kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Türkler, Kürtler ve yaşam kalitesi

Türkiye için büyük bir yüz karası olan 6-7 Eylül olaylarının üzerindeki "sır perdesi" tam elli yıl sonra kamuoyuna yansır bir biçimde kalktı... Kendi vatandaşının evini barkını yağmalatan iradenin bir devlet operasyonundan kaynaklandığı ve bu skandalda başrolü oynayanların daha sonraları devlette önemli pozisyonlar elde ettiği belgelendi.
Yüzleri kızarmadan tahrikçilerin ardından giden yağmacı çapulcular "neyin figüranı" olduklarının farkında değildiler.


Bu yıl sadece 6-7 Eylül olaylarının ellinci yılına denk gelmedi, bir başka ayıbın, 12 Eylül darbesinin de 25. yılına rastladı.
50 yıl önce devlet orkestrasyonu ile yağmacılık yapılan bir ülkede, ardı ardına askeri darbelerin yapılması da normal sayılmalı...
Vahim olan, 12 Eylül'ü amaçlayanların onca genç insanın ölümlerine aldırmaması... Nitekim, Kenan Evren'in gerçek bir hukuk devletinde "savcı iddianamesine" dönüştürülecek olan anıları bu süreci tüm detayları ile anlatır. 11 Eylül günü doruğa çıkmış olan cinayet silsilesi, bir gün sonra diner. Üstelik sınırların korunduğu iddiasına rağmen, o kadar silahın Türkiye'ye nasıl girdiği hiçbir zaman araştırılmaz.
12 Eylül'de "birbirlerini vuranlar" hiçbir zaman neyin figüranı olduklarını düşünmediler... İçerde "terör" bahanesi, askeri darbe marifetiyle, hiçbir avantajımızı kullanmadan ve sorunlarımızı çözmeden Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına sorgusuz sualsiz dönüşünü sağladı.
İçerden bakınca darbenin görünürdeki amacı, gizli eller tarafından kışkırtılan kanlı karmaşanın durdurulmasıydı ama asıl amaç büyük bir ihtimalle Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına geri dönüşünü sağlamaktı... Bunu darbeye yaptırttılar. Darbenin yolunu da cinayetlerle açtılar.
O sırada ölen, birbirini öldüren gencecik insanlar "hangi oyunun içinde rol aldıklarını" hiçbir zaman kendilerine sormadılar.
Türkiye "iç dinamikleri" zayıf bir ülkedir. Geçmişteki çalkantılar, kendiliğinden ortaya çıkan sosyal bunalımlara değil, iç ve dış sinsi hesapların kışkırtmasına dayanır... Olan bunun figüranlığına soyunanlara olur...


Şimdi de benzer bir oyunu sahneye koymak isteyenler var...
AB üyeliği ihtimalinden son derece rahatsız olan "devletin içindeki bir kesim", PKK ve DEHAP tarikiyle ve onlarla dayanışarak, Türkiye'yi çok tehlikeli bir çatışmanın içine atmak arzusunda... Yarının bugüne benzemeyeceğini bilen gözleri dönmüş "pozisyon müptelası"
bir grup, yanmış, yıkılmış, harap olmuş bir Türkiye'ye bile kendilerinin egemen duruşları değişmesin diye razı.
Türkiye'de devletin içinden yeşil ışık yakılmadan başlamış bir çalkantı var mı? "Var" diyenler, gazetelerde tefrika edilen 6-7 Eylül olaylarının perde arkasından başlayarak, geriye doğru Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
"Susurluk Komisyon Raporu" nu ve Kenan Evren'in anılarını okusun...


Türk ve Kürt çocuklarının ölümleri üzerinden kendine sandalye arayan "derin devlet" ile gözü kararmış "Kürt siyasetçi" koalisyonunun kanlı tezgahı, neyse ki bu sefer bu "provokasyonun" farkında olduğumuz için kolayından yürüyemiyor.
"Derin devlet", PKK ve DEHAP dayanışması tekliyor...


Türkiye'de siyaset adı altında bir avuç profesyonelin "iktidar kavgası" yaptığını en iyi anlatan belge Birleşmiş Milletler'in "İnsani Kalkınma Raporu" ...
Türkiye, bu raporda 177 ülke arasında, 96. sırada... "Kişilere tapınma" peşinde siyaset yapanlar ile devleti tabulaştırarak kendi durumlarını sağlamlaştırmak isteyenlerin hiç aldırmadığı bir hezimet göstergesi bu...
Bu ülkede 28 milyon insan günde beş buçuk milyon liranın altında bir para ile geçiniyorsa, Türk milliyetçisi olsan ne olur, Kürt milliyetçisi olsan ne olur? Bu insanların durumu mu düzelir? Son ırkçı tırmanışın figüranı olanlar iyi düşünmeli...
Kanlı bir tezgahın oyuncağı olmak, sizin, ırkdaşlarınızın, toplumunuzun yaşam kalitesini düzeltir mi? Ölmek yerine "daha iyi yaşama" nın toplumsal şartlarını oluşturmak zor Türkiye'de. Ama asıl ihtiyaç buna... İnsanı insan gibi yaşatacak şartların oluşturulmasına... Yoksa linçlere ve cinayetlere değil.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hasandede Şarapları...   / 05-09-2005
 Bölünürmüşüz... Sahi mi?   / 03-09-2005
 Küreselleşmenin yeni ideolojisi: Pan-hümanizm   / 29-08-2005
 Büyük resmi akıl gözü ile okumak...   / 27-08-2005
 Cehaletin nefreti   / 22-08-2005
 Albaylığa terfi eden penguen   / 20-08-2005
 Son komünistin AB yorumu...   / 15-08-2005
 Terörden mi yanasın demokratikleşme-den mi?   / 13-08-2005
 Dinde reform   / 08-08-2005
 Formula 1'in neden sponsoru yok?   / 06-08-2005
YILMAZ ÖZDİL
Günde 4 dolar...
Birleşmiş Milletler'in raporuna göre,...
ALİ KIRCA
Kuşlara dair -3
Kuşlara dair başlığıyla kaleme aldığımız...
FATİH ALTAYLI
Hürriyet'te yalan yazma dönemi mi başladı!
Hürriyet...
MEHMET ALTAN
Türkler, Kürtler ve yaşam kalitesi
Türkiye için büyük...
ERDAL ŞAFAK
82'nci yıldönümünde CHP'nin vizyonu
CHP dün kuruluşunun...
Türk'üz doğruyuz umutluyuz
İşsizlik, ekonomik sıkıntı ve Avrupa Birliği'nin "şüpheli"...
Yazarımız Özel'in makalesi Herald Tribune gazetesinde
Yazar Orhan Pamuk hakkında "Türklüğü alenen aşağılama" suçundan 6...
Son söz Türkkan'ın
Son söz Türkkan'ın
PFDK toplantısında 3 üye seyircisiz oynama ve 2 üye de para cezasında...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu