Sevindirik

Herkes bir sevindirik bir sevindirik...
Dünya bizi konuşuyormuş ... Gazetelerde Türkiye'den bahsedilmesi bile büyük reklammış...
Kendi kendine bu kadar sevindirik olan, konuşulsun da nasıl konuşulursa konuşulsun, diyen başkası var mıdır acaba bu yeryüzünde?..
Bizimkileri yeter ki adam yerine koy... İster iyi ister kötü fark etmiyor...
Bir sevindirik bir sevindirik oluyorlar ki demeyin gitsin...
Şimdi sevindiriklere bir şey söyleyeyim... Şu aşağılık kompleksinin yarattığı sevindirik halinden kurtulun...
Avrupa'nın Türkiye'den kazancı, Türkiye'nin Avrupa'dan kazancından fazladır...
Neden?..
1) Avrupa yaşlı ve statik bir kıta... Nüfusu yaşlı ... Bürokrasisi yavaş... Tarihe ve geleneklerine çok bağlı... Yaşama, bugüne ve geleceğe uzak... Dinamik değil ... Yenilikçi hiç değil...
2) Son zamanlarda nispi bir gelişme gösteren Londra dışındaki başkentlerine gidin ... 5 yıl önce ne vardıysa bugün de aynısını göreceksiniz ... Dükkanları, pasajları, sinemaları, kafeleri, bakkalı, çakkalı kolay değişmez... Dükkanların metrekaresinden, reyonlarına ve patronlarına kadar her şey aynı kalır...
3) Bunu size, geleneksellik ve kurumsallık diye yutturmaya kalksalar da, gerçek olan kabızlık, yaşlılık, konservatiflik ve statikliktir ...
4) Karşılığında Türkiye'ye bakın ... Her şey müthiş bir şekilde değişir... Gelişir ... Büyür ... İnsanların geleceğe dair umutları vardır... Dün gördüğünüz mahalle bakkalı, az ötede mini süpermarketine taşınmıştır bile ... Seyyar arabada sokak köftesi satan usta, 23 yıl içinde arabayı genişletmiş, sokak köftecisini resmen seyyar bir dükkan haline getirmiştir... Deniz kenarına atılmış iki iskemle bir masa, kısa zaman içinde, menemenden soya soslu tavuğa kadar bilumum snack servisin yapıldığı bir kafeye dönüşüvermiştir...
5) Seyyar köftecinin, mobil kebapçıya, bakkalın süpermarkete, deniz kenarındaki masanın kafeye dönüşmesindeki kuralsızlık sizleri aldatmasın ... Kural tanımamak olumsuzdur... Ama tarihte gelişme zorlanarak aşılan kurallarla sağlanmaya başlanmıştır...
6) Türkiye müthiş dinamik, maddi ve manevi başarıya aç, yarınlar beklentisi olan, hayata dibine kadar asılmış 70 milyon insandan oluşan bir pazardır ...
7) Böylesi bir milletin, ürettikleri, tükettikleri ve yarattığı dinamikler, yaşlı, solgun yüzlü Avrupa'nın tüm dinamiklerini harekete geçirecektir ...
8) Türkiye siyahi insanların, Amerika'yı patlatan dinamizmlerinin bir türevini yaşatacaktır Avrupa'ya...
9) Batı özentisi, aşağılık kompleksinden mustarip bir kısım ulemanın düşündüğünün aksine, dünyanın çekim merkezinde esas olarak artık Avrupa yok ... Uzakdoğu'daki Japon mucizesinden sonra gelen Güney Kore mucizesi, Amerikan dinamizmi, globalleşen dünyanın dört bir yanından pıtrak pıtrak patlayan mucizevi ekonomiler yeni çekim merkezleri... Türkiye de böyle bir merkez olacak ... Avrupa'da olsa da olacak, Avrupa'da olmasa da olacak... İstanbul dünyanın en ünlü 35 merkezinden biri olacak önümüzdeki 10 yıl içinde...
10) Batı özentisi bir kısım ulema, çocukluk yıllarında bilinçaltına soktuğu Avrupa'nın müthişliği fantazyasının hâlâ doğru olduğu gibi bir vahamete kapılıyor... Müthiş olan artık Avrupa değildir... Müthiş olan global dünyada, mucizevi işler yapan genç ve yaratıcı ülkeler ve onların oluşturdukları çekim merkezleridir ... Türkiye de bu merkezlerden biridir...
11) Sonuç olarak Avrupa'ya girmek iyidir... Türkiye için olduğundan çok daha fazla Avrupa için iyidir ...
Tembelleşmiş, geçmişe takılmış beyinler bu söylenenleri bir slogan zanneder... Oysa kafaları önyargısız çalışmamakta, gözleri miyop ve astigmat sonucu ne yakını ne uzağı görememektedir... Onların bakıp da göremedikleri, yakında dünyada Türkiye Mucizesini gerçekleştirecektir...