|
 |
 |
 |
 |
|
Serseriliğin bir ilmi vardır bu kadınlar sağlam serseri
Bir roman değil, biyografi hiç değil, başka bir şey... "Bunu bir oyuncunun workshop'u olarak düşün" diyor kitabın yazarı Fatma Nilgün Meral... Kitabın ismi 'Tüm Zamanların En Zamansız Üç Kadını'... İçinde yazılansa Sezen Aksu, Duygu Asena ve Semiha Berksoy'un zamansızlığı... Ortak nokları da cesur, özgür ve aşık olmaları.
Bazen bir kitabı elinize aldığınızda 'uçup' gidebilirsiniz. Bu kitap, o 'uçuşa' izin vermiyor; kimi cümleleri tekrar tekrar okumak gerekiyor. Çünkü öyle bir yer geliyor ki, cümlenin bittiğini zannediyorsunuz ama bitmemiş, bitmediğini sanıyorsunuz ama bitmiş... Bunu 'Nilgün olma hali' olarak açıklıyor kitabın yazarı Fatma Nilgün Meral: "Senin için daha devam etmesi gereken bir yer olabilir ama ben orada bitirmişimdir. Veya sen kendi içinde uçup gitmek istiyorsundur ama ben sana izin vermiyorumdur. Çünkü bu benim ilk kitabım. Beni bırakıp gidemezsin..." 10 yıllık bir zamana yayılan ve yazılması altı ay süren 'Tüm Zamanların En Zamansız Üç Kadını', Nokta Yayınları'ndan çıktı. Gazeteci Fatma Nilgün Meral, hayatı üzerinde etki bırakmış üç kadının; Sezen Aksu, Semiha Berksoy ve Duygu Asena'nın, zamansızlığını anlatıyor kitabında. Ve ilginç bir de saptamada bulunuyor:
OKUYAN HARİKA SEVİŞİR
"Bu kitap bana göre bir Güney kitabı. Güney'de akşamüstü saatlerinde bir kadeh şarabını koyup, o güneşin batışını seyrederken okunası bir kitap. Kişinin uzun süreli bir birlikteliği varsa, kadın bu kitaptan sonra o akşam adamla harika sevişebilir ya da kadına daha sıkıca sarılarak uyuyabilir adam. Harika bir geceye gebe olabilecek bir kitap bu. Çünkü bu üç kadın o anlamda çok uygun. Bu aşk kitabı..."
* 'Tüm Zamanların Zamansız Üç Kadını'nı yazma nedeniniz neydi?
Bir dönem hakikaten gençlik denen meseleye çok 'takıktım' ben.
* Hangi dönem?
Belki bir 15-20 sene önce... Ama hayat bana şunu gösterdi; zamansızlık diye bir şey var fakat bu zamansızlık, zaman kadar gerçek ama zaman kadar acımasız değil.
ZAMANSIZLIK ÜRETİMLE MÜMKÜN
* Gençliğe o nedenle mi 'takıktınız'?
Gençliğin ve güzelliğin çok üzerine düştüğüm bir dönemim oldu. Kendim de çok gençtim tabii, hâlâ da gencim... Ama sonra şunu çok iyi anladım; zamansızlık ancak üretimle mümkün.
* Bu yüzden mi zamansızlık...
Zamansızlıkla ilgili bir meselem vardı benim ve hâlâ da varlığını sürdürüyor. Ama sonra bu taze etten üretime doğru şekil değiştirdi. Hayattaki duruşlarına saygı duyduğu insanlar, bu zamansızlığı hep ortaya koyduklarıyla yakalayabilmiş insanlar. Bütün gençlik zamansızlığına takıklıkla başlasa da hikayem; hiç, çok genç ve çok güzel birine uzun yıllar saygı duymadım, sadece çok genç ve çok güzel olduğu için. Yani benim zamansızlığım aslında bir duruş.
* Peki bu üç kadını neden seçtiniz?
Tam da bu noktada bu kitap için popüler anlamda kendine toplumda bir yer edinmiş zamansız kim olabilir diye düşündüğümde Sezen Aksu aklıma gelen ilk isimdi... Semiha Berksoy'la pek çok röportajımız olmuştu, her gidişimde kız arkadaşıma gidiyormuş gibi hissettim. Ben onu tanıdığımda 80'lerinin başındaydı, 94 yaşında vefat etti, genç bir ruhtu. Muazzam harmanlamıştı hayatı. O çok genç ruhla yaşamış, hikayesi olan, çok olaya tanık kadını dinlemekten onunla zaman geçirmekten hep büyük keyif aldım.
* Ya Duygu Asena?
O da bence kendi zamanında, bundan 20 sene önce, hakikaten Türkiye'de kadının ihtiyacı olan bir şeyi cevapladı. O bir fenomen. Onun iyi anlaşıldığını çok düşünmüyorum, ki feminizmin Türkiye'de çok anlaşıldığını pek düşünmüyorum, o da feminizm kargaşasından olumsuz anlamda ilk anda nasibini aldı. Ama kitapta da yazdığım gibi şimdi onu en çok kadınlar seviyor. Çünkü pek çok kadına öncü oldu.
BERKSOY NAİF BİR KADINDI
* Bu kadınların zamansızlıklarının ortak noktası nedir?
Bir kere bu kadınlar, temelde, zamansızlıklarını duruşlarıyla ispatlamış kadınlar. Radikal kadınlar bunlar. Bu radikal tavırlar içinde hayatın önlerine getirdiği artılara ve eksilere gülümseyerek cevap verebilmiş, karşı koyabilmiş, her koşulda yaşamaya devam etmiş kadınlar. Bence bu kadınlar yaşarken farkındalıkları olan ve ortaya bir 'şey' çıkartan kadınlar. Ben sanata gönül vermişimdir. Sanatın ve sanatçının olmadığı bir dünyayı zaten düşünmek bile istemiyorum. Mesela Sezen bana yıllarca çok şey verdi; 'Git' şarkısında sevgiliye acaba 'gitme cümlesini bir an önce kursam mı'yı bana çok düşündürttü. Yani bana bu kadar dokunan bir kadın.
* Kendilerini yazmak istediğinizi duyduklarında tepkileri nasıl oldu?
Duygu zaten beni tanıdığı için özgür bıraktı. Semiha Berksoy'la biz bunu yıllar önce konuşmuştuk. Aslında o çok da titiz bir kadın, kendi hakkında çok da fazla yazılsın, çizilsin isteyen bir kadın değil. Öyle ki, bu nedenle bence bundan biraz da zarar görmüş bir kadın. Çünkü bence dünya çapında bir sanatçı. Ben bu kitap projesini anlattığım zaman bana "Benim bir duruşum var, o duruş da naif ama sen yaparsan benim buna itirazım olmaz" demişti. Vefat ettiği için kızı Zeliha Berksoy ile konuştuk.
SEZEN İŞİN TASAVVUF TARAFINDA
* Kitapta Semiha Berksoy'un ağzından kendine ilişkin anlatımları bulunuyor. Bunlar biraz önce sözüne ettiğiniz önceki yıllarda yapmış olduğunuz röportajlardan mı alındı?
Evet. Bu yazılar benim Semiha Berksoy ile bir araya gelip konuşmalarımdan kalma. Birisini dört sene önceki bir röportajımdan almışım mesela...
* Peki Sezen Aksu'nun tepkisi nasıl oldu?
Aslında kendisi hakkında çok fazla şey yazılmasına sıcak bakmıyor. Bunu kendisi de açıkça söyledi. "Nilgün" dedi, "Şimdi ben sana detayımı anlatsam sen de bu kitabı yazmaktan vazgeçersin..." O işin çok daha sufi, manevi ve tasavvuf tarafında. Ama ben bir yola çıkmıştım. Ve engel olmadı.
* Hangisi daha fazla etki bıraktı sizde?
Semiha Berksoy yaşına göre, acayip bir kadındı. Üç gün üst üste yaptığı makyaj aynı değildi ve ben bunun nedeni sormuştum; "Çünkü her gün başka bir ruhla uyanıyorum. Makyajım desenim, yüzüm tuvalimdir" demişti. Yaşına rağmen yaşama olan direnciyle beni hayran bıraktı. Sezen hakikaten bir şekilde 'sahici' yaşayan bir kadın. Duygu da dediğim gibi tam bir femonen.
BELGİN ÇOBAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
