kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İki polisten itiraf dilekçesi
İki polisten itiraf dilekçesi

Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Birtan Altınbaş'ın 1991 yılında gözaltında ölümüyle ilgili davada, mahkemeye itiraf dilekçesi gönderen sanıklar Ahmet Baştan ve Süleyman Sinkil, Altınbaş'ın sorgusunu kendilerinin yaptığını, sanık konumundaki 3 polisin suçsuz olduğunu ileri sürdüler.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına sanıklar Hasan Cavit Orhan ve İbrahim Dedeoğlu ile sanık ve müdahil avukatları katıldılar.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin sanıkların ilk yargılamadaki ceza miktarında indirim uygulanmaması
gerektiği yönündeki bozma kararı okundu.

Müdahil avukatlarından Oya Aydın, karara uyulmasını istedi ve ''işkence'' suçunun tutuklama nedeni sayıldığından sanıkların hükümle birlikte tutuklanmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, Yargıtay'ın bozma kararına oy çokluğuyla uyulmasına karar verdi.

Tekrar söz verilen avukat Aydın, sanıkların haklarında ceza indirimi öngören maddeler uygulanmadan ''işkence'' suçundan hüküm kurulmasını istedi.

Cumhuriyet Savcısı, sanıkların lehlerine olan eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''kastı aşan adam öldürme'' hükmünü içeren 452/1. maddesi, ''bir kimseye cürümlerini söyletmek için işkence edilmesi sonucu ölüm meydana gelmesi halinde ceza artırımını'' öngören 243/2 uyarınca 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını, hükümle birlikte tutuklanma taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.

Bu sırada söz alan sanık avukatlarından Mehmet Ener, dava dosyası ayrılan Ahmet Baştan ile sanıklardan Süleyman Sinkil'in, mahkemeye itiraf dilekçesi gönderdiklerini ve sanıkların hukuki durumlarının değişebileceğini söyledi.

Müdahil avukatı Oya Aydın, bu dilekçelerin davanın uzatılmasına dönük olduğunu savunurken, sanık avukatları dilekçelerin heyetçe incelenmesini talep ettiler. Heyet, dilekçelerin incelenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

''YETKİMİZ DAHİLİNDE ZOR KULLANDIK''

Sinkil'in Denizli Ağır Ceza Mahkemesi kanalıyla gönderdiği dilekçede, diğer sanıklar Dedeoğlu, Çaylı ve Orhan'ın ilk yargılamada, mahkum olmaları nedeniyle büyük vicdan azabı çektiğini belirterek, bazı itiraflarda bulunmayı vicdani görev kabul ettiğini kaydetti.

Altınbaş'ı, gözaltında olduğu dönemde kendisi ve Baştan'ın sorgulandığını ifade eden Sinkil, dilekçesinde şu anlatımlara yer verdi: ''Maktul sorularımıza cevap vermediği gibi kafasını ve yüzünü duvarlara vuruyor, bize fiili saldırıda bulunuyor, küfür ediyordu. Her ikimiz zaman zaman Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun bize verdiği yetki içinde kalarak zor kullandık, maktule karşı darp ve cebirde bulunduk. Maktuldeki darp ve cebir işaretlerinin bir kısmı bu sırada oluşmuştur.''

Altınbaş'ın cesedindeki diğer izlerin görevlilere karşı gelmesi nedeniyle oluştuğunu savunan Sinkil, Adli Tıp Raporu'na göre de ölüm nedeninin sadece darba bağlanmadığı, ''bulunduğu koşular, olayın stresi ve bunlara imzima eden açlığa bağlı komplikasyonlar'' olduğunu savundu.

Dedeoğlu'nun sorguya katılmadığını, Altınbaş'ın hastaneye kaldırıldığı 15 Ocak 1991 günü emniyete hiç gelmediğini ileri süren Sinkil, dönemin DGM Cumhuriyet savcıları Nuh Mete Yüksel ve Ülkü Coşkun, Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Kalkan, Şube Müdürü Tansu ve Dedeoğlu'nun Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne otopsiye geldiklerini belirtti.

Sinkil, ''Sonuç ve istem olarak vicdan azabından kurtulmak için yaptığım bu içten itiraf ve açıklamalarımın yüce mahkemenizce her biri tamamen masum olan diğer sanıklar yararına değerlendirilmesini talep ediyorum'' dedi.

Mahkeme, Dedeoğlu, Çaylı, Sinkil ve Orhan'ı, TCK'nın ''kastı aşan adam öldürme'' hükmünü içeren 452/1. maddesi, ''bir kimseye cürümlerini söyletmek için işkence edilmesi sonucu ölüm meydana gelmesi halinde ceza artırımını'' öngören 243/2, ''ceza indirimini'' öngören 463 ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 5 ay 10'ar gün ağır hapis cezasına mahkum etmişti.

Yargıtay, bu kararı, ''suçu birlikte ve doğrudan ika ve icra ettikleri eylemlerinde TCK'nın 463. maddesini uygulama yeri bulunmadığı'' gerekçesiyle sanıkların aleyhine bozmuştu.

(AA)

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Müzakerelerde ilerlemenin yolu reformlardan geçiyor
 KKTC'ye Anamur'dan su
 Rehn ödevleri
 Kuş gribi alarmı:150 milyon kişi ölebilir
 'Anemiyim, hatırlamıyorum
 New York'ta bir Cerrahi Şeyhi
 Öğrencileri internetten takip
 Terhisine 20 gün kala şehit oldu
 Gazeteci ablanın en acı günü
 Manken kapkaç kurbanı
 Vatandaşlar sinema seyredin
 Bilyeyi Japonla yapıştırdılar
YILMAZ ÖZDİL
Pide...
Sabah işe geldim, masamda ünlü bir restoranın...
ÖMER LÜTFİ METE
Birinci sınıf vatandaş kim?
Günde üç öğün AB konuşmaktan...
UMUR TALU
Ayna ayna söyle ona!
Büyük büyük laflar edenler... İster...
FATİH ALTAYLI
İş bilmezlik batırıyor
Dünyadaki en büyük fındık...
ERDAL ŞAFAK
Korkmayın; bu yolun dönüşü yok
Türk halkının 3'te 2'si...
Beyaz Saray'da 'kadrolu casus'
ABD, modern tarihinin en büyük casusluk skandalıyla çalkalanıyor.
AB ile dolmuşa kemer geliyor!
Kokoreç yiyeceğiz. '35 dakika program' şartı sayesinde dizi keyfi...
Boynumuzun borcu
Boynumuzun borcu
Türk futbolunu Avrupa'da başarıyla temsil eden iki yıldız Nihat ve...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu