|
 |
 |
 |
 |
|
 "Onlar aynı şeyi AİHM'de niye yapmıyorlar"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalı parlamenterlerin yazar Orhan Pamuk'un yargılamasına gelişlerinin aslında yargıya bir baskı olduğunu ifade ederek, ''Yaptıkları açıklamalarla bunu gösteriyorlar. Bu da yanlıştır, buna hakları yok. Onlar aynı şeyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de yapsınlar ya, orada niye yapmıyorlar? Orada da hak, hukuk çiğneniyor, orada niye yapmıyorsunuz?'' dedi.
Erdoğan, Konya'da Aydınlıkevler ve Yenişehir köprülü kavşakları ile Şefik Can Caddesi'nin açılış törenine katıldı. Törende, Başbakan Erdoğan'ın
eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, AK Parti yöneticileri, milletvekilleri, Konya Valisi Ahmet Kayhan, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve çok sayıda vatandaş da bulundu.
Erdoğan, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kaybedilmiş zamanını ve aydınlık geleceğini bu tür törenlerle geri kazandığını kaydederek, milletçe büyük hedeflere emin adımlarla gittiklerini söyledi.
Endişeden çok umut taşıdıklarını vurgulayan Erdoğan, hükümet olarak Türkiye'nin kaynaklarını Türkiye'ye kazandırmanın mücadelesini verdiklerini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu hazzı bizim kadar coşkuyla karşılamayanlar olabilir. Onları da sağduyulu davranmaya, büyük yürüyüşümüze katılmaya davet ediyoruz. Biz istiyoruz ki milletimizin her ferdi buna sevinsin. Çünkü gelecek Türkiye'nindir. Benim bundan endişem yok. Bu ülkeyi layık olduğu muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için bu milletin birikimi ve heyecanı vardır.
Bu ülkenin potansiyeline, bu ülkeye inanmayanlar, bu ülkeyi yüreklerinde hissetmeyenler önce aynaya baksınlar, kendilerine baksınlar. Türkiye'yi karanlığa mahkum etmek isteyenler, milletin bütünlük hissiyatının dışındaki bazı marjinal çevrelerdir. Gölge oyunlarından, karanlıktan nemalanmak isteyenler olabilir. Onlar milletin heyecanını bugüne kadar bilmediler ve bilemezler. Türkiye artık büyüyor, gelişiyor. Türkiye kendini aşan bir ekonomik dinamizme kavuşmuştur. Rakamların söylediği gerçek budur.''
Ancak, hala ''Ülke elden gidiyor'' diyenler bulunduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Yatırımcılar bu ülkeye gelerek yatırım yapmak istiyor. Fakat bazı kişiler (Vatan elden gidiyor) diye değerlendirme yapıyor. Bir defa daha söylemek istiyorum: Gerek yerli, gerekse küresel sermaye ile görüşürüz. Birileri bir zamanlar (Hasan almaz, basan alır) diyordu. Evet Hasan almıyor zaten, basan alıyor. Bunu bütün televizyonların huzurunda izliyorsunuz. Özelleştirmeler televizyon kameralarının önünde gerçekleşiyor. Bugüne kadar bu ülkede çakılı bir çivisi olmayanlar bu iftiralarla kendilerine yer bulmaya çalışıyor. Kuru kabadayılıkla bu işler yürümez, kuru sıkı atmakla bu işler yürümez. Türkiye artık bu çağdışı kafalarla, mahalle arasındaki çocukların çelik-çomak oyunlarıyla bir yere gelemez.''
''SINIRLARI TECAVÜZ ETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK''
Türkiye'nin enerjisini boş tartışmalarla tüketmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, milletin hayat standardını yükseltmeyi en büyük hedef olarak gördüklerini söyledi. Türkiye'nin laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirten Erdoğan, hukuk devleti içerisinde hukuksuzluğa yer olamayacağını vurguladı. Türkiye'nin tek bir vatan evladını gözden çıkarma lüksünün bulunmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Amacımız hukuk devleti standartlarını geliştirmek, bunun en büyük şartı da hiç şüphesiz ki yargı bağımsızlığını yakalayabilmektir.Yargı bağımsızlığının gelmesi ve halkımızın yargıya olan güveni inanıyorum ki herkesi çok daha huzurlu kılacaktır.
