Komşunu tanı rahat uyu!
Birileri sürekli patlayıcı depoluyor, bomba yapıyor ve ortaya çıktıklarında, apartman komşuları şöyle diyor: "Hiç tanımıyoruz, gidip geldiklerini görürdük sadece!" 'Apartman komşuluğu' diye bir şeyin olduğu yıllara yetiştim ben! Yardımlaşmayı, kendini güvende hissetmeyi falan bırak, komşuluğun en iyi tarafı dedikodu malzemesiydi bence! Televizyonun da o zaman tek kanallı olduğunu hatırlarsak. Herkes, herkesi tanırdı ve herkes, herkes hakkında her şeyi bilirdi. Bir komşu beyefendinin 'ikinci hanım'ı vardı mesela. İki evi birden idare eden adamcağız, bizim komşu olduğumuz 'resmi eşi'ne sabaha karşı gelirdi. Bütün apartman bunu bilir, herkes uykusuz kalmak pahasına beyefendinin geliş saatine kulak kesilirdi! Kendisi neyse ki, ince düşünür, asansör kapısını 'daan' diye çarparak geliş saatinden komşularını haberdar ederdi! Zaman zaman beyefendinin bu sabaha karşı gelişlerde 'ne kadar yorgun göründüğünü' gözlemlemek için o saate kadar bekleyip, asansör kapısı çarpılır çarpılmaz kapının önüne 'çöp koymak için' çıkan meraklı hanımlar bile olurdu.
HER ŞEYİ BİLİRDİK 70'li yıllardı ve insanlar kibardı. 'Metres' kelimesi kullanılmaz, 'dost' veya 'ikinci hanım' tercih edilirdi. O komşunun sadece özel hayatıyla ilgili detaylar değil, kızının nişanlısıyla ilişkisi, öteki kızın okul durumu, evin temizlik derecesi, pişen yemekler, her bilgi, tüm gizli servislere taş çıkartacak hızda öğrenilip tüm apartmana yayılırdı! İşte o yıllarda, alt katta birinin bomba yapıyor olması ihtimal dahilinde değildi! Apartmandaki hanımlar arada bir araya gelip sabah kahveleri, akşamüstü çayları, 'toplu dikiş günleri' yaparlar, bunlara katılmayanlara bile kuşkuyla bakarlardı! En üst kat, evde açma börek yaptığı zaman bütün dairelere dağıtırdı. Bir iki gün sonra o dağıtılan kaplar, diğer dairelerden en üst kata, nezaket gereği envai çeşit pasta çörekle dolu dönerdi. Çocukluk doğum günlerimin Super 8 formatında kaydedilmiş görüntüleri var. Sınıf arkadaşlarım ve akrabalar dışında bütün apartman komşuları hazır ve nazır!
ÖNCE ŞÜPHE EDİLİRDİ Yani sessiz sedasız bir ev tutup, kimseyle konuşmadan yaşayıp gitmek mümkün değildi o yıllarda. Apartman sakinlerinin, birbirlerinin çocuklarını kollama, hatta azarlama hakları vardı! Bir keresinde kapının önünde kartopu oynarken alt kattaki komşudan "Dudakların morarmış evladım, haydi eve gir, çabuk" şeklinde fırça yemişliğim ve acayip bozulmuşluğum vardır. O yıllarda apartmana yeni bir aile taşınacaksa, o ailenin kodları çözülmeden rahat edilmez, insancıklara şüpheyle bakılırdı! Meslek, çocuk sayısı, özel hayat öğrenilecek, birkaç kere gidip gelinecek, dedikodu malzemesi bulunup, rahatlanacak! Bu hikayeden yaklaşık yirmibeş yıl sonra, bir yıldır oturduğum apartmanda sadece üç daireyi tanıyorum! Biri, zaten daha önceden tanıdığım ahbaplar, diğerleriyle bir kez asansörde karşılaşıp sohbet ettim, isimlerini bilmiyorum! Üçüncüsü ise üst kattaki Arap komşular. Sempatik insanlar, ancak Formula 1 reklamlarındaki gibi 'geldiklerinde duyarsınız' durumu var. Belki de tavanlar ince, bilmiyorum. Ancak bu bilgi bile güven veriyor!
NEW YORK'TAYKEN... Bu üç aile dışında, apartmandan bir terörist, bir bombacı, bir Hollywood yıldızı, ünlü bir politikacı çıkabilir ve benim haberim olmayabilir! New York'da Greenwich Village'de oturduğum apartmanda sadece yan komşuları tanıyordum. Kendi plak şirketlerini kurmuş olan iki çocuk. Sabahtan akşama kadar bangır bangır yeni rap gruplarının kayıtlarını dinliyorlardı. Biz de ev arkadaşım Ayşe'yle, bazen kağıt kalınlığındaki duvara vurup, "Bu iyii", "Bu berbaat" diye yorum yapıyorduk! Derken apartmanın tek dedikodusu bomba gibi düşüverdi: En üst katta oturan ünlü film yıldızı Drew Barrymore, MTV ödülleri gecesi, eşini dostunu toplayıp eve getirmiş. Müzikler açılmış, içkiler 'su gibi akmış'! Sabaha karşı çoluklu çocuklu aileler gürültüden şikayet etmek için kapılarını açmışlar ki, bir de ne görsünler? Apartmanın koridorlarında sarhoş üstsüz kızlar koşturuyor!
DREW BİLE ATILDI Demek Drew Barrymore bizim apartmanda oturuyordu! Demek parti vermişti! Bizim niye bunlardan haberimiz yoktu?! Apartmanın kurulu toplandı ve Drew Barrymore'u 'verdiği rahatsızlıktan ötürü' binadan atmaya karar verdi! New York'lu apartman sakinleri işi böyle hallediyorlar. Büyük apartmanlarda, apartmanın 'kurul'u, eğer oraya taşınmaya adaysanız, sizi önce iş görüşmesi gibi bir sohbete alıyor. Hayat tarzınız, geliriniz, alışkanlıklarınız, medeni durumunuz, hatta zaman zaman politik görüşlerinizle ilgili sorular soruluyor! Ayrıca sizi tanıyan, iyi mevkide birinin, "Bunlar iyi insanlardır, kefil olurum"şeklinde tavsiye etmesi gerekiyor! Bununla da kalmıyor, apartman hayatına aykırı, rahatsızlık veren şeyler yaptığınızda kurul toplanıp sizi uyarmaya veya binadan atmaya karar veriyor ve Drew Barrymore örneğinde görüldüğü gibi, kim olduğunuz hiç önemli değil! Artık apartman komşuluğu kavramını bitirdiğimiz, geride bıraktığımıza göre, belki böyle kurallar koymakta yarar var, bilmiyorum. Yoksa iki kat altta bir patlayıcı deposu olduğuyla ilgili korkulu rüyalar görmeye devam edeceğiz!
|