kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 

Kapatmak istiyorlar...

Bundan dokuz yıl önce Susurluk Çetesi ortaya döküldüğünde sistemin temizleneceğini sanmıştım. Olmadı.
Ne kadar insanımızın ölümüne neden olduğunu bile bilmediğimiz Körfez Depremi'nin ise müteahhit-bürokrat-siyasetçi üçgenini kaldırıp atacağını ummuştum, o da olmadı.
Şimdi kendi halkını bombalayan, kurşunlayan ve belki de kendine yeni bir uyuşturucu yolu açmaya çalışan bir zihniyetin Şemdinli'de suçüstü yakalanmasına rağmen bu işin de kapatılacağından kuşkulanmaktayım. Üstelik AB sürecine ve başta başbakan olmak üzere hükümetin "kararlılık" ifadelerine rağmen...


Neden mi?
Birincisi, yakalananları savcının hangi madde ile suçlayacağını merak ediyordum. Savcı soruşturduğu olayı "örgütlü suç-çete" kapsamına alacak mıydı almayacak mıydı?
Dünkü gazetelerden almadığını, üstelik hakkında soruşturma yürütülen dört kişiden ikisini serbest bıraktığını okudum. İkisi de Jandarma İstihbarat Teşkilatı'nda çalışan astsubaylardı. Bunlardan birine de Kara Kuvvetleri Komutanı sahip çıkmıştı. Üstelik serbest bırakılan iki astsubay, olayın herkesin gözleri önünde meydana gelmesine rağmen polise teslim edilmemişler, "güvenli" bir yere götürülmüşler ve savcıya iki gün sonra ifade vermişlerdi.
Karamsarlığımı artıran başka nedenler de var. Olay yerinde ele geçirilen Jandarma İstihbarat aracından iki görevlendirme yazısı çıktığını okuduk. Bu görevlendirme yazısı halk tarafından yakalanan kıdemli başçavuş Ali Kaya emrine verilmiş araç ile jandarma başçavuş Özcan İldeniz'i kapsıyor.
Görevlendirme evrakını ise Hakkari İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Kubat imzalamış. Jandarmanın polisin yetkili olduğu kent merkezlerinde "istihbarat" yetkisi yok. Hukuk devletinde iş ciddiye alınırsa yetkiyi veren amirin de "idari soruşturmaya" tabi tutulması gerekir. Ama "idari soruşturma" için, albayın bir üstünün izin vermesi lazım. O da yaşanan örneklerdeki gibi bir sonuç vermiyor.


Beyaz Renault'dan çıkanların "delil" sayılmadığı, savcının bulunduğu grubu kurşunlayan ve bir kişinin ölümüne sebep olan uzman çavuşun "nefsi müdafaayı aşan adam öldürmek" kategorisine sokulduğu, bombayı atan itirafçı Veysel Ateş'in "basit cinayetten" yargılanacağı dosyadan umudunuz olabilir mi? Üstelik iş ciddiye alınsa, filmin sadece "kitabevi bombalama" sahnesiyle yetinmemek gerekiyor. Şemdinli'deki on yedi bombalama, 5 Ağustos'ta dağıtılan ve "intikam alınacağını" belirten bildiri var.
Sabah, böylesine vahim bir olayı "basit bir adli vaka" konumuna indirme çabalarını haklı olarak "Meğer çete değil nefsi müdafaaymış" diye dalga geçerek duyuruyor. Aynı tavrı Milliyet'in manşetinde de görüyoruz. Ama ortaya çok ciddi hukuksal ve siyasal bir iddia konmaz ise karanlıkta boy gösterenler bunun birinci sayfalardan düşeceğinden, kamuoyunun işin peşini bırakacağından, bu iktidarın yorulacağından çok eminler.


Türkiye Ali Şükrü Bey'in, Mustafa Suphi'nin öldürüldüğü ve katillerin yakalanmadığı bir gelenekten geliyor. Askeri uçak alımında rüşveti ortaya çıkarmayan tek ülke de burası.
Susurluk gibi "devletin devlet olma" özünü dinamitleyen bir skandalı örtbas eden de burası. Şimdi AB sürecinde, sivil ve demokratik otoritenin gücünü ispatlama açısından bir imkan ele geçti. Üstelik ellerinde Susurluk gibi muazzam bir deneyim var.
Türkiye bir hukuk devleti mi? Silahlı bürokrasi hukuk denetimine tabi mi? Yoksa burası çeteleşmenin hukuka ağır bastığı bir orman mı? Bu soruların cevaplarını yakında daha iyi göreceğiz. Ama ilk sinyaller bizim bildiğimiz o eski orman olduğu inancını pekiştirme istikametinde. Umarız yanılırız. Umarız, hukuksuz devlet olamayacağını bu kez devletin kendisi de bizzat anlar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Erdoğan herhalde bundan sonra da Erbakanlaşmaz   / 13-11-2005
 Mahkeme kadıya değil de AİHM'ye mi mülktür?   / 12-11-2005
 Ailede bile despotluk ne kadar yapılabilir ki?   / 11-11-2005
 Hitler'in casusu ve kutsal balıklar..   / 10-11-2005
 Siz, "Kesin doğru"ları olan akıllılardan mısınız?   / 09-11-2005
 Erdoğan gerçeği gördü ama onlar göremiyor..   / 08-11-2005
 Karşı düşünceye Lenin kadar tahammüllü müyüz?   / 07-11-2005
 Tarih bizimle başlayıp bizimle bitmez ki..   / 06-11-2005
 Keşke Papa bir Anadol da kullansaydı..   / 05-11-2005
 Nerede o gelecek bayramlar..   / 04-11-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Tüfekle oynama şeytan doldurur
Nicedir 'rejim...
UMUR TALU
Kalleş kaleşler ile Veysel Ateş'ler
Kimimiz sanıyor ki,...
ERGUN BABAHAN
Hakem ve hâkim
Türkiye meşin yuvarlağa kilitlendiği için...
ERDAL ŞAFAK
Yaşasın demokrasi yaşasın şeffaflık
Bir önerimiz var:...
MEHMET BARLAS
Kapatmak istiyorlar...
Bundan dokuz yıl önce Susurluk...
ALİ KIRCA
Katar bize ne katar?
Maçı Katarlılar da dev ekrandan...
Yeni hedef Kraliçe mi?
El Kaide lideri Zevahiri'nin son video açıklamasında gizli tutulan...
Aliyev'e 4 gün süre
Azerbaycan'da seçimin iptalini isteyen muhalefet, iktidarı 18...
Hayal kırıklığına uğradım
Hayal kırıklığına uğradım
Fatih Terim, "Büyük hayal kırıklığı yaşadığım oyuncularım var. Yüreği...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu