Yalancı cennette 2 gün
Artık tüm dünya Dubai'ye yalancı cennet gözüyle bakıyor. İki günlük ziyaretimizde dünyanın dört bir yanından çeşitli vesilelerle yeryüzünün yalancı cennetine gelmiş insanlarla tanıştık. Bir çok kişiye yönelttiğim ortak soru şu oldu; Neden Dubai? Ancak hiç kimseden ortak cevap alamadım. Sadece Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Çin, Rusya gibi ülkelerden çalışmak üzere gelen kişilerin verdikleri cevaplar tekti. Dubai'de çalışanlar ise sanıldığı gibi fazla kazanmıyor. Özellikle işçi kesimi tam sefalet içinde. Mesela iş imkanı için en prestijli yerlerden birisi olan havalimanında kasiyer olarak çalışanların maaşları 500 ile 1000 dolar arasında değişiyor. Bunun yanı sıra ayda 100 dolara çalışan inşaat işçileri de söz konusu. Ancak, Dubai'de sanıldığı gibi pahalı bir yer değil. Her kesimden insanın kendine yaşam alanı bulacağı bir şehir kurulmuş. Dünyanın en pahalı yaşamını sürmekte mümkün, en sefilini de. Şehirde hayat sürenlerin yaklaşık yüzde 95'i yabancı yani ülke vatandaşı değil. Enteresandır bir Dubaili bulup sohbet etmek için de ciddi zorlandım. Çünkü burada gözümüze çarpan her Arap Birleşik Arap Emirliği vatandaşı değil. Çünkü Dubai diğer insanlar kadar Araplar için de cazibe merkezi olmakla birlikte model ülke konumuna gelmiş. Birçok Arap ülkesinin neredeyse imrendiği bir kent olarak Dubai öne çıkıyor. Bu sene dokuzuncusu yapılan Dubai Airshow'a gelince. Tüm katılımcı firmaların ortak yaklaşımı, bu fuarda diğerlerine oranla çok daha fazla iş yapılması, siparişler alınması. Durum böyle olunca fuar her geçen gün daha da büyüyor. Bölgenin cazibe merkezi haline geliyor. Dubai'nin bu hale gelmesinin arka planında lojistik destek veren İngilizlerin ciddi katkısı olduğunu düşünüyorum. Zira Dubai'de tüm önemli şirketlerin halkla ilişkilerinden tutun da, pazarlama, iş geliştirme gibi önemli departmanlarında hep İngilizler öne çıkmakta. Dubai'de tek şaşkınlığımı ise İranlılar'a ait restoranda yaşadım. Restoranın başında İranlı bir şef var. Geriye kalan tüm çalışanlar çekik gözlü Uzakdoğulular. Mönüdeki çorbanın ne olduğunu sorduğumda, garsonlar tarifini yapamadı. İranlı şef gelip, 'mercimek' açıklamasını yapınca şaşırdım. Daha enteresanı ise Uzak Doğulu garson kızların elinden Dubai'nin en güzel mekanlarında Türk kahvesi içmem oldu. Tadı da fena değildi. Harbi Türk kahvesiydi.
|