Faiz düşüşü enflasyonu değil konut arzını patlatır
Geçen hafta açıklanan temmuz ayı enflasyon verileri şubattan beri devam eden kötüleşmeyi bitirdi ve yeni bir düşüş dönemini başlattı. Tüketici fiyatları yüzde 7.82 ile yılsonu hedefi olan yüzde 8'in altına indi. Eğer ekstra artışlara yol açacak gelişmeler meydana gelmezse, önümüzdeki aylarda yüksek oranlı 2004 yılı verileri endeksten çıktıkça enflasyon düşüşünü sürdürebilecek. 2004'te tüketici fiyatları ağustosta yüzde 0.58, eylülde yüzde 0.94, ekimde yüzde 2.22, kasımda yüzde 1.54 ve aralıkta yüzde 0.45 artmıştı. Bu yıl enflasyondaki aylık artışlar yüzde 1'in altında gerçekleşti. Yedi aylık enflasyon da yüzde 2.00 ile sınırlı kaldı. Geride kalan beş aydaki gerçekleşmelerle enflasyon yüzde 8 yerine rahatlıkla yüzde 6 civarına oturabilir. Bu da yüzde 16 faizli bononun yüzde 10 reel kazanç sağlayacağı anlamına geliyor.
Kendini bağlamıştı Merkez Bankası Para Politikası Kurulu da bugün toplanarak faiz konusunda karar alacak. Piyasaların bir bölümü düşüş beklese de, bir bölümü beklemiyor. Geçen ay yaptığı açıklamada önümüzdeki bir kaç ay için faizi düşürmeme konusunda kendini bağlayan Merkez Bankası şimdi temmuz ayı enflasyonunun eksi çıkmasının ardından bir hayli zorlanabilir. Geçen ay Merkez Bankası dedi ki, "Talepte canlanma var. 2005 enflasyonu için değil ama 2006 enflasyonu için bu bir risktir. Önümüzdeki aylarda faizlerin aşağı yönlü olma olasılığı bir önceki döneme kıyasla azalmıştır." Bu gerekçeyle faiz düşürmeyen banka "Ancak orta vadeli eğilim konusunda bilgi verebilecek her türlü yeni veri ve geleceğe dair alınacak her sinyal bu öngörülerin tekrar gözden geçirilmesini sağlayacak ve para politikası kararlarında dikkate alıncaktır" dedi.
Bu faiz şimdi verilirse Şimdi bakalım Merkez Bankası temmuz ayında beklenmeyen ölçüde düşen enflasyonun ardından bu kararından vazgeçecek mi? Faiz düşüşünü birkaç aylığına da olsa ertelemesi, enflasyon düştükçe reel faizlerin yükselmesi anlamına gelecek. Dünyanın para bolluğuna battığı, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını sağladığı, AB çapası gibi bir büyük çapaya tutunduğu ve uluslararası sermayeden hiç bir dönemde görülmediği şekilde yararlandığı bir zamanda yüzde 10 reel faiz çok yüksek bir getiri demektir. Türkiye bu faizi çok kötü olduğu dönemlerde verdi. İşlerin gayet iyi gittiği bugünlerde bu faiz verilirse, yarın koşullar değiştiğinde, dünya likiditesi azalmaya başladığında ne faiz verilecek?
Faiz düşüşünün etkisi Bugün bu yüksek faiz getirisinin bizzat kendisi sermaye akışını hızlandırmakta, kuru düşürmekte, dış açığı büyütmekte, dövizle borçlanmayı artırmakta, yatırımların ve tüketimin giderek daha çok döviz üzerinden yapılmasına yol açmakta, yerli para faizine karşı duyarsızlığı artırmaktadır. Yani Merkez Bankası'nın yarın açıklanacak kararında faiz yüzde 0.25 veya 0.50 düşürülse mevcut durumu ne oranda değiştirecek? Faize yatırımı caydıracak mı? Hayır. Dövize yöneltebilecek mi? O da hayır. Tüketimi artıracak mı? Evet. Faiz düşüşü krediler yoluyla tüketimi kamçılayabilir. Ama hangi tüketimi? Enflasyon yaratan tüketim mi? Yoksa kira artışlarını frenleyecek konut arzını çoğaltacak inşaat sektürü mü?
Konutu canlandırır Bizim gözlemimiz ikincisinin geçerli olacağı yönünde. İnşaat sektörünün canlanması belki bazı kalemlerde fiyat artışlarına yol açabilir ama bir süre sonra daha büyük bir kalem olan kira artışlarını frenleyerek enflasyonun kontrol altında tutulmasına katkıda bulunabilir. Bugün tüketici kredilerinde görülen artışın önemli bölümü konut, otomobil ve bir bölümü de kredi kartı borcunu kapatma amaçlı kullanılan tüketici kredileridir. Konut ve otomobil dışında genel bir tüketim artışı yavaştır. Otomobil talebi ise enflasyon yaratamıyor. Çünkü üzerinde düşen kurlardan yapılan ithalatın baskısı var. Talep artışından dolayı otomobile zam yapmak kolay değil. Tüketim tüm mallara yaygınlaşamıyor. Çünkü geniş kitlelerin alım gücü sınırlı. İstihdam, ücret ve sonuçta gelir artışı sınırlı olduğundan dolayı. Bugün alım gücü olanlar ortanın üstü gelir grubundakiler. Onların da otomobil talebi doygunluğa doğru gidiyor. Asıl talepleri kaliteli konuta. Faiz indirimi işte asıl bu konut talebini körüklüyor. Bu da uzun vadede enflasyon için iyi bir şeydir.
Sonuç "Görünenleri görünmeyenlerden çıkar" Atinalı Solon
|