Konut faizinde hâlâ marj var ama birbirimizi yiyoruz, endişeliyim...
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Özince konut kredilerinin büyümesi için hala marj olduğunu söyledi. Sektördeki rekabetten yakınan Özince 'daha regülasyon yok ama birbirimizi yiyoruz' diye konuştu.
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı (TBB) Ersin Özince, bankacılık sistemenin normalleşme sürecini sürdürdüğünü belirterek, bankaların konut piyasasındaki yarışının sağlıklı olduğunu söyledi. TBB Yönetimi önceki akşam 2005 yılının değerlendirilmesi ve 2006 yılına yönelik öngürelerini paylaşmak üzere ekonomi basını ile biraraya geldi. Özince, konut kredilerindeki hızlı artışın ve yaşanan rekabetin sektörde risk yaratıp yaratmadığına yönelik, "Bugün konut kredileri her bankanın kendi sermaye yeterliliği ile ilgili bir konu olup bu konuda her bankanın alabileceği risk kadar rekabet içine girdiğini düşünüyorum. Bugün kafamız en rahat başta konut kredileri olmak üzere eğitim kredilerini veriyoruz." dedi. Özince konut kredileri konusunda işin çok başında olduklarını, konut kredilerinin GMSH'a payının yüzde 2.5, toplam aktifler içindeki payının da yüzde 4 olduğunu belirtti. Türkiye'de sosyal açıdan revaçta bir yatırım, tasarruf olan konuta finansman sağlamanın riskin yaygınlaştırılmasına uygun gibi olduğunu belirten Özince, "B planı değilse de bu risklerin yönetilebilirliği bir konudur. Yani bu iş giderek büyüyecekse ikincil piyasasının çok iyi oturması lazım. Türkiye'de konut sektörünün de kayıt içine alınması lazım'' diye konuştu.
BÖYLE UCUZ KREDİ VERİLMEDİ Özince, bir an önce konut kredilerinde doğru düzgün regülasyona ve sistemi koruyan bir yasaya ihtiyaç bulunduğunu dile getirerek, sektörün para kazanmak için iş yaptığını, kazandıkları paranın fahiş olmasının mevzubahis olmadığını, aşırılık olması halinde serbest rekabetin bunu düzelteceğini ifade etti.
'BİRBİRİMİZİ YİYORUZ' Özince, "Şu anda nasıl? Daha regülasyon yokken birbirimizi yiyoruz. Bal gibi çok eleştirilen bir sektör olduğumuz gibi paranıza hiçbir kartel uygulaması falan filan olmadığı da ne kadar ilginç. Bütün sektörlere bizim sektördeki rekabet gelsin. Vatandaş olarak ben de her şeyi en ucuza alayım'' diye konuştu. Vade ve faiz riski ile konut güvenliği açısından
açıkta olduklarını belirten Özince, "Peki risk var, yapmayalım mı bu işi? Henüz çok başındayız. Doğru düzgün borçluyu ve sistemi koruyacak bir regülasyona ihtiyacımız var'' dedi. Özince, bir soru üzerine "Vahşiliğin veya vahşi batının bir vatandaşa zararını, faizin düşmesinin verdiği rahatsızlığı banka genel müdürü olarak çok iyi anlıyorum. Bana bir vahşet bu, ama kullanıcılara hiçbir vahşet değil'' diye konuştu. Özince, iyi standarttaki konut arzının özellikle büyük kentlerde kısıtlı olduğu dikkate alındığında, bunun resmen konut spekülasyonunu da bir yerde destekler olduğunu ifade ederek, şöyle dedi: "Kaliteli ve alternatifli konut arzı bol olsa hiç değilse konut fiyatlarında bir hızlı gelişme olmaz. Ama gerek finansman imkanının gelişmesinde, gerekse arzın sıklığında, orada da gelişme var. Ben bu açıdan ciddi kaygılar duyuyorum. Şöyle ki vade uzadıkça başka bir kaynağımız yok. Türkiye'den tahvil ihraç edebilmemiz lazım ki bunu yapamıyoruz, yurtdışından ya doğrudan ya da Hedge enstrümanları kullanarak vade dengesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu bir kere endişe nedeni. Taşıma suyla değirmen dönmez.'' Özince konut kredilerinin dışarıdan fonlandığını ifade ederek, ''Dün daha masamda önümdeydi. 5 yıl vadeli TL bazında uluslararası piyasalardan borç alır mıyız diye" şeklinde konuştu. Türkiye'de normalizasyon yaşandığını, bunun sürmesine daha da ihtiyaçları olduğunu dile getiren Özince, şunları söyledi:
DEPREM RİSKİ SORUN Ersin Özince, gayri ihtiyari pazarı olan konutu veya emlakı kredilendirdiklerini belirterek, "Burada özellikle büyükşehirlerde ciddi bir deprem riski beni şahsen çok düşündürüyor. İş Bankası olarak kaygımızı söylemiyorum'- ' dedi. 20 yıllık kredinin faizinin düşeceğinden pek endişe duymadıklarını ifade eden Özince, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''20 yılda o binanın hayatta kalmasını arzu etmemiz lazım. Halbuki arzın kısıtlılığı nedeniyle bu konuda çok seçici olamıyoruz."