kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

25 yıl sonra

Türkiye darbeler tarihinin en sert ve acımasız darbesi, büyük acıların ardından geldi. Geldiğinde, sokakta yürürken, otobüs beklerken, kahvede okey oynarken ya da evinden işine giderken öldürülme korkusu yaşayanlar derin bir nefes aldı. 1975'ten itibaren tırmanan ve suikastler, katliamlar, çatışmalar sonucunda 5000 cana mal olan kent odaklı iç savaş bitmişti.
İç savaşın bitmesinden rahatlayanlar bu nedenle 12 Eylül rejiminin ürünü tarifsiz acılar karşısında duyarsız kaldı. Onca işkencenin, devletin topluma reva gördüğü cezanın ağırlığını görmezden geldiler. Uygulanan oransız zulmün, yoldan çıkmışları şiddetle yola getirme iradesinin o günkü bedeli de, uzun vadedeki faturası da onları ilgilendirmedi.
Yıllar içinde 19751980 arasında yaşanan her şeyin toplumun başıbozukluğundan kaynaklanmadığı ortaya çıktı. Provokasyonların varlığı, derin devletin karmaşa ortamının yaratılmasındaki rolü belirginleşti. Sivil idareye itaatsizlik ve ihanet edildiği, silahlı kuvvetlerin
çok önceden darbeye karar verip şartlarının oluşmasını beklemiş olduğu anlaşıldı.
Bu toplum kendisine o felaketi yaşatan siyasilerden de hesap sormayıp onlara yeniden ikbal kapılarını açtı. Onlar da siyasete döner dönmez sözünü verdikleri hesap sorma işini yapmayıp kendilerini devirenlerle siyaset oyunu oynadı.

Artan önemin bir bedeli...
12 Eylül rejimi Latin Amerikan darbelerinin kurduğu ulusal güvenlik/bürokratik otoriter rejimlerin bir benzeriydi. Meşruiyetinin bir kısmını huzur ve istikrar getirmesinden aldı. Ancak gerçekleşmesinde dönemin uluslararası konjonktürünün de etkisi vardır. 1979'daki İran devrimi ve Afganistan'ın Sovyetler Birliği tarafından işgali Soğuk Savaşı şiddetlendirdi. Bu ortamda Türkiye'nin jeopolitik önemi arttı. Türkiye, Kıbrıs sonrası ambargoyla cezalandırılabilen bir ülke olmaktan çıkıp, ABD politikası açısından en kilit ülkelerden biri haline geldi.
Tabii ABD'nin yakın ilgisine mazhar olarak, stratejik önemi artırmanın bir bedeli de oldu. 12 Eylül yönetimi, Ecevit ve Demirel hükümetlerinin büyük baskılara rağmen direndikleri kararı aldı. Türkiye'nin yüksek çıkarlarını gözetmeden, Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına koşulsuz dönüşünü onayladı.

Eğitime de "darbe" oldu
12 Eylül'ün içeride yaptıkları daha az vahim değildi. 12 Eylülcüler sosyal bilimleri hiçe sayan bir toplumsal mühendisliğe girişti. 1970'lerde zıvanadan çıktığına inandıkları toplumu disiplin altına sokmak istediler. Meşruiyetlerini artırabilmek için toplumu muhafazakarlaştıracak adımlar attılar. İtaati yücelttiler. Eğitim sistemi faşizan bir anlayış ve müfredatla tasarlandı, üniversiteler ideoloji üretme kurumlarına çevrilmek istendi.
Türkİslam sentezinin dayatılması, dini itaatkar bir toplumun mayası haline getirme arzusunun sonucuydu. Bu uğurda Vehabi ideolojik yayılmacılığının aracı Rabıta örgütüyle bile işbirliğine gidildi. Kürt meselesinin bir terör ateşini beslemesine yol açacak hemen her şey yapıldı.
12 Eylül'ün projesi son tahlilde çelişkiyle de maluldü. Türkiye kapitalizmi o dönemde dünya ekonomisine entegre olur, ekonomi serbestleşirken; toplum dışa açıldı. Küreselleşme dönemi geldiğindeyse iletişim patlamasıyla dünyaya daha da yakınlaştı. Soğuk Savaş hiç bitmeyecekmişgibi, kutsal devlet anlayışı etrafında şekillenen otoriter bir zihniyetin bu yeni toplumsal talepleri karşılaması, bu yeni dünyada Türkiye'yi başarılı kılması ise mümkün değildi.
12 Eylül'ün kısa vadede sağladığı huzurun bedeli bu kadar ağır olmalı mıydı?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Fırtına biçmemek   / 08-09-2005
 Kırılma   / 04-09-2005
 Komplolar   / 01-09-2005
 Eylülün gölgesi   / 28-08-2005
 Tercih zamanı   / 25-08-2005
 Gazze'den sonra   / 21-08-2005
 Kürtler'le dans   / 18-08-2005
 Açılım   / 14-08-2005
 Tercih   / 31-07-2005
 İmtiyazlıların başkaldırısı   / 28-07-2005
SOLİ ÖZEL
25 yıl sonra
Türkiye darbeler tarihinin en sert ve...
Süper goller mabedi
Süper goller mabedi
2. Hafta Diyarbakır maçı: Alex'in frikiği... 4. Hafta Samsun maçı:...
Ben... yağmur... ağladım...
Ben... yağmur... ağladım...
Kartal, Rize'de 2. dakikada geriye düştü. Beraberlik için...
Erdoğan: Hain oyunu hep beraber bozacağız
Erdoğan: Hain oyunu hep beraber bozacağız
Terör örgütü PKK ve Hizb-ut Tahrir yandaşlarının çıkardığı olaylara...
Gülen'den CD'li mesaj
ABD'de yaşayan Fethullah Gülen, Türkiye'de son dönemde tırmanan terör...
Şehitlikte ABD anması
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, 11 Eylül saldırılarının yıldönümünün...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu