Zamanında kurumsallaşsay-dım bırakmazdım

İstanbul Sanayi Odası'nın Odakule'deki Meclis salonunda Fako İlaçları'nın kurucusu Kaya Turgut ve ÇBS Boyaları'nın kurucusu Şaban Çavuşoğlu'nu sıralarında oturmuş, Bakan Unakıtan'ın gelmesini ve toplantının başlamasını beklerken buluyorum. İki duayen sanayici.
Meclis'in onur üyesi olan ve 1980-84 döneminde başkanlık yapan Çavuşoğlu, "Gelecek aydınlandı, bu kez görüyoruz" diyor. Sonra da nedenlerini sıralıyor:
" Bir, genç nesil bizden daha iyi batıyla entegre oldu, iki, teknolojiyle iç içe yaşıyorlar, üç ihracatın çok iyisini yapıyorlar. Bizim zamanımızda öyle miydi? Rusya'da yapmadıkları iş kalmadı Türkler'in. Oysa bizim için öcüydü Rusya!" Şaban Çavuşoğlu'nun sahibi olduğu ÇBS'yi şimdi yeğenleri yönetiyor. Şirketten tamamen çekilmiş şu anda ürettiği kimyevi maddeleri ihraç ediyor olsa da, yarattığı ÇBS markası Çavuşoğlu için özel bir anlam ifade ediyor. "Bizim nesil gerçekten çok önemli markalar yarattı" diyor. "1954 yılının sanayicileriyiz biz. Üstelik zorlu yıllardı, ülkenin şartlarını da biz yaratıyorduk."

2007'ye kadar tahammül!
Çavuşoğlu, ekonomiyi disiplinli bir şekilde yöneten hükümetten memnun. Enflasyonla mücadeleyi beğeniyor. İç talepteki daralmayı ise doğal karşılıyor ve bir öngörüde bulunuyor. Çavuşoğlu'na göre, 2006'nın sonuna kadar iç talebin canlanması mümkün değil. Bu nedenle herkes 2006 sonuna kadar tahammül etmeli.
Devletin sanayiyle yakın çalışmaya başladığı görüşünün sanayicilerde hakim olduğu da bir diğer önemli konu. 'Eskiden öyle miydi? Başını kaldırıp bakmazlardı' diyen Çavuşoğlu'nun Unakıtan'ın yaz ayına rastlayan toplantılana katılmasından çok memnun olduğu anlaşılıyor.

Bütün hissemi satıyorum!
Kaya Turgut'a gelince. 2003 yılında çok uluslu Actavis Grubu'na Fako'nun yüzde 90'ını satan Turgut için de markasının anlamı büyük. Ama yine de Turgut bu yılın sonuna doğru kalan yüzde 10'u da satarak Fako'dan tamamen çekileceğini söylüyor. Niye diye soruyorum. "Bu işi bırakmamın çok önemli bir sebebi var. Zamanında kurumsallaşsaydım, bırakmazdım" diyor sonra da bir fıkrayla ne demek istediğini anlatıyor: "Paşaya kalesini düşmana teslim ettikten sonra sorarlar, 'niye' diye. O da der ki '9 sebebim var. Bir, barutum bitti' daha paşa cümlesini tamamlamadan, 'gerisini saymana gerek yok' derler. Bana gelince ben zaten yüzde 90'ınını sattım, geri kalanı da satacağım." İşte size meclis sıralarının iki duayen sanayicisinden anlamlı anekdotlar ve ekonominin ve Türkiye'deki sanayinin gidişatı konusunda ilginç tespitler...