|
|
|
|
"ÖSS çocuklarımızı katlediyor"
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Öğrenci Seçme Sınavı'nı (ÖSS) eleştirerek, ''ÖSS çocuklarımızı katletmektedir'' dedi.
Bu konuda değişiklik yapılması için daha önce tekliflerde bulunduklarını anımsatan Çelik, ''Biz toplumsal kavgadan yana değiliz.Bugün hallolmadı, bu, yarın hallolacaktır'' diye konuştu. Çelik, Türkiye Genç İşadamları Derneği Ankara Şubesi'nce Hilton Oteli'nde düzenlenen ''Vizyon 2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılında Eğitim'' toplantısının açılışında konuştu. Çelik, Avrupa ülkelerinin tersine Türkiye'de genç nüfusun
giderek arttığını, Türkiye'de şu anda yaklaşık 2 milyon yükseköğretim öğrencisi bulunduğunu kaydetti. Türkiye'de 77 üniversite yer aldığını,15 üniversitenin de kuruluş çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Çelik,''Daha fazla üniversite açmamız gerekiyor. Bu, aslında dünyadaki trende de uygundur ve biz bu trendin gerisindeyiz'' diye konuştu.
'3 MİLYON ÖĞRENCİ AZALACAK'
İlköğretim ve ortaöğretim öğrencilerinin sayısında 2023 yılında önemli düşüş beklendiğini kaydeden Çelik, demografik hesaplamalara göre öğrenci sayısında 3 milyon azalma olacağını bildirdi. Çelik, bunakarşın yükseköğretim çağı nüfusunda ise patlama yaşanacağını belirtti. Dünyada yükseköğretim öğrenci sayısının 2020 yılında 200 milyona çıkmasının beklendiğini, Türkiye'nin de bunun gerisinde kalmaması gerektiğini ifade eden Çelik, Türkiye'nin yükseköğretim çağı nüfusunun5 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini anlattı. Bu nedenle yeni üniversitelere ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Çelik, Türkiye'nin bunakendini hazırlamak zorunda olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Peki ne yapacağız? Sermayeyi buraya çekmemiz lazım. Tabii sosyalist zihniyetle düşünen kişiler bu konuda ısrarcıdır. Duyduğuma göre Mehmet Ali Ağca cezaevinden çıkar çıkmaz demiş ki 'bu memleketi komünistlere bırakmayacağız.' Garibim bilmiyor ki, komünist-momünist kalmadı bu ülkede. Onların bakiyeleri var hala, kendilerine komünist demiyorlar, çağdaş diyorlar. Ama bana göre bir asır gerideler. Takılıpkalmışlar. Koç bir üniversite kurdu, sermayedar bir insan, Türkiye'de yatırımları var. Koç'un üniversitesinin para kazanmadığını da biliyorum. Sabancı bir üniversite kurdu, isabet etti... Bilimde özel sektör var, hepsi vakıf. Sermaye grupları bu vakıfların zeminini oluşturuyor. Bunu önemsiyorum ve Türkiye'de bunların sayısının daha daartması gerekiyor.''
''TÜRKİYE'DE ÜNİVERSİTE YAPILANMASI YANLIŞ''
''Türkiye'de üniversitelerin yapılanmasının yanlış olduğunu'' söyleyen Çelik, ''Bunu YÖK'ün, şunun bunun dışında söylüyorum. Biz nasıl bir üniversite tasavvur ediyoruz, bunu söylüyorum'' diye konuştu. Dünyada ihtisaslaşmış üniversite yapısına doğru gidildiğine işareteden Çelik, şöyle konuştu:
''Biz İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi gibi, 60-70 bin öğrencisi olan, büyük üniversiteler tasavvur ediyoruz. Böyle değil... Bir üniversite tıp alanında uzmanlaşıyor, biri bir başka alanda. Bizdeise bir bakıyorsunuz, adı teknik üniversite, içinde tıp var.
Bünyesinde tıp fakültesi olmayan ODTÜ var, İstanbul Teknik Üniversitesi var. Bu doğru değil. Ekonomi konusunda, tıp konusunda, temel bilimler konusunda, sosyal bilimler alanında uzmanlaşmış olan üniversiteler olabilir, araştırma üniversiteleri olabilir, eğitim öğretimi ön plana çıkaran üniversiteler olabilir. Üniversitelerimizin çeşitlenmesi gerekiyor. Böyle bir çeşitlilik içerisinde de bugünkü mevcut 2547 sayılı kanunun gömleği, bu üniversitelerin hepsine uymaz. Burada ciddi bir hazırlık ve değişiklik yapılması gerekiyor.''
'KENDİLERİ DE BİLİYOR'
Mesleki eğitime de değinen Çelik, Türkiye'nin bu konuda da gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğunu kaydetti. Piyasanın ihtiyaç duyduğu ara eleman yetiştirilmesinde sıkıntı yaşandığını belirten Çelik, ''Burada en büyük neşterin meslek yüksekokullarına vurulması gerekiyor'' dedi. Bunu sadece bakan olduktan sonra değil, TBMM'ye girdiği günden beri söylediğini ifade eden Çelik, ''Bizim endüstri meslek liselerimiz, meslek liselerimiz bu okullardan çok daha iyi durumdadır'' diye konuştu. Çelik, şöyle devam etti:
''Yükseköğretim Kurulu bu ülkeye bir iyilik yapmak istiyorsa, neşteri önce buraya vurması gerekiyor. Meslek yüksekokulları çok kötü durumda. Bunu kendileri de biliyor. Meslek yüksekokullarındaki hocalarda feryat figan ediyor. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.
Diğer meslek okullarımızı da kısır tartışmaların kurbanı yapmamalıyız. Bazı insanlar yersiz ve gereksiz endişelerinden dolayı meslek okullarını katletmemelidir.''
ÖSS sistemine de değinen Çelik, sınavı gerçekleştiren Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) ülkenin saygın kuruluşlarındanbiri olduğunu, merkezi sınav konusunda örnek bir performans sergilediğini ifade etti. ''Ancak ÖSS'nin bizatihi kendisi, çocuklarımızı katletmektedir'' diyen Çelik, değiştirmek için daha önceçeşitli tekliflerde bulunduklarını ancak sonuca ulaşmadığını söyledi.
'KARARLARI BİLDİRİYORLAR'
Test sistemiyle uygulanan ÖSS'yi kazanan çoğu öğrencinin kendisini ifade etmekte zorlandığını, öğretim üyelerinin şikayet ettiklerini söyleyen Çelik, ''Kavak eken sopa biçer, rüzgar eken fırtına biçer'' diye konuştu. Çelik, şunları kaydetti:
''ÖSS'ye lise mezunu öğrencinin nasıl gireceği, nelerden sorumlu olacağı, maalesef bizim yetkimizde değil. Milli Eğitim Temel Kanunu'nagöre YÖK'ün bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapması lazım.
Ama ÖSYM, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanımıza telefon açıp 'Bizböyle bir şey yapıyoruz, toplantıya siz de katılın' dediği zaman bunu işbirliği yapmak olarak anlıyorlar. Bu işbirliği değil. 'Alınan kararları size bildiriyoruz' demektir. Dolayısıyla biz diyoruz ki, bugünkü sistem yanlış bir sistem. Bundan veli, öğrenci, okul, öğretim üyesi, medya herkes şikayetçi. Peki niçin değiştirmiyoruz? Diyeceksiniz ki, 'siz icra organısınız, değiştirin'... Biz değiştirmeye kalktığımız zaman kıyameti kopardılar. Burada basının da önce kendini sorgulaması lazım. Biz toplumsal kavgadan yana değiliz. Bugün hallolmadı, bu, yarın hallolacaktır. Biz birbirimizi ikna etmek zorundayız. Düşmanlarımızı sevindirerek bir şey çözemeyiz. Biz katılımcı demokrasiye inandığımız için bunu yapıyoruz, yoksa sayısal çoğunluğumuz var. İdeolojik kaygılardan sıyrılıp ortak aklı işleteceğiz. Eğer 2023 vizyonunda çağdaş muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma iddiasındaysak, bunu yapmak zorundayız.''
TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Barış Haşamoğlu da eğitimin insan sermayesine yapılan bir yatırım olduğunu belirterek, bu yatırımın rekabet üstünlüğünü de artıracağını kaydetti. Son 20 yılda teknolojinin büyük değişim gösterdiğine işaret eden Haşamoğlu, eğitim anlayışının ''eşitlikçi eğitim'' kavramına odaklandığını anlattı. Haşamoğlu, insan kaynaklarının etkili şekilde eğitilebilmesi için eğitim stratejilerinin uzun vadeli ve uzlaşmayla belirlenmesi gerektiğini söyledi.
'DUYGUSAL DAVRANMA HAKKIMIZ YOK'
Öte yandan Çelik, gazetecilerin, YYÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın Ankara'da olduğunu anımsatarak, kendisinden ziyaret için randevu talep edip etmediğini sormaları üzerine, ''Hayır'' yanıtını verdi. Çelik, ''Bizim kimseyle bir davamız yok. O bir sorumluluk makamındadır, ben bir sorumluluk makamındayım. Duygusal davranma hakkımız yok'' diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|