kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Siyaset yapmıyoruz ki
Araştırma paramıza bile el koydular

Nasıl yapalım başbakanım

"Türk üniversiteleri niçin ilk 500'de yok" diyen Erdoğan'a rektör yanıtı: Bizi parasız bıraktınız.

Başbakan Erdoğan türban konusunda YÖK'ü eleştirirken "Siz kendi işinize bakın. Niçin Türk üniversitelerinin dünyada başarısı yok" demişti. Yanıt Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Nusret Aras'tan geldi.

HÜKÜMET EL KOYDU
Aras "Dünyada ilk 500'e girmenin kriterleri belli. Araştırmalar çok önemli" dedi ve ekledi: "Başbakan böyle söylüyor ama kendi hükümeti bizim araştırmalar için ayırdığımız fonlara el koydu."

ARAŞTIRMALAR DURDU
"Maliye Bakanı üniversitelerin öz kaynaklarından yarattığı 170 trilyonu aldı. Tüm araştırmalar durdu. Bizim için nasıl kötülük oldu bu anlatamam."


Siyaset yapmıyoruz ki

Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras "Eğitim sadece hükümetin işi değildir" diyor ve ekliyor "Üniversite söz söyleme hakkına sahiptir".

Üniversite tartışması nereden çıktı? Ufak bir hatırlatma yapalım. Meclisin 13 Mayıs 2004 tarihinde kabul ettiği YÖK Yasası'nı Cumhurbaşkanı Sezer veto etmişti. Yasanın dört maddesini tekrar görüşülmek üzere meclise geri yollayan Sezer'in gerekçesine gelince... "İmam Hatip Liseleri'nin genel lise statüsüne yükseltilmesi ya da bu liseyi bitirenlerin genel liseleri bitirenler gibi yüksek öğretim hakkından yararlanması, eğitimin laikleşmesini amaçlayan öğretim birliği ve laiklik ilkesiyle bağdaşmamaktadır." Sezer, katsayı konusundaki düzenlemeyi neden sakıncalı bulduğunu bu cümlelerle açıklıyordu. Geçtiğimiz günlerde YÖK'ün ÖSS'de soru içeriği ve katsayı değişikliği öngören bir düzenleme hazırlığında olduğu haberleri kamuoyuna sızmaya başlayınca bu sefer rektörler ayaklandı. En ağır eleştirilerden biri de Ankara Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Nusret Aras'tan gelmişti. Hatta Aras, meslektaşlarının araya girmesine rağmen Teziç'in konuşmacı olarak katıldığı bir toplantıyı da terk etmişti. Prof Aras ile iki gün önce rektörlük binasında buluştuk. Yayınladığı laiklik bildirgesiyle AKP milletvekillerinden büyük tepki alan Aras "O zaman tepki gösteren milletvekilleri Ermeni konusunda Almanya'ya gönderdiğimiz kınama için tebrik ettiler" diye anlatıyor. Ankara Üniversitesi Rektörü "Üniversitelerin işi günlük siyaset değildir ama eğitim hakkında görüş bildirmek en doğal hakkımızdır. Milli eğitim sadece hükümetin işi değildir" diyor. Aras ile Başbakan Erdoğan'ın üniversiteleri eleştiren sözlerini, YÖK'ü, imam hatipleri ve üniversitelerin niye siyasetin içinde bu kadar yer aldığını konuştuk.

NEDEN KARŞI ÇIKTIK?

* YÖK Başkanı Teziç'e karşı çıkmanızın sebebi nedir?
-Aslında onunla herhangi bir problemimiz yok ama olup biteni anlamakta zorluk çekiyoruz. Zamanında sayın Teziç yine aynı yasa taslaklarını hazırlamıştı. Biz karşı çıkmıştık. YÖK'ün bu konudaki bildirisi, Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçeleri ortada. Bütün bunların ışığında sayın Teziç bize dedi ki: "Eğer temel bir değişiklik yapılması gündeme gelirse bunu sizlerle paylaşacağım." Benim itirazım bu sözün yerine getirilmeyişine. Katsayı mevzuunda bir yıl önce temelden reddedilen bir durum temelden kabul edilmek istendi.

* Çok kısa olarak katsayı tartışmasının niye bu kadar önemli olduğunu anlatabilir misiniz? -Herkes sınava giriyor ama aldığı puan ortaöğretim başarı puanıyla çarpılıyor. Meslek liselerinde okuyanlar kendi mesleklerinin dışında bir yeri tercih ederlerse puanları 0.3'le çarpılıyor, kendi mesleklerini isterlerse bu sayı 0.8 oluyor. Örneğin teknik liseden birisi ben hukuk okuyacağım derse katsayı 0.3 oluyor.

* Yani bir anlamda seçimini yaptın orada devam et deniliyor. -Evet. Gerekçesi de şu. Devlet meslek liselerine düz liselerden beş katı harcama yapıyor çünkü uygulamalı eğitim pahalı bir eğitim. 0.3 puanı ise meslek liselilerin düz lisedekilerle onda üç oranında ortak dersi olmasından geliyor.

ÇOCUKLAR BOCALIYOR

* Yani kıyamet meslek liselerinin üniversiteye giriş aşamasında daha yüksek puan elde etme isteğinden kopuyor. Bunların içine İmam hatipliler de dahil tabii.
-Öncelikle ben YÖK üyesi değilim onu buradan belirteyim. Daha önce konuşulup karşı çıkılmış hatta veto edilmiş bir yasanın önümüze tekrar sürülmesine karşıyız biz. Biz umuyorduk ki eğer bir şey yapılacaksa önce rektörlerle tartışılsın,. Üzerinde çalışılsın. Örneğin meslek liselerinden gelenlerin meslek yüksekokullarına geçişleri sınavsız. Ama meslek liselerindeki eğitim düzeyi düşük olduğu için buraya gelen çocuk bocalıyor. Oturup önce bunların tartışılması lazım.

* YÖK Başkanı "Yanlış anlaşıldım böyle bir çalışma yok. Katsayıyı değiştirmeyeceğiz" diye bir açıklama yaptı. -O öyle dedi. Bazı YÖK üyeleri tam tersine açıklama yaptı. Meslek liselerinin

liselerinin mesleki yüksek öğretimle hayatların devam ettirmeleri gerekir, düzenlemeye kesinlikle ihtiyaç vardır ama düzenleme üniversite kapısında yapılmaz. Üniversiteye gelmeden önce örneğin aldıkları fen dersleri arttırılabilir. Çankırı ve Kastamonu'ndaki Türkiye'nin en başarılı meslek okullarındaki başarı oranı bile hep bu sınavsız geçiş sonucunda düşmektedir.

* Başbakan türban yüzünden yurtdışına kaçan çok oldu diyor. Başarısızlığın bir sebebi de türbanı yüzünden okuyamayan kızlar mı? -Yani yurtdışına kaç kişi gidebilir söylermisiniz? ABD'de sadece yıllık kayıt ücreti ortalama 30 bin dolardır. Oraya okumaya gidebilenler ya zengin çocuklarıdır ya da YÖK, Milli Eğitim bursuyla gitmişlerdir. Yani böyle bir göç falan yoktur.

SİYASET İŞİMİZ DEĞİL

* Hükümet "YÖK yapmazsa katsayıyı biz yasayla değiştiririz" diyor.
-Çok yanlış buluyorum. Neden? Yasa çıkarılması uzun bir süreçtir. Yasa kalır bu hükümet gider diğer bir hükümet gelir. O zamanın ihtiyaçları çok farklı olabilir, başka eğilimler başlayabilir ama yasa kalır. Örneğin ilerde üniversitelere talep bile azalabilir zaman katsayıyı üniversiteye talebi arttırmak için değiştirmek gerekebilir. Bütün bu değişikliklerin YÖK tarafından yapılması daha rasyoneldir. Yani eğitimdeki değişiklikler politikacının malzemesi olmamalı. Politikacı çıkıp diyor ki "Falan yasayı değiştireceğim, falanca okulun üniversiteye girmesini sağlayacağım". Bu olur mu? Politikacının işi değil ki bu. O zaman bir hükümet gelir yasaları değiştirir diğeri gelir yıkıp tekrar değiştirir. Politikacının eli eğitimin üzerinde olmamalıdır. Eli eğitimin olanakları artıracak şekilde üzerinde olmalıdır.

* Siyasetçiler de size, rektörler için, "Onlar kendi işlerine baksın siyasete bulaşmasın, onların işi değil" diyorlar. -Günlük siyaset tabii ki rektörlerin işi değildir ama eğitim sadece hükümete bırakılacak bir mevzu değil. Biz çocukların hangi konudan eksik hangi konudan güçlü olduklarını herhalde siyasetçilerden çok daha iyi biliyoruz.
Dolayısıyla bizi de yakından ilgilendiren bir meselede katsayı insin mi inmesin mi tartışmalarına görüş bildirmek siyaset yapmak değildir.

ÖĞRENCİLER ÇOK HAKLI

* Hükümet rektörlerin müdahalesini imam hatiplere yönelik bir saldırı diye algılıyor, sonra da kıyamet kopuyor.
-Halbuki öyle bir saldırı yok. Bütün bir modeli değiştirmekten bahsediyorlar ama fikrimizi sormuyorlar. Sonra bu çocuklar bizim kapımıza geliyor. Eğitimde milli bir politikamız olması lazım. Yoksa her gelen eğitim sistemiyle oynarsa geriye ne kalır? Örneğin bu katsayı zulmü ne zaman bitecek diye soruyorlar. Dünyanın her tarafında sistem bu. Bakın Avrupa'ya, oradan örnek vermek istiyorum çünkü oraya girmek istiyoruz. Mesleki eğitimin en yaygın olduğu ülkelerde rehber öğretmen karar veriyor çocuğun meslek okuluna mı liseye mi gideceğine. Sen oraya sen buraya şeklinde, hem de. O zaman asıl zulüm orada.

* Öğrenciler "Eğer biz yanlış tercih yaptıysak hayatımızın sonuna kadar bunun acısını mı çekelim?" diyorlar. -Kesinlikle haklılar. İşte ben de o yüzden, yapılması gereken değişikliklerin başka alanlarda olduğunu söylüyorum. Veliler bu konuda çocuklarını zorlamamalı. Çocuklar kendileri karar versinler. Tabii rehber öğretmenlerin de yetişmesi ve çocukları yönlendirmesi gerekiyor.

LAİKLİK BİLDİRGESİ

* Siz bir laiklik bildirgesi yayınladınız. Çok tartışıldı. Neydi amacınız? Bu siyaset yapmak değil mi?
-Kaçak Kuran kurslarındaki cezanın düşürülmesine bir tepkiydi. Türkiye'de 4 bin kuran kursu var. İstenirse yenileri açılır niye kaçak olanına ihtiyaç var ki? İşte bu noktada demin bahsettiğimiz çocukların yanlış yönlendirilmesi geliyor. Kaçak olmayan kursa çocuğunuz 15 yaşından itibaren gidebiliyor ama kaçak olunca 5 yaşında yolluyorsunuz. O zaman din değil hurafe eğitimi oluyor. Eğitimin her dalında bir kontrol vardır. Biz, din eğitimindeki kontrolsüz duruma karşıyız. Tekrar ediyorum, eğitimle ilgili her şeyde üniversitenin söz söyleme hakkı vardır ve bu siyaset yapmak değildir.

* Peki eğitimde çözüm nedir? -Türkiye'de mesleki eğitimin özendirilmesi gerekiyor. Yeni üniversite açılsın deniliyor ama önce ihtiyaçların belirlenmesi lazım. Örneğin bizde yanılmıyorsam 20 tane veterinerlik fakültesi var. Hayvancılığın çok önemli olduğu Almanya'da bu sayı sadece 5. Yani öncelikle bunların ele alınması lazım. Üniversite mezunları iş bulamıyor, bu da üniversite kurumunu zedeliyor. İnsan gücünün planlanması lazım. YÖK bence mutlaka kalmalı ama bu şekliyle ihtiyaçlara cevap vermediği de bir gerçek. Yeniden yapılanmalı. Eğitim bir milli seferberlik işidir. Sivil toplum örgütleri, hükümet üyeleri ve üniversiteler bir araya gelerek köklü değişimler gerçekleştirebilirler. Bir an önce bir plan belirlemek gerekiyor.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Bingöl'de gözyaşı ve protestolar
 Avrupa'nın görüşü hükümeti bağlar
 Köylüler TAYAD'ı taşladı
 İzinsiz dinleyene 3 yıl hapis cezası
 Eğitim-Sen'den 'anadil' değişikliği
 İstanbul'da sağanak yağış uyarısı
ERDAL ŞAFAK
Nobel'e 4 adayımız var
Nobel Edebiyat Ödülü...
ÖMER LÜTFİ METE
Piri Reis ile Telekom
Türk Telekom ihalesinde ulaşılan...
UMUR TALU
Gelip geçerken...
Kasvetli bir günün içinden küçük...
MEHMET ALTAN
AB Komisyon Kararı duyuldu mu?
AB Komisyonu, Avrupa...
Açlığa karşı United Nations
Dünyanın en büyük konseri Live8; internet, radyo ve TV kanallarıyla...
Irak'ta Mısır Büyükelçisi kaçırıldı
Saddam'ın devrilmesinden sonra atanan ilk Arap büyükelçi kaçırıldı...
İsteyenin bir yüzü
İsteyenin bir yüzü
Yabancı arayışında ilgilendiği İnsua, Kily Gonzalez, Figo ve Rui...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu