Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Türk-İngiliz İş Konseyi'nin ortaklaşa düzenledikleri ''Türkiye'de Sermaye Piyasaları ve Yatırım'' konulu konferansa katıldı.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin uzun vadeli istikrarının sadece kendisi için değil, güçlü bir ortağı durumunda bulunduğu AB, bölge ve dünya için de büyük önem taşıdığını söyledi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Türk-İngiliz İş Konseyi'nin ortaklaşa düzenlediği ''Türkiye'de Sermaye Piyasaları
ve Yatırım Konferansı'nda'' konuşan Babacan, sözlerine Türkiye'nin son 3 yılda gerçekleştirdiği ekonomik ve politik reformlara dikkat çekerek başladı.
Politik reformların başlangıçta Türkiye AB ilişkileri ve Kopenhang kriterleri çerçevesinde gelişmeye başladığını, ancak Türkiye'nin bu reformları demokratikleşmesini tamamlamak ve sistemini daha fonksiyonel hale getirmek için kararlılıkla sürdürdüğünü anlatan Babacan, ''Türkiye bunları yapması istendiği için değil, Türkiye için gerekli olduğuna inandığı için gerçekleştirdi. Bütün bu reformlar politik isteklilik ve kararlılık sonucu yapıldı'' dedi.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin başlangıcının 40 yıl öncesine dayandığını, ancak son 3 yılda geçen 40 yılda sağlanan gelişmeden çok daha fazlasının gerçekleştirildiğini ifade eden Ali Babacan, ''Buradaki fark samimiyetten ve hükümetimizin Türkiye'nin geleceğine olan inancından kaynaklandı'' diye konuştu.
''Eğer Türkiye'de politik istikrar sağlanmamış olsaydı ekonomik istikrarın sağlanması bir hayalden ibaret olurdu'' diyen Babacan, reformların gerçekleştirilmesi ve istikrarın sağlanmasının AK Parti hükümetinin birkaç dönem daha devam edilebilmesi için de yapılmadığını vurguladı.
Bütün bunların ülkenin geleceği için yapıldığını belirten Babacan, ''Bu önemli adımları çocuklarımız ve torunlarımızın düzgün bir ülkede yaşayabilmesi için yaptık ve Türkiye'nin istikrarı sadece bizi Ortadoğu'ya, Orta Asya'yı, Kuzey Afrika'yı, AB'yi ve ABD'yi de ilgilendiriyor. Türkiye'nin istikrarı sadece bizim değil onların da çıkarınadır'' dedi.
İstikrarlı ve güçlü Türkiye'nin bölgede şiddetle ihtiyaç duyulan bir unsur olduğunu, bunun özellikle 11 Eylül'den sonra daha büyük önem kazandığına işaret eden Babacan, 3 Ekim'den sonra tamamen yeni bir döneme girildiğini ifade etti.
Ali Babacan, Türkiye'nin AB üyeliğinin belki bugün değil ama en geç 10-20 yıl sonra tarihin çok önemli bir noktası olarak kabul edileceğini belirtirken, AB üyeliğinin önemli mesajlar içerdiğine de işaret etti.
Türkiye'nin AB üyeliğinin Müslüman çoğunluğu bulunan bir ülkenin AB'yi birarada tutan evrensel değerleri benimseyip bunları uygulayabileceğinin kanıtı olacağını ifade eden Devlet Bakanı, ''Türkiye'nin AB üyeliği evrensel değerleri paylaşan demokratik Müslüman bir ülkenin önemli bir barış projesine ortak olabileceğini gösterecektir'' dedi.
20'inci yüzyılın en önemli projelerinden olan AB'nin Türkiye'nin müzakerelere başlamasının dünyayı yeni bir döneme taşıdığını, bu adımla AB'nin istikrar ve güvenliğinin de tümüyle değiştiğini ve Türkiye'nin bu unsurlara yeni bir çehre kazandırdığını belirten Babacan, Türkiye'de olup bitenlerin geniş bir coğrafyada dikkatle izlendiğini söyledi.
Gittikleri her yerde Türkiye'de olup bitenlerle ilgili kendilerine sorular sorulduğunun, Türkiye'nin bizzat rol model olmaya soyunmadığını, ancak gelişmelerin ülkeyi bu noktaya getirdiğini kaydeden Bakan Babacan, ''Türkiye'deki büyük değişimi buna itildiğimiz, bizden istendiği için değil, istediğimiz için yaptık. Eğer böyle bir değişim itmekle, zorlanmakla olsaydı, 10 yıllarca önce de yapılmış olurdu, yapılamadı. Biz bunu 3 yılda yaptık, çünkü gerekliliğine inandık ve istedik'' diye konuştu.
DEİK bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Türk-İngiliz İş Konseyi tarafından 1996 yılından bu yana düzenlenen konferansta ayrıca Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Sermaye Piyasası Başkanı Doğan Cansızlar ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince de katıldı.