Fakat dün İstanbul'da cereyan eden olayların farklı boyutları var.Düşünce özgürlüğü noktasında bir bedel ödemiş bir insan olarak konuşuyorum: Her şeyden önce düşünce özgürlüğünü kısıtlayan ne varsa biz buna karşıyız. Çünkü bizim yolsuzluk, yoksulluk noktasında bir hedefimiz var. Fakat bu konuda tabii ki düşünce özgürlüğünün sınırlarını da tecavüz etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Bunu belirleyecek olan da yargıdır.''
''HUKUKUN MATEMATİĞİNE HASRETİZ"
Olayın ikinci bir boyutu daha bulunduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Yargı boyutunda olan bir olayda yargıya baskı oluşturmak, yargıyı baskı altına almak, hangi kurum olursa olsun, hangi siyasi parti olursa olsun, hangi sivil toplum örgütü olursa olsun, böyle hak ve selahiyete anayasamıza göre sahip değildir.
Dün Şişli'de yapılan ne kadar yanlışsa, ondan önce Van'da yapılan da o kadar yanlıştır. İşine geldiği zaman doğru, işine gelmediği zaman yanlış. Yok öyle 25 kuruşa simit. Doğru her yerde doğru, yanlış her yerde yanlıştır. İki kere iki dört. Bunu gece 5, sabah 6 yapamazsınız,her zaman dörttür. İşte hukuk budur. Biz hukukun matematiğine hasretiz, onu bulmamız lazım.
Orada kalkıp zanlının üzerine yürümek veya yurtdışından gelenlerin üzerlerine yürümek, onlara saldırmak doğru mudur, yanlış mıdır ayrı bir konu. Çünkü onların da buraya gelişlerini biz baskı unsuru olarak görüyoruz. AB parlamenterlerinin böyle bir yargılama esnasında buraya gelişleri yargıya aslında bir baskıdır. Yaptıkları açıklamalarla bunu gösteriyorlar. Bu da yanlıştır, buna hakları yok. Onlar aynı şeyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de yapsınlar ya, orada niye yapmıyorlar. Orada da hak, hukuk çiğneniyor, orada niye
yapmıyorsunuz?''
''BUNA FIRSAT VERMEMELERİ LAZIM''
Başbakan Erdoğan, hakkı ve hukuku aramanın fiili eylemle olamayacağını belirterek, buna izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Burada emniyetimizin, ilk aldığım haberlere göre bir sıkıntısı var. İçişleri Bakanımıza da bu konudaki talimatı dün verdim; İnceleyeceksin, araştıracaksın ve bu konuyu konuşacağız. Niye, çünkü bu kadar yakın bir mesafe içerisinde kalkıp güvenlik sağlanmaz. Ve araca darbelerle varıncaya kadar müsaade edilmemesi lazım. Burada güvenlik güçlerimizin de gerekli tedbirleri alması şart. Orada başka bir netice de doğabilirdi. Buna fırsat vermemeleri lazım. Emniyeti sağlamaları gerekir.''
Türkiye'nin bir özgürlükler ülkesi olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, demokrasinin bir tahammül rejimi olduğunun da unutulmaması gerektiğini belirtti. Provokasyonların olabileceğini belirten Erdoğan,bu provokasyonlara Türkiye'nin 81 ilinde prim verilmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, ''Ayrımcılığa, bölücülüğe, teröre asla prim vermememiz lazım. Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz, sabırlı olacağız,bunu iyi bilmemiz lazım'' diye konuştu.
Yolsuzluk iddialarına da tepki gösteren Başbakan Erdoğan, bu konuda bilgi ve belgesi olanların ilgili yerlere başvurması gerektiğini kaydetti. Belediye başkanlarının dokunulmazlığının olmadığını hatırlatan Erdoğan, ''Gerekli incelemeler, araştırmalar yapılabilir. Eğer suçlu çıkarsa biz zaten arkasında durmayız'' dedi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
