kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gazi Ercel @ SABAH
 

İpotek bankacılığında Hazine garantisi: Düşük enflasyon

İpotek bankacılığının (mortgage sisteminin) yasal altyapı çalışmaları yavaş yavaş tamamlanıyor. Başbakan Yardımcısı, vergiye ilişkin bazı konuların çözümlenerek yasa taslağının yakında TBMM'ye sunulacağını açıkladı.
Bu konuda yasa taslağına gerek olup olmadığı da tartışmalı. Vergi ayrıcalıkları ve ipoteğin paraya çevrilmesini hızlandırıcı önlemler dışında, bankacılık sistemi konuyu piyasa kuralları çerçevesinde çözümler, sistemi kurar, uygulamaya geçer. Burada temel iki sorun, düşük faiz ve vade derinliğini sağlamaktır. Enflasyon tek hanelere inmeseydi, bu sistemin uygulanma olanağı yoktu. Yüksek faizle uzun vadeli kredi alınamazdı. İpotek bankacılığına kaynak sağlayacak uzun vadeli fonlar ise sistemde yoktu.

Olmazsa olmaz koşulu
Bu iki olmazsa olmaz koşulundan birincisi büyük ölçüde gerçekleşti. Ancak, 5, 10 yıl veya daha uzun vadeli ipoteğe dayalı kredi almak için, kredi yıllık faizinin de tek haneli olması gerekiyor. Faiz ve buna ilişkin vergi ve masraf toplamının yıllık bazda yüzde 9'luk bir maliyetin aşağısında gerçekleşmesi için de enflasyonun yüzde 3-4'lere inmesi, reel faizlerin de en fazla yüzde 4'ler civarında dolaşması, Türkiye'de sağlıklı bir mortgage sisteminin temel taşını oluşturuyor.
Düşünün, bugünkü şartlarda yüzde 20 maliyetle 10 yıllık bir kredi alsanız, vade sonunda, evin satış fiyatının yaklaşık iki misli faiz ödemeniz gerekir. Yüzde 7-8'lik bir enflasyon ortamında, gelirinizin her yıl yüzde 20 ve daha fazla oranda artmayacağına göre, her yıl yaşam düzeyinizin aşağı düşmesi kaçınılmaz oluyor.
Bunun yanında, bankaların vade riskinden kurtulması için, ipotek edilen konutlara dayalı olarak çıkarılacak uzun vadeli menkul kıymetlerin satılma olanağının yaratılması, sistemin temel taşlarından biridir. Tasarrufçular uzun vadeli bu kağıtları almakta istekli olmalıdır. Bu aynı zamanda, halen 3 ay ortalama vadesi olan banka mevduatlarının da vadelerinin derinleşmesine neden olacaktır.
Böyle bir sistemde Hazine garantisinden söz dahi edilemez. Burada Hazine garantisi yerine geçecek en önemli faktör, enflasyon oranını yüzde 5'in altına indirip, orada sürekli tutmaktır. Bundan daha güçlü garanti olmaz. Çıkarılacak yasaya, "Hükümet, orta ve uzun vadede yıllık fiyat artış oranı olarak yüzde 5 ve aşağısını hedeflemiştir, bunu gerçekleştirmek için gerekli önlemleri alır ve politikaları uygular" şeklinde bir hüküm konsaydı, sadece ipotek bankacılığı değil, ülkenin tümüne büyük yararı olurdu.

Enflasyon artmamalı
Bir kez daha altını çizelim. Fiyat artışları konut kredisi alındığından sonraki dönemlerde hızlanırsa, hele eskilerin "makul" saydığı düzeylere gelirse, zarar çok büyük olur. Sabit faizle alınan kredilere uzun vadeli menkul kıymet alarak fon sağlayan yatırımcılar veya bankalar zarar eder. Nedeni, enflasyona bağlı olarak faiz artınca, menkul değerin fiyatı düşer. Banka verdiği kredi faizinden daha yüksek oranda bir faizle para toplarsa zarar oluşur. Buna karşı, değişken faizle kredi alanlar ise faiz yükselince daha fazla miktarda taksit ödemek zorunda kalır. Ödeyemeyince de konutları ellerinden alınır.
ABD'de 1980'lerin başında yükselen faizlerin, bu tür kredi vermek için kurulan ve "Savings and Loans" diye adlandırılan finans kurumlarının birçoğunun batmasına neden olduğunu hatırlamadan geçmeyelim. Toplam maliyeti 500 milyar doları aşan bu krizin baş sorumlusu, artan enflasyon ve bunu frenlemeye çalışan yüksek faiz oranlarıydı.
Bu gibi durumlarda kaybedenlerin uğrayacakları zararları kimsenin karşılamayacağını düşündüğünüzde, en sağlam garantinin enflasyonu azdırmayacak politikalar olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Bunun temel taşlarının başında da bağımsız bir merkez bankasının varlığı gelmektedir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Formula 1 ve projecilik   / 27-08-2005
 Türk finans sektörü küresel reel sektörle tanışıyor   / 26-08-2005
 Bankacılığa 10 yılda 65 milyar dolar ilave sermaye gerekir...   / 24-08-2005
 Ekim ayı gündemi piyasaları sinirlendiriyor   / 22-08-2005
 Dünya ekonomisinde yeni balans ayarları   / 20-08-2005
 Döviz hesapları ve gri alan   / 19-08-2005
 Kaynağı belli olmayan dövizler   / 17-08-2005
 Merkez'in finansal istikrara eğilişi   / 15-08-2005
 IIF'ten Uyarı Var: 'Türkiye ile ilgili riskler artıyor'   / 13-08-2005
 Merkez'in faiz ikilemi   / 12-08-2005
OKAN MÜDERRİSOĞLU
YDK'dan borç erteleme uyarısı
Türkiye'nin, 20 yıllık...
ŞELALE KADAK
Hangimiz çok iyi sürücü olduğunu iddia edebilir ki?
Bu...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Türkiye ekonomisi tarihinin en sağlam noktasında...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Devlet dediğin yamuk bakar
Uzun bir süredir...
GAZİ ERÇEL
İpotek bankacılığında Hazine garantisi: Düşük...
Hasret bitiren proje
'Aileye Dönüş' projesi kapsamında devletin çocuk başına verdiği...
Güneş Doğu'dan yükselecek ama...
Nostradamus'un 2006 kehanetine göre; Ortadoğu'dan çıkacak bir lider...
Batman'da izinsiz yürüyüş arbedesi
Batman'da izinsiz yürüyüş arbedesi
Beşiri'de öldürülen 6 teröristin cesetlerinin bırakıldığı hastaneye...
Petrol akmadan 300 köy ihya oldu
Petrol akmadan 300 köy ihya oldu
Kafkas petrolü Ceyhan'a inmeden, boru hattının geçtiği 300 köye...
IMKB
E: 30.020 D:% 0,69
DOLAR
S: 1,358 D:% -0,695
EURO
S: 1,671 D:% -0,447
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu