Yollar kapanınca...
Yollar kapanınca, yola çıkılmaz olur. Yolların değeri yollar kapanınca belli olur. Oysa, düşündüğünüzde nedir ki yollar? Gideceğiniz yere sizi "götüren" dir yollar. O kadar! Önemsizdir yani... Aslolan gideceğiniz iştir. Varacağınız evdir. Buluşacağınız randevudur. Okuldur, sinemadır, lokantadır, postanedir, hastanedir. Otobüs durağına kadar yürüyeceğiniz mesafe, otobüsten ineceğiniz son durağa kadar geçecek dakikalar... Dakikalar işlemese, zerrece önem verilmez altınızdan kayıp giden şeritlere... Akıllarda hep varılacak menzil bir an önce... O kadar!.. Nedir ki yollar?
Lakin... Kar; gün gelir, aşılmaz "mânia" lar koyar bütün vuslatların önüne de... O zaman anlaşılır yolların kıymeti de... Ne zaman bir sual edilse; "Nereye varmak istiyorsunuz hayatınızda, menziliniz nedir?" diye ısrarla... Cevabımız hep aynı olmuştur tekrarla: "Bilmiyoruz. Yola çıkıyoruz yalnızca... Aslolan varacağımız 'yer' olmadı hiç bir zaman... Aslolan yoldu ve yolculuktu her zaman... Yolun ve yolculuğun kendisi..." Şimdi kar yolları kesti bir anda ve işte hiçbir "kıymeti harbiyesi" kalmadı varılacak menzilin yaşanan "an" da... Yoldan önemli ne vardı ki? Yoldan hayati?
Meslek yaşamımızın zorlu labirentlerinde yolumuzu ararken de böyle oldu bu... Son okul macerasında da... "Ne diye daldın kitapların içine, ne diye oturdun ahşap sıralara yıllar sonra?" diye soranlar olduğunda... "Bitirecek misin gerçekten, hatta bitirip de ne olacak ki?" diye soranlar olduğunda... Cevabımız aynı oldu hep: "Okul yolu", okulun kendisinden heyecan verici oldu her zaman! İşte şimdi okul yolu kapanmışken, başka sual kaldı mı sorulacak? Başka sınav kaldı mı verilecek? Eeee!.. Ne oldu şimdi?
Yoksa siz; sonunu bildiğiniz romanları "okumayanlar" dan mıydınız? Sırf sonunu biliyorum diye, bir romanı baştan alıp yeniden dolaşmadınız mı yoksa satırlar arasında? Yoksa siz; sonunu öğrenince "beyazperde" nin görkemli maceralarına eşlik etmediniz mi bir daha, unutulmaz sahneler arasında? Biz okuduk, biz baktık; bir daha, bir daha çıktık unutulmaz filmlerin yolculuğuna... Hadi mevsim kıştır diye, hadi her yer karla kaplıdır diye; dünya sinema tarihinin "en görkemli kar" filminden bir misal düşelim şuraya: Uçsuz bucaksız bir beyaz tablonun içinde ve Sibirya steplerinde; "kimsenin olmayan topraklar" a at arabasında yapılan yolculuk ya da karları yara yara "Urallar'a giden 'karakırmızı' tren" in yolculuğu nasıl unutulacaktır, sonu bellidir diye... Doktor Jivago, buzlar arasındaki ateşli bir devrimin ve ateşli bir aşkın hikayesiydi... Hem o devrimin tarih içinde vardığı menzilin sonu "hazin" oldu, hem de içindeki aşkın... Şimdi o yolculuk yapılmamış mı sayılacak, ne olacak? Yolcular yaşamamış mı sayılacak bu hayatın hiçbir yerinde?
Kar yolları kapattı ülkenin dört bir yanında... Şimdi karları kürüyorlar. Güneşin yolunu gözlüyorlar. Birkaç güne kalmaz açılır nasıl olsa... Lakin... Ya gideceğiniz yerde beklediğiniz yoksa gerçekte... Ya da; kim bilir, siz daha menzile varmadan kapanırsa taksimetre?.. Evet, birkaç güne kalmaz açılır yollar nasıl olsa... Siz siz olun "yollar" ın kıymetini bilin. Bir yere varmasa da!
|