|
|
"Vatandaşlarımız sağduyulu hareket etmeli"
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin huzurundan, barışından, istikrarından rahatsız olan bir kısım çevreler olduğunu ve bunların terör örgütlerini, kötü niyetli bir kısım örgütleri ve insanları kullandıklarını vurgulayarak, ''Bugün itibariyle en evvel yapmamız gereken şey, oradaki vatandaşlarımız başta olmak üzere herkesin sağduyulu, soğukkanlı hareket etmesidir'' dedi.
Bakan Çiçek, İstanbul'da basına yaptığı açıklamada, konuyla ilgili her türlü çabayı gösterdiklerini dile getirerek, dün hem güvenlik birimlerinin yöneticileri ve
bazı bakanlarla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, hem parti yönetiminde toplantılar yapılarak konunun bir defa daha tüm boyutlarıyla değerlendirildiğini bildirdi.
Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti: ''Alınan tedbirler var, alınabilecek tedbirler var. Ama bugün itibariyle en evvel yapmamız gereken şey, oradaki vatandaşlarımız başta olmak üzere herkesin, sağduyulu hareket etmesi, soğukkanlı hareket etmesidir. Türkiye'nin huzurundan, barışından, istikrarından rahatsız olan bir kısım çevreler vardır. Bunlar, her defasında bu terör örgütlerini, kötü niyetli bir kısım örgütleri ve insanları kullanmışlardır. Kamu malını yakarak kimseye zarar veremezler. Kendi devletlerine, kendi toplumlarına zarar verirler başkaları hesabında. Buna karşı da, bir toplumsal bilinç içerisinde, duyarlılık içerisinde bu konuyu değerlendirmemiz gerekiyor. Biz böyle değerlendiriyoruz. Ümit ediyoruz ki, bu konu bu çerçevede kalsın. Bu noktada hepimize düşen görevlerin olduğunu, bir defa daha ifade etmek istiyorum.''
''VATANDAŞLARIMIZ TUZAKLARA DÜŞMEMELİ''
Bir gazetecinin, ''Şemdinli'deki olayların ardından tartışılan konulardan birinin 'JİTEM' olduğunu'' belirterek, ''Soruşturmalar ne aşamada?'' sorusunu yöneltmesi üzerine Çiçek, şunları kaydetti:
''Biz siyaset adamları olarak, bakan olarak veya Hükümet olarak, bu işte her türlü kolaylığı gösterir, soruşturmaların büyük bir duyarlılık, büyük bir sorumluluk içerisinde hiç kimseyi korumadan, hiç kimseye siyanet etmeden, objektif hukuk kurallarına göre ve hukuk içerisinde kalınarak yapılmasına gayret ederiz. Bunun imkanlarını sağlarız. Şu ana kadar bu noktada aksi söylenebilecek bir husus asla varit değil. Geri kalan husus soruşturmayla alakalıdır. Soruşturmanın içeriğiyle ilgili bu soruyu sorduğunuza göre, usul hükümlerini sizin de bilmeniz lazım.
Bir taraftan hukuk talep ederken, öbür taraftan hukuk dışı bir beyanı benden istemenizi çok doğru bulmam. Çünkü orada bu işi yürüten savcı arkadaşlarımız, hakim arkadaşlarımız var. Ve tabiatıyla işin başlangıçtaki soruşturma gizlidir, ama bir süre sonra bu iddianame olarak da ortaya çıkacaktır ve hepinizin bilgisine sunulacaktır. Bu soruşturmalarda eksiklik varsa, yanlışlık varsa, taraf tutulmuşsa, bir kısım şeyler eğer iddia edildiği gibi kapatılmışsa, eğer öyle düşünülüyorsa, bu da zaten kamuoyunun gözü önünde olacaktır. Ama hepimizin dikkat etmesi gereken şey; bir hususu ortaya çıkarırken peşin hükümlerimizden, ön kabullerimizden yola çıkarak değil, hukukun içinde kalarak, gerçeği tüm ayrıntısıyla orta yere çıkarmaktır.
Daha oradaki soruşturmalar bitmeden, eğer bu olayı çok önemli bir olay kabul ediyorsak, hep beraber takdir edersiniz ki, 2-3 gün içerisinde de hemen bütün sonuçlarını ortaya çıkarmakta zorluk var.
Neden var? Çünkü orada elde edilen bulguların, bilgilerin bir kısım değerlendirmelerin yapılması lazım. İlgili kurumlarca bunların teyit edilmesi lazım. Silahlar varsa balistik incelemeleri yapılacaktır.
Olay yerindeki bir kısım malzemeler varsa, bunlar... Usul Hukuku'ndaki maddeleri söylüyorum yanlış anlaşılmasın, bunların hepsi adli tıbba, emniyet laboratuvarlarına gidecek, başka türlü tetkik değerlendirmeleri yapılacaktır.
Kaldı ki, yeni hukuk sistemimizde hepimizin geçmişte şikayet ettiği bir hususu bu dönem yapmamaya gayret ediyoruz. Delilden sanığa gidilerek yargılama yapılacaktır. 'Olsa olsa filancalar bu işi yapmış olur'dan yola çıkarak bir yargılama faaliyeti, bir araştırma faaliyeti sürdürülemez. 'Olsa olsa' denildiği takdirde, pek çok masum insanı da bu işin içerisine katarız. Burada dikkat edilecek husus şudur; ortada bir fiil var, bir suç var, üzücü olaylar var. Bu olaylara kim karışmışsa, sıfatı ne olursa olsun, konumu ne olursa olsun bunların hepsinin üzerine gitmek ve bunu adalete teslim etmektir. Bunu yaparken de hukuk kuralları içerisinde olmamız gerekir, aksi halde en çok şikayet ettiğimiz yanlışı bu vesileyle birlikte yapmış oluruz. Biz buna dikkat etmeye çalışıyoruz.
Vatandaşlarımızın devletine güvenmesi, bu soruşturmalara, bu araştırmalara güvenmesi lazım. Tepkiler eğer üzüm yemek içinse, bunu anlıyoruz. Ama bu durumlardan istifadeyle eylem koymak, bir terör örgütünün, bir illegal örgütün ya da örgütlerin propagandasını yapmak,bu vesileyle gündemde kalmak niyetleri varsa ki, bunu biliyoruz, anlıyoruz, kimsenin buna yardımcı olmaması, buna alet olmaması gerekir. Vatandaşlarımız bu tuzaklara düşmemelidir.''
(AA)
|