin geri alınması gibi büyük, son futbolcu ödemelerinin yapılması gibi küçük ödemeleri her zaman yapıyor.. Ama Ünal Aysal bu değil.. Özhan Canaydın yapılan anlaşmayı rafa kaldırmasaydı, gerçek Ünal Aysal'ın ne olacağını görecektik. G.Saray'ın Başkanı Semih Haznedaroğlu olacak. Tüm G.Saray Şirketleri bir G.Saray Holding'de birleştirilecek, bu holdingi Aysal yönetecek. Yani G.Saray yönetimi artık profesyonellere bırakılacak. Formül iyi.. Semih de kazandıktan sonra Özhan'ın yaptığını yapar, Ünal'ın telefon numarasını unutur mu? Bilmem!..
|