Canım çok sıkılıyor
Dün gece televizyonda Başbakan tavuk but yiyordu. Tavuk yemeyi ne kadar özlediğimi fark ettim. Ama organizasyon felaketti. Saçma bir karmaşa, inanılmaz bir kalabalık. Başbakan olmak ne kadar sıkıcı!
Safra kesesi ameliyatımı müteakkip, dün hastaneden taburcu oldum. Ama bu taburcu olmaktan çok, ilginç bir hayat deneyiminden mezun olmak gibiydi... Hasta insanların neler çektiklerini birinci elden hatırlamış oldum. Peki, illa kimlerin ne çektiğini anlamak için onlardan biri mi olmak gerekir? Tamam hasta insanların neler çektiğini görmek için hasta oldum. Peki, mankenlerin neler çektiğini öğrenmek için manken mi olmam gerekiyor? Ya, fahişelerin neler çektiğini merak edersem!!! (Tamam Rahşan, efendi ol!) EVDEYİM... Artık evimdeyim. Ama şimdi de acayip sıkılıyorum. Son iki günümün kısa notları hemen hemen şöyle gelişti:
* Sabah programları çok ilginç. Ben özellikle programa gelen kadın seyirci profiline hayran kaldım. Maşallah, bu tombiş yaşlı teyzeler ne kadar reformist, açık görüşlü ve özgürlükçüler. Acaba evlerinde çocukları ve kocalarına da bu kadar saygı ve sevgi dolu yaklaşımlar mı sergiliyorlardır? Eğer öyleyse bu özel tür daha çok hangi bölgelerde yaşamaktadır?
ALTYAZILAR FELAKET
* Neredeyse 24 saat televizyon seyrediyorum. Evimde Digitürk var. Digitürk'ün sinema ve dizi kanalları süper. Ancak altyazı konusunda felaketler. Herhalde kolaya gelsin diye bir sonraki diyaloğu da önceden yazıyorlar. Mesela, binbir emekle bir film izliyorsunuz, artık finale 5 dakika kalmış. Yakışıklı jön, güzel hanımefendiye Benimle evlenir misin?" diye soruyor. Kız biraz düşünecek ama ekranda bu sorunun altında hemen cevap yazıyor. İngilizce bilseniz bile çok sinir bozucu...
* Uzun zaman sonra Kanal D'deki Haziran Gecesi'ni izledim. Geçen sezon çok beğeniyordum. Ama maşallah bir adım ileriye gidememişler. Duygu felç olmuş, Baran'ın annesini oynayan Nebahat Çehre'nin yüzündeki çizgiler kaybolmuş ama yine 'fitne-i fücür' konusunda başarılı. Baran da ikide bir sinir krizi geçirip, kadınların en sevdiği sert bakışını takıyor. Ayyy çok sıkıcı!
AŞIK OLDUM!
* Yeni dizilerden 'Hırsız Polis'e aşık oldum. Hayır, ben Timuçin Esen'ci değilim. Bazı bakışlarını çok komik buluyorum. Ama dizi bir türlü gecenin reyting rekorlarını kıramıyor. Sayın kanal yetkilileri, eğer bu dizi de reyting oyunlarına kurban giderse, yalvarıyorum en azından bir son bölüm çekin. Bence tüm kaldırılan diziler için kanalların yöneticileri bize birer son bölüm borçlu. (Bakın hasta yatağımda bile ne kadar yaratıcı fikirlere imza atıyorum. Sevin beni! Sen yüce bir çınarsın, senin gibisi yok filan deyin. Çok fena şefkate ihtiyacım var. Sanırım ağlayacağım... Ayy dikişim sızladı.)
* Dün gece televizyonda Başbakan tavuk but yiyordu. Tavuk yemeyi ne kadar özlediğimi fark ettim. Ama organizasyon felaketti. Saçma bir karmaşa, inanılmaz bir kalabalık. Başbakan olmak ne kadar sıkıcı. Bu arada atv anahaberde kızcağız elinde mikrofon, açık büfeyi dolaşarak bizlere nelerin pişirildiğini anlatıyor bu davet için. Adamın biri ise bir gayret beleş tavuk yiyor. Kızcağız "Beyefendi izin verir misiniz" diyor ama beyefendi hiç oralı değil. Kız sonunda adamın adeta üzerinden atlayarak sunuşuna devam etti. Amca ise hâlâ beleş tavuğa yumuluyordu. Anladınız değil mi? Sinirlerim çok bozuk. Televizyonları bile 'Kıllanan Adam' gibi izliyorum. Çatacak yer arıyorum. Üstelik dikişlerimi taa pazartesi alacaklar. SIKILDIM! Oynamıyorum.
|