|
|
|
|
|
|
Siyaset seçimlerde Belirleyici
Raporun "Komisyonun değerlendirmesi" başlıklı bölümünde "Geçmişte siyaset kurumunun TFF yönetimi seçiminde belirleyici olduğu... Federasyonun kendisini seçen kulüplere taviz vermek zorunda kaldığı... Mali kongrelerin ciddi biçimde yapılmadığı... TFF yönetmelik ve talimatlarının yetersiz olduğu, federasyon uygulamalarında bir standardın olmadığı... Tahkim Kurulu üyeleri genel kurul tarafından seçildikleri için kurulun bağımsız olmadığı... Aynı maçta TFF Yönetim Kurulu'nun şike yapılmadığı yönünde karar verdiği, Tahkim Kurulu'nun şike yapıldığına
hükmettiği..." şeklinde ifadeler bulunuyor. CHP'li milletvekillerine ait 'karşı oy' bölümünde ise şu sözler yer alıyor: "Ne yazık ki siyaset kurumu bütün unsurlarıyla sporun içerisindedir. TFF seçimlerine siyaset kurumu müdahale etmekte ve yönetimi belirlemektedir. Eski federasyon başkanlarının seçime girmesini engellemek için adeta kişiye özel yasa çıkarılmıştır."
NAKLEN YAYIN ANARŞİSİ Raporun "Sporda medya etkisi" başlıklı kısmında ise şu değerlendirmeler yapılıyor: "Medya, naklen yayın ihalelerini alabilmek için hem kendi içinde büyük rekabet yaşamış hem de Futbol Federasyonu ve kulüpleri üzerinde büyük baskılar kurmuştur." "Mülakatla görüşlerine başvurulan Abdullah Kiğılı ve Hadi Türkmen, medyanın başta naklen yayın ihalesi olmak üzere futbol sektöründeki ranttan pay almak için Futbol Federasyonu üzerinde baskılar kurduğunu, baskılara dayanamayan başkanlarının istifa etmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir." Kiğılı'nın söz konusu ifadesi özetle şöyle: "F.Bahçe'nin atv'den, Beşiktaş'ın Kanal D'den para aldığını, ancak maçların yayınlanamadığını çünkü Federasyon olarak izin vermediklerini, aksi halde hem cezai şartının olduğunu, hem de Federasyon'u zarara uğratarak iyi işleyen bir sistemi bozmuş olacaklarını... Ancak bu kulüplerin sistemden 6.5 milyon dolar alırken bu kanallarla 9.5 milyon dolarlık anlaşmalar yaptıklarını, ürünün kıymetlenmesi ile birlikte fazladan paralar verilmeye başlandığını, Türk futbolunun bir anarşi ortamına girdiğini ve bu durumun uzun süre devam ettiğini, o dönemin Başbakanı Sayın Mesut Yılmaz'ın da bu işin içinden çıkamadığını..."
|
|
|
|
|
|
|
|
|