kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

İyimser misiniz kötümser mi?

Türkiye son yirmi yıldır ciddi bir iyimserler-kötümserler çekişmesi yaşıyor. Ülkenin dünyaya açılma çabalarıyla birlikte bu çatışma da şiddetlendi. Yapısal bir değişimden geçen toplumun yaşadığı çalkantıların sonucunda olumlu bir noktaya mı varacağız yoksa olumsuz bir noktaya mı? Çok ciddi bir dönüşümden geçerken, bu maceranın her adımını hem iyimser bir bakış açısıyla hem de kötümser bir bakış açısıyla değerlendirmek mümkün. Şu anda içinde bulunduğumuz durumu kapkara bir tablo olarak anlatabilirsiniz. Söylediklerinizin çoğunda belki de hepsinde haklı da olabilirsiniz. Aynı durumu çok parlak bir tablo olarak anlatmak da mümkün. Bu anlatım da tümüyle haklı olabilir. Çünkü bir değişimden geçerken olumlu ile olumsuz kaçınılmaz olarak içiçe yaşanıyor. Peki, böylesine çelişkilerle dolu bir durumu gerçekçi olarak nasıl değerlendirmek gerekir. Hangi yöne doğru yolumuza devam edeceğimize karar verebilmek için nasıl bir ölçü kullanmalıyız. Galiba bunun en iyi yolu, içinde bulunduğumuz şu ana bakarken, nerden geldiğimizi ve nereye doğru gitmekte olduğumuzu saptamak. Nelerin değiştiğini, nelerin değişeceğini ve bu değişimlerin yarattığı ve yaratacağı sonuçları anlamak. Bunu yaparken de, objektif ölçüleri bir yana bırakarak kendi siyasi hesaplarıyla durumu olduğundan daha karanlık ya da olduğundan daha aydınlık göstermek isteyenlerin çıkarcılığını da iyi farketmek. Her değişimin, birçok insanın ya da örgütün iktidarını sarstığını iyi anlamak. Bizi kandırmak isteyenlere imkan vermemek için hem içinde bulunduğumuz anı hem de önümüzdeki yolu açıkça görebilmemiz gerekiyor. Bunun için de iyimserlerle kötümserlerin tezlerini objektif biçimde tartışmamız gerektiğini düşünüyoruz.

***

Tartışmak gerekir ama durumu tartışmak "mantıksal" bir duruş... Biz ise genellikle "duygusal" tepkiler veren bir toplumuz... Üstelik, süreç olarak nerden gelip, nereye gittiğimiz konusu da bizim için biraz lüks... Bizler "süreci" değil mevcut anı veri olarak alırız... O an durum bize hangi duyguyu veriyorsa, bütün hayatı da o duyguyla açıklarız... Bizde "bilanço" yoktur, anlık "enstantaneler" vardır ve o anlar "bilanço" olarak kullanılır...

***

"Kötümser"liğin daha kolay olduğu da söylenebilir... Örneğin, insanları bir eve dolduran garip televizyon programlarında, birbirini tanımayanların hemen kavgaya tutuşması, övgü yerine sürekli hakaret soslu bir eleştirinin fonu oluşturması da bunu gösterir. Belki bunu normal karşılamalı, çünkü "pozitif" bir duyguyu yaymak, çok daha derinlikli olmayı gerektirir. Mevcut durumu eleştirince, otomotikman kendine dolaylı bir "paye" veriyorsun... Halbuki olumlu bir yaklaşım, çaba sarfetmeden nemalanmayı önlüyor. Negatiften çok daha fazla laf üretmek mümkünken olumlu bir duyguyu köpüklendirme, oralardan tatlar çıkarma daha derin bir ifade ve duygu gerektiriyor...

***

Turgut Özal iktidarının hemen başlarında "muz ithal edersek batarız" diyenler vardı, halbuki Türkiye çok daha iyiye gitti... Gündem belirlemek, beklenti yönetmek gibi daha ziyade siyasal iktidarın sorumluluğu altındaki etkenler yanında, toplumun olan bitene daha objektif bakacağı bir genel iklime gerek var... Bu ne demek? Körleşmiş bir iyimser ya da kötümser olmamak... Mevcudu düne bakarak değerlendirmek... O değerlendirme üzerinden de yarını okumak... Ama galiba bu da sağduyu, soğukkanlılık, akıl ve mantık gerektiriyor... Eleştirerek coşmayı önleyen bir sürü engel yani...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Işık'ın dedesi, Orhan Kemal'in babası Abdülkadir Bey...   / 18-12-2005
 Guguk Kuşu İstanbul'da   / 11-12-2005
 İyimser misiniz kötümser mi?   / 04-12-2005
 Gökyüzüne işeyenler   / 27-11-2005
 On üç aylıkken öldünüz mü?   / 20-11-2005
 Pazartesi deniz yırtılırsa diker misiniz?   / 13-11-2005
 Göller, arifeler bayramlar   / 06-11-2005
 Şiir için son çağrı...   / 30-10-2005
 Ağızda pilav pişse benden Tuna kadar yağ   / 23-10-2005
 Ölü göçmen kuşlar   / 16-10-2005
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Komplo teorisi sever misiniz?
Yabancı elçiler bilgi...
MEHMET ALTAN
Bamya çorbası
Bamyaya bayılarak yiyen çocuk var mıdır,...
ÖNCEL ÖZİÇER
Kurban olurum ben, bize!
Herkes neden bu kadar...
REFİK DURBAŞ
Siena ve Ülkerspor kültür maçı
Kırk yıla yaklaşan...
KAZIM KANAT
Yaş 75... Yolun yarısı eder
Umudun umudu...
En devrimci Fransız otomobili
En devrimci Fransız otomobili
Renault Espace, Fransa'da Robespierre'den sonraki en büyük devrimci.
Paşanın gece uçuşu
Paşanın gece uçuşu
atv Airport, dünyanın sayılı hava akrobasi timlerinden Türk...
Bangladeş yetimhaneleri-ne Türk modeli
Türk ve Bangladeşli gençler, kendi sivil toplum kuruluşları...
Terapistim yok koçum var
Son yılların gözde mesleği "koçluk" giderek yayılıyor. Elmas Genç ise...
Yemeklerin cilası pilav
Türk pilavı ne İtalyanlar'ın rizottosuna ne Çinli ve Japonlar'ın pirinç...
Fatih'in sevdiği karidesler
Sultanın yemeğini önce çaşnigirbaşı, yani çeşni tadıcı tadar sonra padişah...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.