kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Kalleş kaleşler ile Veysel Ateş'ler

Kimimiz sanıyor ki, ne bileyim, "derin devlet... lokal olay... itirafçı bombası... asker parmağı... provokasyon... jitem jötem... susurluk, susuzluk, suskunluk" gibi olayların üstüne gidilmesi, yazılması, çizilmesi, teşhir edilmesi, kınanması, araştırılması, kovuşturulması, soruşturulması, bazen bir ihtimal mahkum edilmesi...
"Terörün ve örgütün elini güçlendirir."
Aynı zamanda, "terörle mücadelenin ve güvenlik güçlerinin moralini ve elini zayıflatır."
O yüzden, gizlemek, tanımazdan, bilmezden, görmezden gelmek gerekir.
Terörist dururken bunlarla uğraşmaya "hainlik" bile denebilir.


Bir görüştür ama bulanık görüştür; bulanık suda avcı bir görüştür.
Olay, ancak suçüstü gibi olup da büyük medyada bu şekilde yer bulmayı hak edinceye kadar, bölgede, yörede zaten yeterince yorumlanmış, sokaktan sokağa, haneden haneye, kahveden kahveye, mezradan mezraya bin türlü hikaye anlatılmıştır.
Biraz ilgilenen, bölgede benzeri patlamaların iki aydır "aynen böyle" değerlendirildiğini bilir.
İnsanlar, belki aklı başında olup da şiddetin her türlüsüne karşı çıkabilecekler dahi, neredeyse PKK'yı "hep masum" gören bir akıntıya kapılıp giderler.
Karanlık kaldıkça, her olayın çekiştirilip yamultulması mukadderdir zaten.
Oysa, "resmi terör" yöntemlerini ve hücrelerini yok etmek, mahkum etmek, hukuku aramak, karanlıktan mümkün olduğunca çıkmaya çalışmak da bir yoldur.
Bu yol, "adalet duygusu" nun tesisine ve tahkimine dair bir ufuktur.
Başbakan, Genelkurmay Başkanı böyle bir yolda hakikaten uzlaşmışlarsa, ne ala.


Mesele; evinin önünde kurşunlanan bir çocuğun öldürülmesini bir an önce yargıda aydınlatmak...
Mesele; bir zamanlar "PKK tetikçisi" iken inançsız, adi şiddet tutkusunu şimdi "devlet emri"ne sunan mamul katillerin elindeki bombayı, bombayı vereni, ona emredeni yangından kaçırmadan, öyle kafadan bireysel kabul etmeden, köküyle ve suyuyla yargı konusu yapabilmektir.
O zaman hep birlikte şunu daha kuvvetlice söyleriz:
Ey vatandaş!
Devlet şiddeti gibi meselelerde çok insan, anormal vicdan, tepki ve isyan olan ruh halinizi, lütfen; pusu, bomba, mayın, daimi silah daimi şiddetle her türlü umudu boğmaya adamış hemşehrilerinize karşı da büyütün.
Büyütün ki, birbirleriyle çatışırken aslında birbirleriyle ittifak yapan kimilerinin, daha çok ölüm, daha çok "30 bin insanımız", daha çok yetim, daha çok acılı anne, daha çok bayraklı şehit, daha çok rengarenk tabutlu cenazeler üretmesinin...
Koşuşturan şu miniklere daha karanlık gelecek biçmesinin, daha genç kefenler dikmesinin de önüne geçilebilsin.
"Kalleş kaleşler" hangi bagajda çıkarsa çıksın, kınanabilsin, kırılabilsin.
İkiyüzlü olmadan!


Garip bir istatistik:
İnternette arama yapmak üzere, "Google"a, Şemdinli'de astsubay arkadaşlarının yanında bomba zanlısı olarak yakalanan PKK itirafçısı "Veysel Ateş'in adını verdim. Yani, ulaşılabilen tüm kaynaklarda kayıtlı "Veysel Ateş"lerle ilgili metinler gelecekti.
Toplam 28 atıftan, bir, iki istisna hariç üçü şu kişilere aitti:
Şemdinli "lokal operatör"ü, eski PKK'lı "terörist", şimdi devlet elemanı Veysel Ateş.
2001'de Silopi'de, iki DEHAP'lının en son görüldüğü ve orada bugüne dek kayıplara karıştığı Jandarma komutanlığında o gün nizamiyede nöbetçi olup isimleri kaydeden, gittiklerine dair ifade veren Çavuş Veysel Ateş.
Ve Mersin'deki bayrak yakma olayında sanık çocukları gözaltına alanlardan polis Veysel Ateş.
Çok rastlanabilen bir isim soyadı ikilisini makineye verince karşınıza en çok çıkanlar, bilim adamları, sanatçılar, futbolcular değil; bir yerinden "terör, terörle mücadele, şiddet"le ilişkili Veysel Ateş'ler.
Yani, öyle bir ateş ki, neredeyse iki Veysel'den, üç Aysel'den birini içine alıp sürüklemiş!
Çok fazla, çok!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Arıza mı, hastalık mı?   / 13-11-2005
 Hakkâri'de, Fransız!   / 11-11-2005
 Ne güzel gazetecilik bu böyle!   / 10-11-2005
 Var mı o yüz!   / 09-11-2005
 Milli takım ile ayak takımı   / 08-11-2005
 Sopalı demokrat   / 07-11-2005
 Saygılarımla   / 06-11-2005
 Orda cevap var mııı!   / 03-11-2005
 İçten sesler   / 02-11-2005
 A, marş marş, S'den sonraya   / 01-11-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Tüfekle oynama şeytan doldurur
Nicedir 'rejim...
UMUR TALU
Kalleş kaleşler ile Veysel Ateş'ler
Kimimiz sanıyor ki,...
ERGUN BABAHAN
Hakem ve hâkim
Türkiye meşin yuvarlağa kilitlendiği için...
ERDAL ŞAFAK
Yaşasın demokrasi yaşasın şeffaflık
Bir önerimiz var:...
MEHMET ALTAN
Kapatmak istiyorlar...
Bundan dokuz yıl önce Susurluk...
ALİ KIRCA
Katar bize ne katar?
Maçı Katarlılar da dev ekrandan...
Yeni hedef Kraliçe mi?
El Kaide lideri Zevahiri'nin son video açıklamasında gizli tutulan...
Aliyev'e 4 gün süre
Azerbaycan'da seçimin iptalini isteyen muhalefet, iktidarı 18...
Hayal kırıklığına uğradım
Hayal kırıklığına uğradım
Fatih Terim, "Büyük hayal kırıklığı yaşadığım oyuncularım var. Yüreği...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu